Arama

Ulusal sinemanın öncüsü: Halit Refiğ

Türk sinemasının özgün bir dili olması gerektiğini savunan yönetmen Halit Refiğ, çektiği filmleri ve yazdığı senaryoları bu düşünce üzerine oluşturur. "Ulusal Sinema" hareketinin öncülerinden olan isim, medeniyetimizi temel aldığı eserleri ile dikkat çeker. Karşısına çıkan her türlü zorluğa rağmen kameranın kayıt tuşuna basmaktan vazgeçmeyen yönetmen, kendi film dilini beyaz perdeye ustaca aktarmayı başarır.

HALİT REFİĞ SİNEMASI

🔸 Ulusal Sinema'nın öncü ismi Halit Refiğ, çektiği filmler ve yazdığı senaryolar ile Türk sinemasına katkılarda bulunmuş önemli bir isimdir. Onun yönetmenlik serüveninde yanında olan eşi Gülper Refiğ, VAV TV'de yayınlanan Millet Kıraathanesi'ne konuk olarak Halit Refiğ'i anlattı.

🔸 Halit Refiğ'in Türk sinemasındaki yerini anlatan Gülper Refiğ, "Onu en çok etkileyen şey, tasavvuf yolu idi. Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Mevlana gibi isimlerin insanlık ve Türkiye için tek tarik olduğuna inanıyordu" sözleriyle Refiğ'in bu düşüncesinin 19 yaşındayken Yunus Emre'yi tanımasıyla başladığını söyledi.

Sinemada auteur kuramı

HALİT REFİĞ NEDEN SİNEMAYI TERCİH ETTİ?

🔸 Her yönetmenin film çekmek için bir nedeni vardı. Kimisi bunu bir iş olarak gördü ve ticari maksatla yaptı, kimisi de tamamen sanatsal kaygılar üzerine sinemasını kurdu. Refiğ ise filmlerini, düşüncelerini topluma aktarma gayesi ile kamerayı eline aldı.

🔸 Halit Refiğ'in sinemacı olmaya nasıl karar verdiğini eşi Refiğ, şöyle ifade etti: "20-21 yaşlarında bir dergiye verdiği röportajda ona neden sinemacı olmak istediğini sorarlar. O da "Ben kendi fikirlerimi toplumumla paylaşmak için çok güçlü bir arzu duyuyorum." diyor. Bunun için de en medyatik araçlardan biri olan sinemayı kullanır."

HALİT REFİĞ SİNEMASININ KONUSU

🔸 Usta yönetmenin filmlerindeki temel meseleler üzerine konuşan Refiğ, "En çok üstünde durduğu konu, kadın meselesidir. Karadeniz kadınını düşünün. Tarlada da işini yapar, çocuğuna da bakar, ineğini de sağar, yemeğini de yapar, yüzü de güler, şen şakraktır. Bir de ilk filmlerinden itibaren alaturka ve alafrangayı birlikte işler. Çünkü o adetinizi, geleneğinizi değiştirdiğiniz zaman yüzergezer bir tip oluyorsunuz. Yani bir şey olmaya çalışıyorsunuz. Bugün hala bu dram yaşanıyor." dedi ve ekledi, "Bu ülkenin o kayıp, görülmek istenmeyen büyük değerinin farkındaydı. Son kitabının adı da "Tek Umut Türkiye"dir."

🔸 Buradan hareketle Halit Refiğ filmlerinin konusu toplum, Anadolu kadını, Batılılaşmaya çalışırken kendi değerini unutmaya yüz tutan insanlardı.

Ustasız ustanın eseri "Işıkla Karanlık Arasında"dan alıntılar

ULUSAL SİNEMA HAREKETİ

🔸 Halit Refiğ, Türk sinemasına sadece filmleriyle değil düşünsel katkıları ile de dikkat çekti. Türk sinemasında sıkça konuşulan "Ulusal Sinema" hareketinin öncüsüydü ve bu fikrin temelini oluşturan isimdi.

🔸 "Ulusal Sinema", adından da anlaşılacağı üzere Türk toplumunun tarihi, sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını merkezine alıyordu. Anadolu'nun, Batı kültüründen tamamen farklı olduğu ve bu özgünlüğün Türk sinemasında da kendisini göstermesi gerektiğinin altını çizdi.

🔸 "Ulusal Sinema" filmleri, Doğu-Batı farklılığını gösterme gayesindeydi. Bu iki kavram arasına sıkışmış toplumların, tarihsel süreçte nasıl ilerleyip ne noktaya geldiğini anlattı. Modernleşme adı altında benliğini yitirmeye yüz tutmuş insanları anlatırken medeniyetimizin asıl zenginliğimiz olduğunu vurguladı.

FİLM YAPMA MÜCADELESİ

🔸 Kendine özgü bir sinema hareketi olan Refiğ, filmlerini bir gaye üzerine kurdu. Bunu yaparken de hiç kimseye, kuruma bağlı kalmak istemedi ve sipariş eserler yapmaktan kaçındı. Sinemada tutunmak, fikirlerini seyirci ile buluşturmak için büyük bir çaba sarf etti.

🔸 Bu amaçla çıktığı yolculuğu eşi Refiğ şöyle anlattı: "Refiğ, bir dava adamı olduğu için devlerle savaşmak mecburiyetindeydi. Batı'ya meydan okuyup, ben senin istediğin filmleri değil kendi istediğim filmleri düşünüp yapacağım dediğin zaman o değirmen ile savaşacaksınız."

Yeşilçam sinemamızın neresinde?

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN