Avrupa'nın en utanç verici sırrı: İnsanat bahçeleri
Günümüzde Türkiye'ye ve Doğu'ya bakıp parmak sallayan Batılı ülkelerin tarihi, yüz kızartıcı olaylarla dolu. Bunların en başında ise 'insanat bahçeleri' geliyor. Avrupa'nın en utanç verici sırlarından biri olan bu yerlerde dünyanın dört bir yanından getirilen siyahi insanlar, hayvanlarla beraber kafeslere kapatılıp sergileniyordu ve üstüne üstlük ziyaretçi sayıları da oldukça fazlaydı.
Özellikle Afrikalıları barındıran bu topluluklar, Avrupalılar tarafından tutsak edilip kafes içerisine hapsediliyordu.
Afrikalılar, Kızılderililer, Aborjinler gibi topluluklardan tutsak edilen insanlar, kucaklarına maymun verilerek poz verilmeye mecbur bırakılıyordu.
Tüm bu tutsaklar arasında en çok aşağılanıp rencide edilen Ota Benga adında bir Afrikalıydı. Afrikalı kabilelerden Chirichiri'lerin bir ferdi olan Ota Benga'nın ismi kendi dilinde "Dost" demekti.
Elindeki tahta mızrakla avından birkaç gün sonra köyüne dönen Ota Benga, insan kaçakçılarının köyünü harabeye çevirdiğini, eşi ve çocuklarının katledildiğini gördü. Üstelik kendisi de sağ kalan birkaç kabile üyesiyle birlikte esir düştü.
Uzun ve azap dolu bir yolculuğun sonunda, önce bir başka insan taciri grubuna sonra da Samuel Philips Verner isimli bir Hristiyan misyoner satıldı.
Sivri uçlu dişleri olan Ota Benga, bu özelliğiyle diğer tutsaklardan ayrılıyordu. Afrika'nın saf yamyamlarından biri olarak lanse edildi.
Ota Benga'nın 'düşük seviyeli bir insan' olarak sergilenmesi insanlık dramı olurken, üzerinden para kazanılmasıyla korkunç bir olaya dönüştü.