Arama

Anadolu birliğinin kilidi Çaldıran Zaferi

Yavuz Sultan Selim tahta geçtiğinde Osmanlıları tehdit eden en büyük unsur, doğu sınırındaki komşuları olan Safevilerdi. Şahkulu başta olmak üzere Anadolu'da pek çok isyanı tetikleyen Şah İsmail, fetihlerin yönünü Avrupa'ya çeviren Osmanlılar için geride büyük bir tehditti ve bu nedenle Sultan Selim bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için gerekli savaş hazırlıkları yaptırmıştı. Tam 510 sene önce 23 Ağustos 1514'de Azerbaycan'ın Çaldıran ovasında gerçekleşen meydan savaşını Yavuz Sultan Selim önderliğindeki Osmanlı ordusu kazandı. Böylece Anadolu'daki birlik tam manasıyla sağlanmış oldu.

Altı asır boyunca Anadolu merkezli bir yönetim biçimiyle bilinen üç kıtada kuvvetli bir hükümranlık kuran Osmanlılar bugün dahi pek çok toprak parçasında rahmetle anılıyor.

◾ Bunun sebebi Osmanlıların uyguladıkları merhamet ve adalete dayalı yönetim politikasıydı. Öyle ki pek çok kavim tarihinde ilk defa bu denli adil bir yönetim görmüştü.

OSMANLI'NIN SIRRI

◾ 15. yüzyılın başında İran'da Şii itikada sahip bir devlet kuran Şah İsmail, bölgeyi karıştırdığı gibi Osmanlı ülkesindeki huzuru ve asayişi bozmuştu.

Şiilik nedir?

Hz. Peygamber'in (SAV) vefatından sonra devlet yönetiminin Hz. Ali'ye (RA) ve onun soyundan gelenlere ait olduğu düşüncesi etrafında birleşen çeşitli grupların ortak adı.

Şah İsmail kimdir?

1487 - 1524 yılları arasında yaşayan Şah İsmail, Safevi Devleti'nin kurucusudur.

◾ Öyle ki Anadolu'da ciddi sayıda Şah taraftarı vardı. Şahkulu isyanı sırasında Şii isyancılar Kütahya'ya kadar ilerledi. Bu karışıklıklar sırasında Anadolu'da 50 binden fazla insan katledildi.

◾ Takvimler 1512'yi gösterdiğinde Osmanlı tahtına "Yavuz" sıfatı ile anılan Sultan I. Selim oturmuştu. Şehzade Ahmed'in oğlu Şehzade Murad'ın İran'a iltica etmesi iki devlet arasındaki ilk fitili ateşleyecekti.

Sultan, kaçak şehzadeyi geri istemek için Şah İsmail'e bir elçi gönderdi. Lakin Osmanlı elçisi Safevi sarayında öldürüldü. Bu hamle Osmanlı'nın yönünü tamamen Safevilere çevirmesine sebep oldu.

8 YILA 80 YIL SIĞDIRAN YAVUZ SULTAN SELİM'İN MUHAREBELERİ

◾ Divanı toplayan Yavuz Sultan Selim savaş kararı aldı ve Şah İsmail'e kararını bildiren bir mektup yazdı. Bu belge tarihteki en güçlü savaş mektuplarından biri olarak kabul edildi.

İşte o mektup:

"Bilesin ve agâh olasın ki, ilahî hükümlerden yüz çevirenlerin, dini ve şeriatı yıkmaya çalışanların bu hareketlerine, bütün Müslümanların ve bu arada adalet sever hükümdarların, kudretleri nispetinde mani olmaları farzdır. Bunu söylemekten maksadımız sudur: tekke kösesinden hâkimiyete yükselen sen, bu yolda yürüdün, Müslümanların memleketlerine saldırdın, şefkat ve utanmayı bir tarafa atarak zulüm kapılarını açtın, günahsız Müslümanları incittin, fitne ve fesadı kendin için temel prensip olarak kabul ettin, "umur-i padişahî ve ahkâm-i sehinsâhiyi muktezay-i heva-yi nefs ve ragbet-i tabiiyeye uydurup kuyud-i seriati hak ettin. ibâhe-i muharreme ve irakat-i dima-i mükerreme ve mescitleri yıkma, türbe ve mezarları yakma, ulema ile peygamber neslinden gelmiş olan seyyidlere ihanet "ve ilka-i mesâhif-i kerime der kazurat ve sebb-i seyheyn-i kerimeyn" gibi isler, senin kötü hallerinden bir kaçıdır. Dillerde dolaşmakta olan bunlar ve bunlara benzer hareketlerinden dolayı ulema kesin delillere dayanarak senin küfür ve irtidadina, senin ve sana tabi olanların öldürülmelerinin vacip olduğuna; mal ve rızıklarınızın yağma, kadın ve çocuklarınızın esir edilmesinin mubah olduğuna ittifakla karar vermişlerdir. Bu durum karşısında ben, Allah'ın emirlerini yerine getirmek, zulüm görenlere yârdim etmek ve "merasim-i nâmus-i pâdisâhî için " ipekli elbiselerimi çıkardım, zırh giydim, kılıç kusandım, ata bindim ve safer ayinin başında Anadolu yakasına geçtim. Maksadım, Allah'ın inayetiyle senin padişahlığını yok etmek ve böylece acizler üzerinden zulmünü ve fesâdini kaldırmaktır. Ancak, kılıçtan önce sana, sünnet-i seniyye icâbi islâmiyeti teklif ederim. Eğer yaptıklarına pişman olup can ve gönülden istiğfar eder ve aldığın kaleleri geri verirsen, tarafımızdan dostluktan başka bir şey görmezsin. Fakat kötü hallerine devam ettiğin takdirde "zulmet-i zulümden" simsiyah yaptığın yerleri nura kavuşturmak ve senin elinden almak üzere inşallah yakında geleceğim. Takdir ne ise öyle olacaktır. Selâm, hidayete tabi olanlaradır."

Anadolu topraklarında Şah İsmail ve ordusuna rastlayamayan Yavuz Sultan Selim bir mektup daha yazarak Şah İsmail'e bir kez daha meydan okur:

"Ey İsmail, ülkemin sınırında görünmekle bana meydan okudun. iste ben geldim, haftalarca yürüdüğüm halde ne senden ne de askerinden bir eser görmedim. Ölü müsün yoksa sağ mısın bilemiyorum, hile ve aldatmaktan başka bir şey bilmez misin? Şayet korkuyorsan bir tabip getir ki seni tedavi etsin. Seni daha fazla korkutmamak için güzide askerlerimden kırk bin kişiyi kayseri yakınlarında bıraktım. Düşman hakkında ancak bu kadar lütuf gösterilebilir"

KUTSAL TOPRAKLARI YEŞERTEN DEVLET

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN