Unutulmaz Neşet Ertaş türküleri
Kendi ifadesi ile 'Ayaklar türabı gönüller hizmatçısı' , büyük halk ozanı Neşet Ertaş bu dünyadan göçeli tam yedi yıl oldu. Aradan bunca zaman geçse de Anadolu insanının gönlünde taht kurmaya devam eden 'Bozkırın Tezenes i'nin en sevilen türkül erini ve hikayelerini sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 25.09.2019
09:58
Güncelleme Tarihi: 25.09.2020
10:23
Neşet gerçek aşkla tanıştığı vakit babasını sevdiği kızı istemeye gönderir. Ancak Abdal ve çalgıcı oldukları için kızı vermezler, Neşet'e bahaneler söylerler:
"Yârin aşkı ile arttı hep derdim Babamı bir yâre dünür gönderdim Başlığı çok istemişler haberin aldım İstemiyor seni yârin dediler"
Neşet bu acılarla birlikte ilk âşık olduğu kızın genç yaşta öldüğünü duyunca çok içlenir ve ona bir türkü yakar. Ertaş, röportajlarında belirttiği üzere bu türküyü hiçbir zaman ağlamadan bitiremedi.
Neşet Ertaş'ın 'Vay Vay Dünya' türküsünü dinlemek için tıklayın.
Bugün bana bir hal oldu Yardan kara haber geldi Bu haber bağrımı deldi Bir de duydum Menom öldü Sevdiydik birbirimizi Açamadık sırrımızı Babalar hâlden anlamaz Duysa öldürürdü bizi Büyümüş gelinlik olmuş Hasretinden rengi solmuş Gizli dertten hastalanmış Bir de duydum Menom ölmüş Yalandır bu dünya yalan Var mıdır muradın alan Cennet yüzünü görmesin Sevenlere mani olan İnsanoğlu hiç mi idi Öksüz sevmek suç mu idi Biz de murada erseydik Garip olmak suç mu idi
HAPİSHANELERE GÜNEŞ DOĞMUYOR
Neşet Ertaş'ın çok sevilen türkülerinden olan "Hapishanelere Güneş Doğmuyor" türküsünü hapishanede kimsenin arayıp sormaması üzerine yaktığı yaygın bir görüştür.
Neşet Ertaş'ın 'Hapishanelere Güneş Doğmuyor" türküsünü dinlemek için tıklayın.
Hapishanelere güneş doğmuyor Geçiyor bu ömrüm de günüm dolmuyor Eşim dostum hiç yanıma gelmiyor Yok mu hapishane beni arayan Bu zındanda ölecem gardiyan
Birer birer yoklamayı yaparlar Akşam olur kapıları kaparlar Bitmiyor geceler olmaz sabahlar Yok mu hapishane beni arayan Bu zindanda ölecem gardiyan
Anamdan doğalı garip kalmışım Acı hapishane daha genç yaşım Benim zindanlarda ne idi işim Yok mu hapishane beni arayan Bu zindanda ölecem gardiyan
Neşet Ertaş'ın kendi ağzından:
"O zamanlar gençtim. Gazinoda çalıp söylüyordum. Gömleğimin yakası yağ içindeydi. Gömleğimi yıkayacak, önüme bir tas çorba koyacak bir yârim olsa dedim. Uzaktan uzaktan bakıştığımız bir kız vardı. Gittim istedim. Hayır demediler. Ama olmadı, kısmet değilmiş, yarım kaldı. Çok efkârlandım. Pavyondan ayrıldım, şehri terk ettim, sazımı siyaha boyadım ve başladım çığırmaya:"
Karadır şu bahtım kara
Sözüm kar etmiyor yara
Yaktım yüreğimi nara
Eyvah eyvah ey
Kendim ettim kendim buldum
Gül gibi sararıp sordum
Eyvah eyvah ey
Bilmez yar gönlümden bilmez
Akar gözyaşlarım dinmez
Bir kere yüzüme gülmez
Eyvah eyvah ey
Söylerim sözüm almıyor
O yar yüzüme gülmüyor
Garip gönlümü bilmiyor
Eyvah eyvah ey
Neşet Ertaş'ın 'Karadır Bu Bahtım Kara" türküsünü dinlemek için tıklayın.
KENDİM ETTİM KENDİM BULDUM
"Eski yanıkları yüreğinden atamadan" evlenen Neşet Ertaş evliliği hakkında şöyle der:
"Genç yaşlarımızda hiçbir şey düşünmeden âşık oluruz. Çalışmaya başladım, evlendim ama yüreğimdeki aşk sönmedi. Yani âşık olmadan evlendim. Bu doğru değildi. Evlenecek bir insanın, evlenmeden evvel yaşadıklarını ruhundan çıkarması lazım ki evliliğine yönelsin. Mutlaka yüreğe iz eden olaylar vardır, onlar ayrı. Ben evliliğe saygıdan bahsediyorum. Keremler gibi yanarken, bekâr hayatından kurtulmak için evlenmem gerekiyordu. Böyle bilinçsiz adımların sonucu ayrılık oldu."
Neşet Ertaş'ın 'Kendim Ettim Kendim Buldum" türküsünü dinlemek için tıklayın.
Yazımı kışa çevirdin Karlar yağdı başa Leylam Viran oldu evim yurdum Ne söylesem boşa Leylam
Her an gözümde perdesin Nere baksam sen ordasın Mevla'm ayrılık vermesin Gökte uçan kuşa Leylam
Yardan ayrı kalmak ölüm Söyle ne olacak halım Böyle kader böyle zulüm Gelir garip başa Leylam
Neşet Ertaş, veda etmeden önce "Veda Şiiri"ni yazar. Neşet'in Veda'sı hepimizin yüreğini sızlatır.
Tükendi ömrümün çoğu gidiyor Cahil ömrüm geldi geçti yel gibi Sevdiğim uzaktan seyir ediyor Beni görüp bakınıyor el gibi
Geçti günler, yıllar, ömürse doldu Giden gitti bilmem geri ne kaldı Ömrümün baharı sarardı soldu Yandı kaldı garip bağrım çöl gibi
Veren, geri almak için gözlüyor Her an her saniye beni izliyor Garip bağrım için için sızlıyor Sazımda inleyen sırma tel gibi
Uzun yoldan gelmiş gibi yorgunum Ne kimseye küskün ne de dargınım Bir ahu gözlüye candan vurgunum
Neşet Ertaş'ın Veda şiirini Erol Parlak'ın sesinden dinlemek için tıklayın.