Anadolu'nun devlet ve ilim adamı yetiştiren şehzade şehirleri
Şehzade , padişah oğullarına ve onların erkek çocuklarına verilen unvandır. Osmanlı'da şehzadeler babalarının padişahlığı döneminde yanlarına lala adı verilen tecrübeli bir devlet adamıyla birlikte sancaklara vali olarak gönderilir, devlet idaresini öğrenirlerdi. Bu nedenle Manisa, Kütahya ve Amasya gibi şehirler "şehzade sancağı" olarak tanınırdı. Ancak şehzadelerin yöneticilik yaptığı sancaklar bunlarla sınırlı değildi. İşte Anadolu'nun devlet ve ilim adamı yetiştiren şehzade şehirleri...
Giriş Tarihi: 03.04.2020
17:10
Güncelleme Tarihi: 03.04.2020
17:57
Anadolu'nun devlet ve ilim adamı yetiştiren şehzade şehri "Amasya"
Kültür turizminde marka haline gelen ve UNESCO'nun "Dünya Mirası Geçici Listesi"ne alınan "Şehzadeler şehri" Amasya , birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış, asırlarca Osmanlı Devleti'ne padişahlar yetiştirmiş bir şehirdir.
İlkçağ 'da Strabon gibi büyük bir coğrafyacının yetiştiği Amasya , Türk hâkimiyeti devresinde de bir kültür merkezi olma özelliğini sürdürdü. Selçuklular devrinde birçok ilim ve sanat erbabı yetişti. Birçok Osmanlı şehzadesinin ilk eğitimini aldığı ve devlet yönetimini öğrendiği yer olması dolayısıyla "şehzadeler şehri" olarak bilinen Amasya'da Harşena Dağı, Pontus Kral Kaya Mezarları, Yalıboyu evleri, Şehzadeler Müzesi, Bimarhane ve Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi, kentin önemli tarihi, kültürel ve doğal unsurları arasında bulunuyor. Dünyada ilk defa akıl hastalarının müzik ve su sesiyle tedavi edildiği Darüşşifa (Bimarhane) da Amasya'dadır.
Anadolu'nun Oxford'u Amasya
Amasya, 16. yüzyıl ortalarına kadar Osmanlı hânedanına mensup şehzadelerin idarî tecrübe kazanmak için gönderildikleri önemli merkezlerin başında yer aldı. Burada sancak beyi olarak bulunan birçok şehzade taht için kendisini en kuvvetli aday olarak gördü. Bunda, doğu sınırına yakın bir sancağın merkezi olması sebebiyle, sınır boylarında yapılacak mücadelelerde kazanılacak başarıların, şan ve şerefin taht yolunda büyük avantaj sağlayacağı şeklindeki düşüncenin rolü büyüktü. Nitekim Çelebi Mehmed'den itibaren II. Murad, Fâtih, II. Bayezid burada sancak beyi olarak bulundular.
Ayrıca II. Murad'ın oğlu Alâeddin, II. Bayezid'in oğlu ve kendisini güçlü bir taht vârisi olarak gören Şehzade Ahmed, Kanûnî'nin oğulları Şehzade Mustafa ve Şehzade Bayezid de Amasya'da idarecilik yaptılar. Ancak Şehzade Mustafa'nın katlinden sonra, İstanbul'a daha yakın olan şehzade sancaklarının öneminin artması ve Amasya'nın başşehirden uzak olması sebebiyle, 16. yüzyıl ortalarından itibaren şehir bu özelliğini kaybetti; onun yerine Manisa tek şehzade sancağı olarak önem kazandı. Bundan sonra Amasya merkezden tayin edilen sancak beyleri tarafından idare edildi. 19. yüzyıl sonlarında Ziyâ Paşa da burada kısa bir süre mutasarrıf olarak bulundu.
Osmanlı tarihinde az bilinen 35 ilginç bilgi
Anadolu'nun devlet ve ilim adamı yetiştiren şehzade şehri "Manisa"
Manisa 1391 yılında Yıldırım Bayezid tarafından Osmanlı topraklarına katılmış, ancak Ankara Savaşı sonrası Timur bölgeyi yeniden eski sahiplerine iade etmiştir. 1412 yılında ise Çelebi Mehmed kesin olarak Manisa'yı Osmanlı egemenliği altına sokmuş ve Saruhan Sancağı adıyla idari bir birim haline getirmiştir.
Manisa 1437-1595 yılları arasında Osmanlı şehzadelerinin saltanat tecrübesi kazandıkları önemli siyasi merkezlerinden biri haline gelmiştir. Bu dönemde II. Murad, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murad, III. Mehmet ve I. Mustafa gibi daha sonra Osmanlı tahtına da oturmuş padişahların da içerisinde olduğu 16 şehzade Manisa'da sancakbeyliği yapmışlardır.
Küçük yaştaki şehzadelerin eğitimi için tayin edilen hocalar; onların dini, manevi eğitimlerinden sorumluydular. Şehzadelerle birlikte sancağa çıkar ve onlara fıkıh, hadis, kelam, tefsir ilimlerinin yanında tarih, astronomi, coğrafya, kimya, matematik gibi dersleri de okuturlardı. Ayrıca öğrencinin kabiliyetine göre manevi ve tasavvufi dersler verilirdi. Nitekim Molla Hüsrev ve Molla Fenari'den sonra bir maneviyat eri olan Akşeyh hazretlerinden ders alan II. Mehmet (Fatih) dünyanın en başarılı hükümdarlarından biri haline gelmiş, Akşeyh hazretlerinin yönlendirmeleri ve manevi nüfuzuyla İstanbul'un fethi Osmanlı devletine müyesser olmuştur. Bunlar haricinde şehzadeler idari, siyasi, askeri ve dış politika ile ilgili de eğitim almışlardır.