10 maddede Osmanlı dönemi kütüphaneleri
Osmanlı'da en yüksek erdem olan bilgiyi ve kültürü ilerletmek amacı ile vakıflar tarafından camiler, medreseler ve kütüphaneler kuruldu. Önemli vakıf kurumlarından olan kütüphaneler, eğitim ve sanat yaşamı içerisinde bulunan sosyal kurumlardı. Birçok hükümdar, bilim ve din adamı da kütüphanelerin oluşturulmasına, geliştirilmesine önemli katkılarda bulundular. Sizler için, Osmanlı dönemi kütüphaneleri hakkında bilgiler derledik.
Giriş Tarihi: 23.03.2020
08:41
Güncelleme Tarihi: 23.03.2020
09:28
Osmanlı Devleti'nde bilinen ilk medrese kütüphanesi
Osmanlı Devleti'nde bilinen ilk medrese kütüphanesi , Yıldırım Bayezid döneminin eseri İnebey Medresesi bünyesinde kuruldu. Bunun yanı sıra Osman Gazi ve Orhan Gazi'nin de kendilerine ait birer kitaplığı olduğu da bazı kaynaklarda ifade edilir. I. Murat Hüdavendigar döneminden itibaren ise kurulan medreselerde kütüphanelere daha sık yer verilmeye başlanmıştır.
TARİHİN EN ÖNEMLİ KÜTÜPHANELERİ
Fatih Sultan Mehmet'e ait ilk kütüphane
Sultan Mehmet'in ilk kütüphanesi Şehzadeler Sarayı'nda kuruldu. Kütüphanenin sonradan yanıp yıkılan, kısmen restore edilip bugünkü Manisa Halkevi'nde bulunan kulede kurulduğu tahmin edilir. Fatih'in bu devre ait kitaplarının üzerinde "Mehmed bin Murad Han " mührü yer alır.
Fatih ikinci özel kütüphanesini, 1454'te kısmen Manisa'dan götürdüğü kitaplarla Edirne'deki Cihannüma Kasrı'nda kurmuştur. Bir diğer kütüphaneyi İstanbul'un fethinden hemen sonra bugünkü Bayezid Meydanı yakınlarında inşa edilen Eski Saray'da kurmuş, daha sonraki yıllarda bu kütüphane Topkapı Sarayı olarak bilinen Yeni Saray'a taşınmıştır. Bu dönemde Fatih'in kütüphanecisi filozof, matematikçi, bibliyograf ve şair olan Molla Lütfi'dir . Sinan Paşa'nın (Hoca Paşa), Molla Lütfi için Fatih'e "İlme vakıftır. Elif gibi doğrudur. Kabiliyetlidir. Kütüphanenizi ona bırakınız." diye öneride bulunduğu bilinmektedir.
Öğrenciler için vakfedilen en önemli örnek
Kütüphanelerin bilimsel yaşama etkisi ile ilgili olarak, öğretim görevlileri ve öğrenciler için vakfedilen bina ve kitaplarla ilgili en önemli örnek, Fatih Camii ve Külliyesi için Fatih Sultan Mehmet tarafından önce Arapça hazırlatılmış daha sonra oğlu II. Bayezid tarafından yenilenmiş ve son olarak da Türkçeye çevrilmiş olan Fatih Vakfiyeleridir.
1493 tarihli vakfiyede; Fatih'in kurmuş olduğu Sahn-ı Seman medreselerinde görev yapan müderrisler ve eğitim gören öğrencilerin faydalanacakları kitapların korunması için bir kütüphane kurulmuş olduğu belirtilmiştir. Müderris ve öğrencilerin yanı sıra dışarıdan da gelecek olan diğer müderrislerin de gerektiği zaman faydalanabileceği belirtilmiştir.
II. Bayezit de kurdurduğu külliye içerisinde yer alan kütüphanenin kullanımıyla ilgili 1490 tarihli vakfiyesinde "…ve vakıf-ı hilafet-penah şöyle şart itdi ki mezbur medrese içinde…içün koyulan vakıf kitablar zabt ve hıfz içün mütedeyyin mümin ve emin müslüman kişi ki mezkur kitablardan ol medresede mütemekkin olan talebeye hacet oldukça şühud huzurunda…" ifadesi ile medrese içerisinde eğitim gören öğrencilere şahitler huzurunda kitapların verilebileceği belirtilmiştir.
Bina ve yerleşim özelliklerine göre farklılardı
Osmanlı döneminde içerisinde bina ve yerleşim özelliklerine göre farklı özelliklerde kütüphaneler kuruldu.
-Padişahların şehzadelik ve hükümdarlık dönemlerinde, bulundukları saraylarda kurulmuş özel (kişisel) kütüphaneler,
-Evler, konaklar, odalar vb. yerlerde kişisel amaçla kurulmuş kütüphaneler.
-Cami, medrese, mektep ve dersane gibi çeşitli eğitim-öğretim kurumları içerisinde ya da bu kurumların yakın çevrelerinde kurulmuş kütüphaneler,
-Tekke, zaviye, türbe, hankah, ribat, mescit, dergâh ve mevlevihane gibi eğitim-ibadet kurumları içerisinde ya da çevresinde kurulan kütüphaneler,
-Kendine özgü, bağımsız (müstakil) binaya sahip kütüphaneler. 7 Bu şekilde kurulan kütüphanelerde bulunan dermelerin oluşturulması büyük oranda vakfedilen kitaplarla gerçekleştirilmiştir. Ancak oluşturulan bu derme aynı miktarda kalmamış ve zaman içerisinde çeşitli yollarla gelişme göstermiştir.
Türk kütüphaneciliğinin altın devri
III. Ahmed, I. Mahmud ve III. Osman devirlerinde zengin koleksiyonlu ve geniş kadrolu kütüphanelerin kurulduğu görülmektedir. Özellikle I. Mahmud devri Osmanlı çağı, Türk kütüphaneciliğinin altın devri olarak kabul edilebilir. Bu padişah imparatorluğun en uzak kalelerinde bile kütüphaneler kurmaya çalışmıştır. I. Abdülhamid devrinde ise İstanbul'daki müstakil kütüphanelere paralel olarak Anadolu'da da aynı türden kütüphaneler kurulmaya başlar. Bu devrede ayrıca, daha önce kurulmuş kütüphaneleri denetlemeye yönelik bazı çalışmalar da yapılır.
YAZMA ESERLERE EV SAHİPLİĞİ YAPAN 8 KÜTÜPHANE