Arama

Sinemada auteur kuramı

Sinemanın sanat mı yoksa ticari endüstri mi olduğu eleştirmenler tarafından her dönem irdelenen bir meseledir. Bu noktada, Hollywood'un klasik sinema anlatısına karşıt yeni akımlar ortaya çıkmıştır. İlk olarak yönetmenin kamerayı edebiyatçı gibi kullandığı "kamera-kalem" teorisi, ardından da özgün sinema anlamında "auteur kuramı" oluşturulmuştur. Peki, sinemayı sanata dönüştüren nedir?

SİNEMA VE SANAT

🔸 Yedinci sanat olarak adlandırılan sinema, görüntülerin saniyede 24 kare olarak aktığı ve gösterici aracılığı ile ekrana yansıtılan, hareketi yeniden oluşturma işidir. Her filmin belirli bir kurgusu, içerdiği mesajı, anlatım dili vardır.

🔸 Sinema, hareketli görüntüler ile ortaya yapıt koyarken belirli bir amaç güder. Film ile yapımcı ve yönetmen, gişede yüksek hasılat elde edip ticari başarı elde etmek isteyebileceği gibi sanatsal bir başarı elde etmeyi de hedefleyebilir. İşte bu noktada karşımıza "auteur" kavramı çıkar.

AUTEUR NEDİR?

🔸 Özgünlüğü temel alan "auteur kuramı", yönetmenin film yapım sürecinde ticari amaçları bir kenara koyarak sanat üretmeyi amaç edinmesidir. Latince temeli atan, değerini arttıran manasındaki "auctor" kelimesinden gelir. Fransızcada yapan, yapıcı, İngilizcede ise kendi kontrolünü ve bakış açısını filmlerine yansıtan film yapımcısı, yönetmen anlamında kullanılır.

🔸 Dilimizde auteur, bir filmin konusundan kurgusuna kadar bütün çalışmalardan doğrudan sorumlu bulunan, filme kendi deyişini veren, imzasını atan sinema sanatçısıdır.

Ustasız ustanın eseri "Işıkla Karanlık Arasında"

AUTEUR KAVRAMININ ORTAYA ÇIKIŞI

🔸 II. Dünya Savaşı sonrası, dünya her anlamda kendini yeniden inşa etmeye başlar. Böyle bir dönemde sinema sektörü de hareketlenir. Savaş sırasında yasaklanan filmler yeniden izlenmeye başlar ve film üretimi artar.

🔸 Bu süreçte yıldızlaşan ünlülerle çalışan stüdyoların yaptığı ticari filmler popülerdir. Eleştirmenler, starların oynadığı tekdüze filmler arasında bazı yönetmenlerin özgün yapıtlarıyla sıyrıldığını fark eder. Böylece sinemaya dair yeni kıstaslar belirlenerek eleştirel üslup oluşturulur. Filmin dili, hikayesi ve özgünlüğü gibi unsurlar konuşulmaya başlanır.

KAMERA - KALEM TEORİSİ

🔸 Auteurun bir kuram olarak gelişmesi 1948 yılına tekabül eder. Fransız yazar ve film yönetmeni Alexandre Astruc, sinema ve edebiyat açısından önemli bir fikir ortaya atar. "Camera-stylo" yani kamera-kalem adını verdiği teorisi ile hem çağının hem sonraki dönemlerin en etkili kuramcılarından biri olur.

🔸 Astruc'a göre sinema; resim, roman gibi giderek anlatım aracı haline gelen bir sanattır. Yönetmen, düşünce ve duygularını, bir edebiyatçı edasıyla kamerayı kalem gibi kullanarak yazabilir. Fransız Yeni Dalga akımının kurucularından olan Astruc, böylece yazar - yönetmen anlayışını sinemaya kazandırır.

Sinema tarihinin başlangıcı: Trenin Gara Girişi

YENİ DALGA AKIMI

🔸 Kamera - kalem fikrini ortaya atan Astruc, Yeni Dalga Akımı'nın kurucularındandır. 1952'de film kuramcısı Andre Bazin ve yönetmen Doniol Valcroze, Chaier du Cinema dergisini akımın kuramsal yapısını ortaya koymak amacıyla çıkarır. Astruc, auteur yönetmenleri savunan yazarların fikir oluşturma sürecinde büyük katkı sağlar.

🔸 Yeni Dalga yönetmenlerine göre, sinema kalıplarını kırmalı ve yönetmen filmini bir yazar gibi çekmelidir. Auteur kuramını geliştiren kuramcılar, star yerine doğal oyuncu tercih eder, teknik imkanları zorlamaz, işlenmemiş meseleleri konu alır ve filmleri basit diyaloglardan oluşur. Akımın yapıtlarında çoğu zaman kesin bir son bulunmaz ve geleneksel sinemada hata olarak görülen şeyleri bile isteye, seyirciye farklı duygular hissettirmek için kullanır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN