Eski Türklerde "oguş" geleneği
Bir devletin varlığını koruyabilmesi için önce varolan toplumun sağlam bir aile temeli oluşturması gerekir. Buna en güzel örnek hiç şüphesiz bizim milletimiz ve değerlerimizdir. Geçmişten günümüze kadar süregelen Türk aile yapısının sağlam bir temeli olduğundan atalarımızın kültürel mirası günümüze kadar ulaşmıştır. Peki, Türk aile yapısını oluşturan yapı taşları nelerdir?
Önceki Resimler için Tıklayınız
Oguşta ana, yuvanın temelidir
💠 "Evin direği erkek, duvarı kadındır." Bu atasözü, Türk oguş sisteminin temel yapı taşlarından birinin "kadın" olduğunu gösterir.
💠Aile sisteminde babanın yanında annenin de söz hakkı bulunur. O, her şeyden önce erkeğin "evdeşi" yani ev arkadaşıdır. Varolan tüm mal varlıkları ortaktır. Bu yüzden erkeğin mal varlığı aynı zamanda kadına da aittir.
➡ Örneğin, kız çocuk yetiştirmek annenin, erkek çocuğu yetiştirmek babanın görevidir. Türklerde "babasız oğul, anasız kız" diye bir söz vardır. Buradan anlamamız gereken anne için kızı, baba için oğlu örnek teşkil eder.
💠 Eski Türk toplumunda kadının üzerinden yapılan bir kısıtlama yoktur, hareketlerine dikkat ettiği sürece özgür ve yaşadığı toplumca saygı görmüştür.
➡ Eski Türklerde kadın yaşanılan dönemde diğer toplumların aksine, eşiyle birlikte birçok etkinlik ve faaliyete katılır, kocasına eşlik ederdi.
Oguşta kadının yeri
💠 Göçebe olarak yaşamın idame ettirildiği bu dönemde kadınlar savaşçı özellikleriyle de ön plana çıkarlar.
➡ Yaşanılan devir düşünüldüğünde kadınların bazı faaliyetleri gerçekleştirmek zorunda kaldıklarını da söyleyebiliriz.
💠 Eşler arasında günümüzde olduğu gibi iş bölümü vardır. Ev ile ilgili işleri çoğunlukla kadın ilgilenir. Örneğin, yemek pişirmek, çocuklara bakmak, dikiş dikmek, çadır kurup sökmek ve bazen kocasının atını eyerlemek hep kadının işiydi. Bütün bu işlerde anneye kız çocukları yardım etmekteydi.
💠 Türk kadınları, namus, iffet ve güzelliği ile kendi toplumu içinde, "altun özük", "ertini özük", "arik", "silig" yani "namuslu, temiz, bedeni inci gibi kadın ve kız" gibi güzel sıfatlarla anılır.
Oguş sisteminin temeli: Evlilik
💠 Yüzyıllar önce temeli atılan Türk aile sisteminde, akraba dışı evlilik söz konusudur. Erkek evlatlar dışarıdan evlendirilirken, kızlarda bu durum tam tersi olur. Bu durumun nedeni, akraba sayısını olumlu etkileyecek şekilde artmasının sağlanmasıdır.
💠 Erkek evlatları dışardan evlendirmek, aslında konargöçer yaşanan hayata karşı bir güvencedir. Boylarına karşı olanların sayısını bir anlamda azaltmayı hedefler. Aralarında akrabalık bağları kurmaları ve iş birliğini kuvvetlendirmeleri de bu bakımdan önemlidir.
💠 Eski Türk toplumunda tek eşlilik hâkimdir.
💠 Eski Türklerde evlilik, oğlan ve kızın ortak iradesi ile ailelerinin karşılıklı rızasına bağlıdır. Bu konuda iki ailenin veya gencin arasının bulunmasında, günümüzde "arkucı" yani arabulucular bu rolü üstlenir.
💠Alınan evlilik kararı sonrasında oğlanın babası, kızın ailesine "kalın, kalım" parası verir. Kızın ailesi de buna karşın çeyiz hazırlar. Günümüzde başlık parası olarak bilinen "kalın"ı vermenin bir mecburiyeti yoktur. "Kalın", nişanı muteber kılmaktır.
💠 Kalın, erkek tarafının kadına ve doğacak çocuklarına bakabilecek durumda olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. "Kalın"ın miktarı ne kadar yüksek olursa, gelinin, damadın ve ailenin prestijleri de bir o kadar değerli kabul edilir.
💠 Eski Türklerde evlilik, düğün töreniyle tamamlanır. Kız, damadın babasının verdiği yeni çadıra at üzerinde getirilir. Evlenen kıza "gelin", oğlana da "güvey" denir.
➡ "Gelin", "gelmek", "güvey" de "güvenmek" fiilinden türemiş iki isimdir.
💠İsimlerin kökenine göre, "gelin", "yeni eve "gelen", "güvey" de "güvenilen insan" anlamına gelir.
💠 Gelin ve güvey mallarını birleştirerek, ortak bir ev sahibi ve yeni bir aile kurmaktaydı.
➡ Gelinin çeyizi "egne", günümüzde olduğu gibi, eskiden de herkesin görmesi için düğünden önce ve sonrası kızevi tarafından sergilenirdi.