Geçmişten günümüze Türklerin çorba kültürü🍵
Soğuk havalarda dumanı üstünde tüten sıcacık çorba hemen içimizi ısıtıverir. Bir evde "çorba kaynaması"nın kültürümüzde aile ortamını, birlik ve beraberliği, samimiyeti ve pek çok değeri çağrıştıran metaforik anlamları vardır. Hal böyle iken kültürümüzde kadim dönemlerden itibaren öğün sınırlarını aşan çorbalar kaynamaktadır. Peki, severek içtiğimiz çorbaların; Orta Asya, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerindeki konumuna, kısaca geçmişten günümüze gelen serüvenine ne kadar hakimiz?
Giriş Tarihi: 27.01.2021
17:03
Güncelleme Tarihi: 25.09.2024
08:38
Sesli dinlemek için tıklayınız.
📌İnsanlığın çorbayla tanışması, yaklaşık 10 bin yıl öncesine kadar uzanıyor. Özellikle Çin'de arkeologların 2400 yıllık olduğuna inandıkları bir çorba kabı keşfetmeleri, çorba kültürü hakkındaki yapılan araştırmaların seyrini değiştirdi.
📌Kökeni Sanskritçe'den gelen İngilizce çorba (soup) kelimesi, 'iyi beslenme' anlamı taşırken dilimize Farsça "şorba" kelimesinden geçmiştir.
📌Çorba Batı'da yalnızca iştah açıcı bir besin rolünü üstlenirken Doğu'da sofranın başlangıcı ve kimi zaman olmazsa olmazı olarak tanımlanır. Hatta öyle ki üç öğünde de tüketilebilen nadir besin maddelerinden biridir. Çok yaygın Türk yiyeceklerinden biri olan çorbalar, genellikle içine katılan maddelerle adlandırılmıştır.
ORTA ASYA’DAN ANADOLU’YA UZANAN BİR GELENEK
📌Türk mutfak kültürünün zenginliğini yalnızca Osmanlı mutfağı ile ölçmek doğru değildir. Nitekim Orta Asya'dan itibaren gelişmiş bir mutfak kültürüne sahip Türkler, Osmanlı ile yemek zevkinin zirvesini gördüler.
📌Orta Asya'dan Anadolu'ya kopup gelen Türkler, yeme alışkanlıklarını da beraberlerinde getirdiler. Bu mutfak kültürünün en önemli öğesini hiç kuşkusuz arkasında gerek kültürel gerekse siyasi bir gelenek oluşturan çorbalar teşkil ediyordu. Bu açıdan çorbaları yalnızca bir besin maddesi olarak tanımlamak yeterli değildir.
Anadolu mutfağından 10 ekmek çeşidi
ORTA ASYA’DAKİ ÇORBA KÜLTÜRÜ
📌Çorbanın tarihi Orta Asya bozkırlarına kadar uzanmaktadır. Orta Asya'da yaşayan göçebe Türkleri arasında çorbalar genellikle tahıllardan yapılan sulu lapamsı yiyeceklerdi. Tahıl ürünlerinden yapılan, umaç veya oğmaç, yuvarlak kesilen eriştelerle kimi zaman içine et konulmasıyla hazırlanan bir çorba çeşidiydi.
📌Günümüze kadar uzanan ve halk arasında sofraların baş tacı edilen tarhana, Orta Asya topraklarına uzanmaktadır. Önemli bir besin maddesi olarak tüketilen tarhana, kışın hazırlanırdı. Yoğurttan yapılan kurut ismindeki türüne peynir, tuz, un ve kurutulmuş et konurdu.
📌Orta Asya'daki Türk boyları arasında yağmalama ve potlaç adı verilen soyluluk göstergesi ziyafetlerde toyga aşı verilirdi.
📌Ayrıca Türklerin Orta Asya'da tükettiği bir diğer çorba ise paçaydı . Topuk kemiğinden yapılan yemek anlamına gelen "topuk süngük" Türkler için oldukça önemli bir çorbaydı.
➡Sonuç olarak Orta Asya'da Türkler, paça çorbası, tarhana çorbası, yoğurtlu çorba, un çorbası, mercimek çorbası ve buğday çorbası çok tüketiliyordu.
SELÇUKLULAR DÖNEMİNDE ÇORBA
📌Türkler Anadolu'ya geldikten sonra çorba kültürlerinden vazgeçmediler, bilakis Anadolu'nun zenginlikleriyle harmanlayıp bu alışkanlıklarını daha da geliştirdiler.
📌Selçuklular döneminde de önemli bir yere sahip olan bu yiyecek türünde buğday çorbası oldukça tercih ediliyordu. Mevlana'nın Mesnevi'sinde yer alan "Eşeğin karnı saman, ot; insanın midesi buğday çorbası ister" sözünden de anlaşılacağı üzere bu çorba, Selçukluların tüketim alışkanlığını apaçık bir şekilde gözler önüne sermektedir.
➡Ayrıca bu dönemde toyga aşı çorbası ile ayranlı çorbalar çok tüketilmiştir. Selçuklularda en çok tüketilen çorbaların başında; buğday çorbası, yoğurtlu çorba, ayran çorbası ve tutmaç çorbası yer almaktadır.
Selçukluların yemek kültürü
OSMANLI’DAKİ ÇORBA KÜLTÜRÜ
📌Osmanlı yemek kültürü, Orta Asya'dan gelen yeme-içme alışkanlığı, Anadolu Selçuklu beyliklerinin birikimi ve Bizans mutfağı kültürüyle sentez edilmişti.
📌Osmanlı sofralarının baş lezzetlerinden biri olan çorba, imparatorluğun tüm kesimleri tarafından sevilen bir yiyecek türüydü. Bu mutfakta çorbaların çeşitliliği tek başına bir kitabı doldurabilecek zenginliğe sahipti.
📌Çoğunlukta sarayda gelişim gösteren bu mutfakta yemeklerin statü göstergesi olma vasıfları da vardı.