Matematik ve astronomi geleneğinin temsilcisi: Ali Kuşçu
Ali Kuşçu, Timurlular devrinde Semerkant'ta yetişmiş önemli bir astronomi ve matematik bilginidir. Kuşçu'nun derslerini bilim insanları dahi takip etmiştir. Ali Kuşçu ayrıca Molla Hüsrev'le birlikte Semaniye medreselerinin programını hazırlamış; İstanbul'un boylamını 59 derece, enlemini de 41 derece 14 dakika olarak belirlemiştir. Ölüm yıl dönümü vesilesiyle Ali Kuşçu'nun hayatına dair bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 26.10.2019
14:44
Güncelleme Tarihi: 15.12.2021
13:51
MATEMATİK VE ASTRONOMİ GELENEĞİNİN TEMSİLCİSİ
Alaeddin İbn Muhammed el-Kuşçu olarak bilinen Kuşçuzâde Alâüddîn Ebû el-Kâsım Ali İbn Muhammed , XV. yüzyılın başlarında Maveraünnehir bölgesinde Semerkand 'da doğdu. Babası Muhammed doğan besliyordu, Uluğ Bey 'in (1394-1449 ) doğancısı olduğu için önce Kuşçuzâde , sonradan da Kuşçu lakabıyla tanındı. Eğitiminin önemli bir kısmı Uluğ Bey 'in sarayında ve onun yakın çevresinde geçti. Uluğ Bey'den, Gıyâsüddîn el-Kâşî 'den, Kadızâde-i Rûmî 'den ve Uluğ Bey'in etrafındaki diğer bilim insanlarından matematik ve astronomi dersleri aldı. Uluğ Bey ondan "faziletli oğlum" diye bahsetti. Ali Kuşçu Semerkand 'da tahsilini tamamladıktan sonra, söylentiye göre gizlice Kirman 'a gider ve oradaki bilim ve düşünce insanlarından dersler alır.
BİLİMSEL KİMLİĞİNDEN DOLAYI BÜYÜK İLGİ GÖSTERİLDİ
Kirman'da kaldığı sürede içlerinde Nasîrüddîn-i Tûsî 'nin Tecrîd el-Kelâm adlı eserinin de bulunduğu birçok kitabı okuma ve inceleme fırsatı buldu. Tûsî'nin kitabı üzerine hazırladığı ilk kelam çalışması olan Şerh el-Tecrîd (Tecrîd Üzerine) eserini de burada yazdı ve Ebû Sâid Bahâdır Han 'a takdim etti. Ali Kuşçu burada kaleme aldığı bir diğer çalışması olan Risale Hall el-Eşkâl el-Kamer 'i de (Ay'ın Görünümleri Üzerine) Semerkand'a döndüğünde Uluğ Bey'e takdim etmiş ve takdirini kazanmıştır. Ayrıca Risâle der İlm-i Hey 'e (Astronomi Risalesi) ve Risâle der İlm-i Hisâb (Aritmetik Risalesi) adlı Farsça iki makale daha yazmıştır.
1449 yılında Uluğ Bey'in öldürülmesinden sonra başlayan taht kavgaları Semerkand'ı yaşanmaz hale getirince, Ali Kuşçu da ailesiyle birlikte Timurluların sarayından ayrılarak Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan yönetimindeki Tebriz 'e gitti.
ALİ KUŞÇU'NUN BİLGİSİNE HAYRAN OLAN FATİH
Uzun Hasan bilime ve bilim insanlarına değer veren bir hükümdardı. Ali Kuşçu'ya bilimsel kimliğinden dolayı büyük ilgi gösterdi ve aralarındaki anlaşmazlığı çözmesi için Fatih Sultan Mehmed 'e elçi olarak gönderdi. Kendisine İstanbul'da çalışmasını teklif etti. Ali Kuşçu da elçilik görevini tamamladıktan sonra İstanbul'a dönmeye söz verdi. Elçilik görevini tamamlayan Ali Kuşçu İstanbul'a döndü. Fatih Sultan Mehmed, yolculuğu boyunca kendisine refakat etmesi için bir heyet gönderdi ve İstanbul'da büyük törenlerle, armağanlarla karşılanmasını sağladı.
Karşılayanlar arasında İstanbul kadısı Hocazâde de vardı. Fatih Sultan Mehmed, huzuruna kabul ettiğinde Ali Kuşçu'ya Hocazâde'yi nasıl bulduğunu sormuş, o da "Acem'de Rum'da benzeri yok" deyince Fatih de "Arap'ta da benzeri yoktur" demiştir.
Ali Kuşçu İstanbul'da daha önce Farsça hazırladığı Risâle der İlm-i Hisâb adlı çalışmasını genişleterek Arapça bir redaksiyonunu yaptı ve Muhammediye adıyla Fatih'e sundu. Matematik alanındaki bu önemli çalışmasının ardından, Risâle der İlm-i Hey'e adlı çalışmasının da Arapça, genişletilmiş redaksiyonunu hazırladı ve Fatih'in Uzun Hasan ile gerçekleştirdiği Otlukbeli Savaşı 'nın (11 Ağustos 1473 ) kazanıldığı gün Fethiye adıyla Fatih'e sundu. Fatih Sultan Mehmed, savaş dönüşü Ali Kuşçu'yu Ayasofya Medresesi'ne müderris tayin etti. Bu tayin İstanbul'da astronomi ve matematik alanındaki çalışmalara canlılık getirdi, hatta Ali Kuşçu'nun derslerini bilim insanları dahi takip etti. Ali Kuşçu ayrıca Molla Hüsrev 'le birlikte Semâniye Medreselerinin programını hazırladı, İstanbul'un boylamını 59 derece, enlemini de 41 derece 14 dakika olarak belirledi.