Türk müziğinin temelini oluşturan bestekar: Rauf Yekta Bey
Türk musikisi sisteminin temellerini atan Rauf Yekta Bey; müzikolog, bestekar ve neyzen kimliğiyle öne çıkan, tarihimizin önemli simalarından biridir. Osmanlı musikisinin son büyük bestekarı Zekai Dede'nin yedi yılı aşkın öğrencisi olan ve Türk müziğinin temelini oluşturan Rauf Yekta Bey hakkındaki bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 07.01.2020
16:16
Güncelleme Tarihi: 07.01.2020
17:38
Tarih boyunca musiki tanımları
Musikinin tarih boyunca birçok tanımı yapıldı. İbn-i Sina'ya göre musiki; birbiriyle uyumlu olup olmadığı yönünden sesleri ve bu sesler arasındaki zaman sürelerini araştıran riyâzî bir ilimdir .
Emmanuel Kant'a göre musiki; sesler vasıtasıyla birbirini takip eden güzel hisleri ifade etme sanatı; Jean-Jacques Rousseau için de, sesleri kulağa hoş gelecek şekilde tertip edebilme sanatıdır.
Müziği eğitimlerin en üstünü olarak kabul eden Sokrat'a göre ritim ve melodi, ruhun içine işleyerek onu en güçlü biçimde kavrar. Eflatun'un (Platon) bu konudaki yaklaşımı Sokrat'ın görüşlerine çok yakındır. Aristo ise müzik eğitiminin pek çok bilgiye ulaşmak için araç olması yönünden gerekli olduğunu söyler.
İslam dünyasında musiki çalışmaları
İslam dünyasında musiki çalışmaları teori ve saz alanında yoğunlaştığı bilinir. İlk İslam filozofu Kindi, teori üzerinde çalışan en eski müelliftir. Kindi'den sonra musiki nazariyesine dair çalışmaları günümüze ulaşmış diğer bir İslâm filozofu Farabi'dir .
Türk musikisi ses sisteminin ilk adımlarını Rauf Yekta ve Suphi Ezgi oluşturmuştur. Günümüzde kullanılan Batı notasının Türk musikisine uygulanmış şekli olan nota yazısına temel alınan, bir 8'li içerisinde 24 eşit olmayan aralığın yer aldığı 25 perdeli bu sistemin ilk teorik açıklamasını Rauf Yekta Bey yapmıştır.
Osmanlı'nın musiki okulları
Asıl adı Mehmed Rauf olan ve 26 Mart 1871'de İstanbul Aksaray'da doğan Rauf Yekta Bey, ilköğrenimini Simkeşhâne okulunda yaptı. Mahmudiye Rüştiyesindeki eğitimine devam etti ve burayı birincilikle bitirdi.
İlk musiki meşklerine öğrencisi olduğu Zekai Dede'den dinî eserler seçerek başladı. Beylerbeyi Camii başmüezzini Osman Efendi'den, Zekâizâde Hâfız Ahmed ve Bolahenk Nuri Bey'den aldığı derslerle de repertuvarını zenginleştirdi.
Osmanlı Türk mûsikîsinin son büyük bestekârı