Arama

Yaşam izlerimiz: Travma

Bireyin beklemediği bir olaya sınırlarını zorlayan bir şekilde maruz kalması olarak tanımlanan travma, kişilerde birtakım ruhsal izler bırakır. Travmanın boyutu bireyin kişilik özellikleri, anlamlandırma biçimleri ve içinde yaşadığı çevreden aldığı kodlar ışığında değişkenlik gösterir. Yani aynı travmatik olayı yaşayan kişiler arasında travmanın ettiği tesir değişir. Peki travma ile baş etme yöntemleri nelerdir?

Yaşam izlerimiz: Travma

Vav TV'de Dr. Ayşe Kaya Göktepe'nin moderatörlüğünde yayınlanan Aile Çatısı programının bu haftaki konuğu Ayşenur Karahan Yabanigül oldu. Bu haftanın konusu travmaların kimlik oluşumuna etkisiydi.

🔶 Yabanigül, "Aile ağacı nedir? Soy bilim çalışmaları niçin önemlidir ve biz bunu psikoterapide nasıl kullanıyoruz?" sorusuna şu şekilde yanıt verdi:

"Terapi odasında kullandığımız çok fazla materyalimiz var. İnsanı anlamada çok fazla yeterli olmasa da büyük resmi görebilme konusunda bize yardımcı oluyor. Bunlardan biri genogram şekillerinden insanın nesiller boyu aktarım yaptığı bazı davranış kalıpları oluyor. Bunları kişiyle konuşurken bizzat çok farkında olarak konuşmasak da şekile döktüğümüzde bu bağlantıyı daha net görebilme şansımız oluyor. Bu bağlamda soy bilim çalışmalarında özellikle bunları çok fazla kullanıyoruz."

Programın tamamını izlemek için tıklayınız.

Genogram nedir?

🔶 Genogram, bireyin ailesinin, ailedeki üyeler arasındaki ilişkilerin tıbbi ve zihinsel sağlık geçmişlerinin görsel bir temsilidir. Aile ağacından daha kapsamlıdır. Çünkü ailedeki her bir üye hakkında daha detaylı bilgi verir.

🔶 Genogram, cinsiyeti, tanıları ve çeşitli aile üyeleri arasındaki bağlantıları temsil etmek için farklı semboller kullanır. Bir terapist, müşterisinin nesiller arası kalıpları görmesine veya akrabaları arasındaki etkileşimler hakkında bağlantı kurmasına yardımcı olmak için bir genogram kullanabilir.

Travma nedir?

🔶 Oldukça sık kullandığımız kelimelerden biri olan travma, günlük rutini bozan, ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen, dehşet, kaygı, panik yaratan, insanın anlamlandırma süreçlerini bozan olaylar ve travmatik yaşantılar olarak tanımlanır.

🔶 Bu tür olaylarda kişilerde genellikle gücü kötüye kullanma, duyulan güvene ihanet etme, tuzağa düşme, çaresizlik, acı, kafa karışıklığı söz konusu olabilir. Travma olgusunun içinde hem tek seferlik olaylar (kazalar, doğal afetler, ameliyatlar, ölümler, vb.) hem de tekrarlayan olaylar (çocuk ihmalleri, savaşlar, şiddet içeren ilişkiler, vb.) bulundurur.

Doğan Cüceloğlu'nun İçimizdeki Çocuk adlı kitabından 20 alıntı

🔶 Yabanigül, travmanın boyutunu şekillendiren parametreleri şu şekilde açıkladı:

"Travma bir örselenme ve yaralanmayı temsil eder. Travma patinaj yaşadığımız, üstesinden gelemediğimiz, zedeleyici etkiler gibidir. Toplumda travmanın ötesinde travma yaşama korkusu çok yoğun. Her yaşayacağımız şeyi, olası bütün ihtimalleri travma gözünden değerlendiriyoruz. Düşsek de aynı. Birisi bize yan gözle baksa da aynı duygu durumuna düşüyoruz. Burada kişinin yaşı, geldiği sosyal çevre, aldığı etkiler, mizaç yapısı, kaldırma kuvveti, olaya bakış açısı, kendi tekamülü bütün bunların hepsi aslında yaşadığı olayı, anlamlandırmasını ve olaya bakışını şekillendiriyor, aslında. Travma dediğimiz boyutu şekillendiren şeyler bunlar. "

🔶 Dr. Ayşe Kaya Göktepe, "Bir olayın travma mı stres mi olduğunu anlamak için dört temel kriterimiz var." diyerek bu kriterleri şu şekilde açıkladı:

"Travma süreğen ise ve kişide algı blokasyonuna sebep olmuş ise, duygularımız donuklaşmışsa, bedensiz bilinç durumu dediğimiz sanki bedenimizden uzaklaşıyorum gibi burası gerçek mi hayalde miyim gibi bir hisle kendine adeta dışarıdan bakıyormuş gibi hissediyorsa kişi ve en uç tabloda da alt kişiliklere ayrılma dediğimiz tablo varsa kişinin travmatizasyon yaşadığını söyleyebiliriz. Ama şunun da altını çizelim. Diyelim ki büyük bir olay yaşadık, algımız donuklaşabilir. Çok sevdiğimiz birini kaybettiğimizde bedenimizden uzaklaşmış gibi hissedebiliriz. Şu an gerçek mi hayal mi ayırt edemiyor gibi hissedebiliriz. Bunun temel kriteri 20 gündür. Genelde de biz kişi bir kayıp yaşadığında deriz ki bu yaşadığın normal. Bu 40 günde biraz daha azalır ve bir sene içerisinde bütün bunlar zamanla yok olur. Hemen bu yaşandı diye doğrudan travmatizasyon oldu, diyemiyoruz. Çünkü travma sonrası stres bozukluğunun ortaya çıkması içinde bir zaman kriteri var."

Duyguları özgürleştiren his: Affetmek

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN