Kitle imha sanatı
Sinema, insanların sevdikleri ile beraber güzel vakit geçirmek için gittiği, perdenin açılması ile ağlayıp, güldükleri bir aktivite. Peki, bu masum görünen perdenin arkasındaki tehlikenin farkında mıyız? Amerikan inanç sisteminin vücut bulmuş hali olan Hollywood, tüm dünyaya kendi fikirlerini yayarak insanlığın zihin kodlarıyla oynuyor. Hollywood bunu nasıl yapıyor? Gelin cevabı beraber bulalım.
Önceki Resimler için Tıklayınız
🔷 Herhangi bir Hollywood filminde gördükleriniz sadece estetik bir zevk, sinematografik ifadeler ile açıklanmaz. Yapımlar, bir mühendislik sonucu ortaya çıkar. Bu filmlerin kurgusu masumane değildir. Yapımlar seyir zevki düşünülerek de oluşmaz. İçerisine yerleştirilen ögeler tek tek özenle seçilir. Amerikan sineması kendisine film yerine "hareket eden resim" demeyi tercih eder. Bu hususa eserinde detaylıca değinen Alev Alatlı,
"Dikkatinizi çekmek istediğim bir diğer husus, "sinema filmi" dediğimiz türün, Amerikan İngilizcesindeki karşılığının "moving pictures" veya kısaca "pictures" olmasıdır, yani "hareket eden resimler" veya kısaca "resimler". "A Picture is worth a thousand words" derler, bizim de Türkçesini sıkça kullandığımız bu deyiş, Norveçli ünlü oyun yazarı Henrik İbsen'e atfedilen bir iddia. Sıradan bir sinema filminin dakikada 1440 kareden oluştuğunu düşünün. Ortalama 90 dakikalık bir filmde tahmini kare sayısı 129 bindir. Şimdi varın hesap edin, ortalama bir film kaç milyon sözcüğe bedeldir." cümleleri ile perdesin arkasında yaşananları ifşa ediyor.
🔷 Bir sahneyi temel alarak gerçekleşen filmler, aslında kültürel bir mevziiyi temsil eder. Burada öne çıkan dekor, kurgu ve bilinçaltına ait nesnelerdir. Hollywood zihniyetinde ise her karakter bir simgedir. Amerikan filmlerinde önümüze çıkan, Amerikan rüyasını yaşayarak zengin olan göçmenler, kaçakçılık yapan Meksikalılar, mafyacılık oynayan Latin Amerikalılar, göçmen üçüncü dünya ülkesi vatandaşları, durduk yere filmlerde yer almaz. Saydıklarımızın her biri aslında Amerika'nın kurucu unsurları ve fiilleridir. Ama ABD, bu karakterleri dünyaya ülkesini kirleten, yaşanmaz kılan kötü insanlar olarak sunar. Bu şekilde kendi kurucu değerlerine de hakaret eder.
(X) 🔍 Bilgi Notu: Amerika'nın kurucu unsurları göçmenlerdir. Farklı sebeplerle dünyanın her tarafından Amerika'ya göç eden insanlar, beraber savaşarak İngilizleri mağlup etmiş ve ABD'yi kurmuşlardır.
(X) 📍 İlginç Bilgi: Amerika kıtasının gerçek sahipleri Eskimolar, Kızılderili halkları, Maya ve Azteklerdir. Gerçekleşen katliamlar sonucunda bu halkların soyu tükenme noktasına gelmiştir.
Alev Alatlı'nın Turkuvaz Kitap'tan çıkan eseri "Suç Ortağı Hollywood – Kaan'ın Kitabı" adlı eserini D&R üzerinden satın almak için tıklayın
Hollywood'un bir sömürü aracı olarak kullandığı Süper Kahramanlar ile ilgili gerçekleri okumak için tıklayın
🔷 Evvela kendisini Amerikan film endüstrisi olarak tanıtan "Hollywood"un, herhangi bir sanat dalı ile uzaktan yahut yakından alakası yoktur. Bu kurum piyasanın distribütörü, sermayenin bekçisidir. Kendi belirlediği yahut kulağına çalınan fısıltıları film haline getirerek suni bir gündem oluşturmak Hollywood'un daimi maksadıdır. Bu suni gündem dünyayı esir alırken ABD, perdenin arkasından istediğini elde eder.
🔷 Medya ve sinema kültürel, sanatsal kodların taşınması noktasında en önemli araçlardır. Sinema bugün itibariyle toplumlar ve bireylerin hayata bakışlarını, ihtiyaçlarını belirleyen, onlara tavsiye veren bir noktada. Moda yapılmak istenen bir ürünün yahut fikrin, ekranlarda belli bir müddet kalması moda olması için kâfi. Bir ülke hakkında film yapılması "acaba yakında buraya bir operasyon mu olacak?" sorusunu akıllara getiriyor.
🔷 Hollywood ayrıca borsaya, hissedarlarına para kazandırmak zorunda. Çünkü bu karanlık yapı, milyonlarca insanı besliyor. Reklam şirketleri, sivil toplum örgütleri, siyasetçiler, yazarlar ve bilumum sermaye, emek sahipleri Hollywood endüstrisinin devam edebilmesi için insanüstü bir gayret içerisinde.
🔷 Yönlendirici bir sisteme sahip olmak, kuruluşundan itibaren ABD'nin en büyük hayali olmuştur. Zamanla bu sistem, Hollywood yapımları üzerinden gerçekleşir. Alet Alatlı Sabah gazetesine verdiği bir mülakatta,
"Şimdi Amerika çok büyük bir yer. İçinde kaybolacağınız kadar büyük. Bir de orada eyalet sistemi var. Devletçiklerden oluşuyor ülke. Amerikalılar kendi ülkelerini yeterince tanımazlar. Yurt dışına pek çıkmazlar mesela. TV ya da sinema gerçekleri söylemezse bir şey öğrenemiyorlar. Eee onlar da niye söylesin, çünkü sistemdeki işlevleri başka. Onların görevi kandırmak. Onu yapıyor, Amerikalılar da sinema ne söylerse inanıyor. Aşk nasıl yaşanır filmlerden öğreniyor, ne giyilecek filmlere bakıyor. Yani Hollywood koca bir toplumu dizayn eden bir makine gibi çalışıyor. Mesela hepimiz neden uzaylılardan korkuyoruz?" diyerek Hollywood'un yaptığı toplum mühendisliğine değindi. ABD, halkı üzerinde kurduğu bu kontrolü Hollywood eliyle dünyaya da ihraç eder. Bugün dünyada hâkim olan Amerikan pop kültürü, insanların nasıl giyindiklerinden ne yediklerine kadar çok geniş bir yelpazede kontrol mekanizmasıdır.
Toplum mühendisliği nedir?
Toplumu bir fikir etrafında dizayn etmek. Doğallıktan ziyade zorbaca yapılır.
(X) 🔍 Bilgi Notu: Hollywood, New York'ta Thomas Edison'a telif ödemek istemeyen sinemacıların Los Angeles'a yerleşmesi ile kurulmuştur.
↪ Buffalo Bill ➡ 1944 yılında çekilen "Buffalo Bill" filminde Amerika'nın batısının ele geçirilmesi anlatılır. Filmde öne çıkan kahraman ise Kızılderililere karşı yürütülen harekâtta yaptığı kılavuzluk ve cani savaşçılığı ile asıl adı William Frederick Cody olan "Buffalo Bill"'dir. Bu karakter, Amerikan halkının bilinen ilk kahramanıdır. Bir buçuk yılda 4280 Bufalo öldürmesiyle tanınan Cody, ilk kez bir Kızılderili öldürerek katil olduğunda sadece 11 yaşındadır. 19. yüzyılda devam eden katliamlar sırasında, binlerce Kızılderili'nin katledilmesinde sağladığı yararlılıklar sebebiyle "Onur Madalyası" alır. Hollywood 1944'de, savaşın en hararetli yılında bu filmi sokabildiği her ülke ve salonda gösterime sokarak Amerikan savaş gücünü tüm dünyanın kabullenmesinde ciddi bir pay sahibi olmuştur.
Kanada'da yapılan katliamları Erhan Afyoncu'nun kaleminden okumak için tıklayın