Eyüpsultan’da kabri bulunan sahabeler
Bundan asırlar önce yaşamış, Peygamber Efendimizi bizzat görme şerefine nail olmuş ve birçok mücadeleyi onunla omuz omuza vermişlerdi sahabeler… Resul-i Ekrem'in hadisine mazhar olmak amacıyla İstanbul'un fethi için sefere çıkmış, üç kez kuşatılan İstanbul'da birçoğu şehit düşmüştü. Peki, ismini bu semtte metfun olan sahabe Ebu Eyyub el-Ensari'den alan Eyüpsultan'da hangi sahabelerin kabirleri bulunuyor?
Giriş Tarihi: 13.05.2019
14:08
Güncelleme Tarihi: 13.05.2019
14:13
PEYGAMBERİMİZİN SÜTKARDEŞİ EBU ŞEYBE EL-HUDRİ
Sahabe-i kiramdan olan Ebu Şeybe el-Hudrî'nin, Peygamberimizin (sav) sütannesi Hz. Halime'den olan sütkardeşi olduğu rivayet edilir.
Bu nedenle İstanbul halkı Ebu Şeybe el-Hudrî'yi "Süt Kardeş" olarak anar.
FETİH İÇİN 85 YAŞINDA YOLA ÇIKTI
Ebû Şeybe el-Hudrî, Peygamberimizin İstanbul'un fethine dair hadisine mazhar olabilmek için, 85-90 yaşlarında sefere katılmış sahabelerdendi.
Surların önünde vefat etmiş ve oraya defnedilmişti. Kabri, İstanbul'un fethi sonrasında Akşemseddin tarafından bulundu.
İSTANBUL'UN FETHİNE AİLESİYLE GELEN SAHABE
Cabir bin Muhammed el Ensari, Ayvansaray'da Cabir Camii içerisinde medfun bulunan ve Sahabe-i kiramdan olan Cabir bin Abdullah'ın oğludur. Annesi Daye Hatun da, Kocamustafapaşa Camii bahçesinde metfundur. İstanbul'a fetih için ailece geldikleri anlaşılır.
Cabir bin Muhammed el Ensari'nin makam-ı şerifi ise, Eyüp'te Düğmeciler Camii'ndedir. Bu cami, 1589'da vefat eden Dökmecizâde Kazasker Mehmet Bakır Efendi tarafından Mimar Sinan'a 1565 tarihinde inşa ettirilmiştir.
"ÜMMETİMİN HÂKİMİ EBU'D-DERDA UVEYMİR"
Resul-i Ekrem Efendimiz (sav), Ebu'd Derda el Ensar için, "Her ümmetin bir hâkimi vardır. Ümmetimin hâkimi de Ebu'd-Derda Uveymir'dir" buyurmuştu.
Ebu'd-Derda Uveymir bin Amir, ashab-ı kiramdandı. İslam'ı kabul etmeden önce tüccardı.
İSLAM’I KABULÜNÜN ARDINDAN KENDİNİ İLME ADADI
Cahiliye döneminde Abdullah İbn-i Revaha ile kardeşlik kurmuş; İslam'ın geldiğini duyan İbn-i Revaha Müslüman olmuş; Ebu'd-Derda ise İslam'ı kabulde biraz gecikmişti.
Abdullah İbn-i Revaha vasıtasıyla Müslüman olan Ebu'd-Derda, kaçırdığı güzelliklere ve ömrünün geçen kısmına daima pişman olmuştu. Bu nedenle kendini tamamen ilme vererek Allah'a yönelmiş, tüccarlığı bırakıp ilim meclislerine katılmıştı.