Avrupalı müzisyenlerin Osmanlı'yı anlattığı operalar
Osmanlı kültürü, Avrupa sanatı için her zaman ilgi çekici oldu. Bilhassa 18. yüzyılın Avrupasında, Osmanlı'daki gündelik yaşam, insanların giyim tarzı ve yaşam biçimi, Avrupalı sanatçılara ilham kaynağı olma noktasında en ön sıralardaydı. Bu ilham, Avrupalı opera sanatçılarının eserlerine de yansıdı. Peki, bu operalar masum bir şekilde Osmanlı kültüründen ilham alınarak oluşturulan sanat eserleri miydi? Arka plandaki "dünya görüşü, düşünüş biçimi ve temsiliyet rolü" nelerdi?
19. yüzyıl Avrupa'sında opera güçlü bir düşünme ve algı biçimini ortaya koyan bir sanattı. Batı müziğinde Şark'a olan ilgi ve Şarklı temalar oldukça eskidir. Kaynaklarda geçen bilgilere göre, Avrupa müziğindeki şark etkisi Viyana Kuşatması sonrasında gerçekleşmiştir.
Batı'nın oryantalist bakış açısı sanatın opera kolunda da kendisini göstermiştir. Avrupalılar hayal dünyasında oluşturdukları "Doğu imgesi"ni gizemli bir hale getirerek egzotik bir şekilde opera eserleri vasıtasıyla seyirci önüne sunmuştur. Örneğin, Milano'da sergilenen 2. Mehmet Operası, Osmanlı topraklarında rahatsızlığa sebebiyet vermiş, bunun üzerine İtalyan Dışişlerine başvurulmuştur. Opera'nın izleyici önüne geçmemesine dair herhangi bir müdahalede bulunamayacaklarını bildiren İtalyan hükümeti, operanın sanatçısıyla görüşerek "milli onura karşı herhangi bir saygısızlığa" yer verilmeyeceğine dair bir güvence verileceğini ifade etmiştir.
Osmanlı etkisiyle ortaya konan operalarda kişilerin incelenmesi de tam anlamıyla oryantalist bir bakış açısıyla oluşturulmuştur. Şark'ın Oryantalleştirilmesinde Müziğin Araçsallığı isimli çalışmada opera kadrosunun, aydınlanmış Avrupalı kadın, bilge Selim Paşa, güç ve cehaletin Osman biçiminde resmedilen karakterler oluşturduğunu ifade eder. Şark için yakıştırılan acımasızlık, tahammülsüzlük, bağımlılık ve aynı zamanda bağışlayıcılık temaları hikayelerin ana örgüsünü oluşturur.
Bu operaların neler olduğuna bir göz gezdirelim…
Tamerlona olarak adlandırılan eser, George Frideric Handel tarafından bestelenmiş üç perdelik opera eseridir. 1724'de bestelenen opera, Timurlenk ile Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid arasındaki rekabetin hikayesini konu alır.
İlk kez 1724 yılında Londra'da sahnelenen Timur Operası önemli karakterleri, Timur Devleti Hükümdarı Timurlenk, Osmanlı tarihinin önemli isimlerinden Yıldırım Beyazıt ve Timurlenk'in çaresizce âşık olduğu Beyazıt'ın kızı Asteria'dır. Aşk ve savaşın bir arada yer aldığı bu opera Avrupa'nın birçok kentinde oynanmıştır.
İngiltere'de Timur'un hayatı ve Osmanlı Devleti ile savaşı 16. yüzyıldan itibaren okurların ve tiyatro seyircilerinin ilgisini çekmiştir. Timur ve Beyazid ile ilgili tiyatro eserleri de gayet popüler seyirci toplamıştır. Bunlar arasında en önemli olanı 1587/88 'de Christopher Marlowe tarafından yazılmış Timur'un hayatını ele alan iki tiyatro oyunu 'Temburlaine'dir. 1701'de İngiliz tiyatro yazarı Nicolas Rowe "Tamerlane" adlı bir piyes yazmış ve bu eser her yıl Kasım ayı başında Londra tiyatrolarında temsil edilmiştir.
Türkiye'de eseri sahneye koyan Mehmet Ergüven eser hakkında şu sözleri sarf eder:
"'Handel'in 39 operası var. Timurlenk, yaratıcılığının doruk döneminde yazdığı önemli eserlerinden hatta 2-3 başyapıtından biri. Diğerleri Jul Sezer ve Sense operaları. Dünya operasının repertuvarına bakıldığında Handel'in ağırlıklı bir yeri var. Bugün Avrupa'da hangi kente giderseniz gidin mutlaka bir Handel Operası izleyebilirsiniz. "