İletişimde duygusal zekanın önemi
İnsanlar arasındaki ilişkilerin sürdürülebilirliği iletişim sayesinde gerçekleşir. İletişimin olmadığı bir hayat biçimi düşünülemez. İletişimin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi, iletişim içerisindeki kişilerin duygusal zekasının boyutuyla ilişkilidir. Duygusal zekası yüksek kişiler, iletişimde daha başarılı olur. Gelin, birlikte geliştirilebilir bir beceri olan duygusal zekayı yakından tanıyalım.
🔸 İletişim, sosyal hayat için gerekli olan, insanların birbirini anlamasını sağlayan bir etkileşim sürecidir. İletişimin olmadığı bir hayat imkansızdır. Hiçbir eylemde bulunmamak ve konuşmamak dahi anlamlı bir mesaj içerir.
🔸 İletişim, sözlü veya sözsüz şekilde gerçekleşebilir. Sözlü iletişim dil aracılığıyla oluşturulurken sözsüz iletişim; jest, mimik ve beden dili yoluyla gerçekleşir.
🔸 İletişimin etkili bir şekilde devam etmesini sağlayan faktörlerden biri iletişim içindeki kişilerin sosyal zekaya sahip olup olmamalarıdır.
(X) Duygusal zeka nedir?
(X) Kişinin kendi duygularını ifade ettiği gibi karşı tarafın duygularını da anlayabilme ve aynı zamanda
onun duygularına yönelik tepki verebilme becerisidir.
🔸 Duygusal zeka, öz denetim becerisi, öfke kontrolü, grup içi sorumluluk alarak işbirliği yapma, toplulukla yaşayabilme, kendisini tanıtma, anlatma, duygularını kelimelere dökme, karşısındakinin de duygularını, ihtiyaçlarını anlayabilme becerilerini kapsar.
🔸 VAV TV'de yayınlanan Kendini Bilmek programında bu hafta "İletişim ve Sosyalleşme Becerileri" konuşuldu. Programın konuğu Klinik Psikolog Ayşenur Bayraktar oldu.
🔸 "Kişinin sosyal becerilerinin yüksek olması insanlarla ilişkilerinin güçlenmesine neden olur." ifadesinde bulunan Ayşenur Bayraktar, ev sahibinizle çok iyi anlaşmanız evinde rahat ve güven içinde oturmanıza neden olur, örneğini verdi.
🔸 "Bazı insanlarla iletişim kurarken o kişinin sosyal becerileri yüksek olmasına rağmen rahatsız hissedebilirsiniz. Bunu manipülatif, sağlıksız kullandığına dair sinyalleri görürsünüz. Sizinle çok iyi iletişim kurar, hâlinizi hatrınızı sorar, sürekli arar. Kendinizi özel hissedersiniz. Ama bir bakarsınız ki herkese karşı öyle." sözlerini aktaran Bayraktar sağlıklı iletişimin "güven duyma" aşamasını şu şekilde açıkladı:
"Güven dediğiniz şey zamanla oluşur. Kendimizi tanıtma ve karşımızdakini tanıma sınırlar ve mesafeler ile zaman içinde oturur. Ama yeni tanıştığım bir insan bana tüm özelini anlatıyorsa biraz şüpheci davranmak gerekir."
🔸 Bazı insanlar küser, darılır, konuşmaz ve anlaşılmayı bekler. Küsmenin çocuksu ve manilüpatif bir davranış olduğunu aktaran Bayraktar:
"Anlatmadan anlaşılmayı beklemek bizim toplumumuzda yaygın bir davranıştır. İmalarla, dolaylı yolla, üstü kapalı bir şekilde kendimizi anlatmaya çalışmak oldukça büyük iletişim engellerinden biridir."
