Klasik Türk müziğinin vazgeçilmez makamları
Klasik Türk müziği, 17'nci ve 19'uncu yüzyıllar arasında varlığını gösterdi. Koca Osman, Çömlekçizade Recep, Hafız Post, Itri ile başladı, Zekai Dede ile bitti. Asıl kimliğini uygulamada gösteren makam musikisi, her şeyden önce beste ve icra seviyesinde oluşan bir musiki türü olarak karşımıza çıkıyor. Klasik Türk müziğinin makamlarını sizleri için derledik.
"Güller arasında seni bensiz gören olmuş Gönlüm yüzünün rengine düşmüş de ben olmuş Duydum ki güzel gözlerini çok seven olmuş Gönlüm yüzünün rengine düşmüş de ben olmuş"
İlk defa 14'üncü yüzyılda Safiyüddün Abdülmümin'in eserlerinde rastlanılmaktadır. Yerinde Uşşak dörtlüsüne, Neva perdesinde Buselik beşlisinin eklenmesiyle meydana gelir. Seyri çıkıcıdır.
"Efendimsin cihanda îtibârım varsa sendendir Miyan-ı aşıkanda iştiharım varsa sendendir Benim feyz-i hayâtım hâsılı rûh-ı revânımsın Eğer sermâye-i ömrümde kârım varsa sendendir Benim cânım civânım îtibârım varsa sendendir"
"Sanma şâhım herkesi sen, sâdıkâne yâr olur Âlemi sen dost mu sandın bil ki ol ağyâr olur Sâdıkâne bil ki ol bu âlemde bir serdâr olur Yâr olur, ağyâr olur, serdâr olur, dildâr olur."
"Geçti sevdalarla ömrüm, ihtiyâr oldum bugün Ak pak olmuş saçlarımla bî-karâr oldum bugün Bir muhabbet neş'esiyle ilkbahâr oldum bugün Ben huzurunda yer öptüm, tacidâr oldum bugün"
"Söyle git ağlanacak hâlini dildâre gönül Lütfeder belki senin derdine bir çâre gönül Yalvran bülbüle elbette güler gonca-i nâz Merhemin yârdan umar böyle derin bir yâre gönül"