Hükümdarlık alameti olan tuğra nasıl okunur? Osmanlı padişahlarının tuğraları...
Tuğralar içinde en mükemmelinin, Prof. Uğur Derman'ın "tuğraların padişahı" olarak ifade ettiği, hattat Sami Efendi tarafından çekilen II. Abdülhamid tuğrası olduğunu biliyor muydunuz? Padişahların hükümdarlık alametlerinden biri olan tuğra, hanedan arması olarak kullanılırdı. Sultanların imzası olan tuğralar, birbirinden farklı ve yüksek bir estetik anlayışla tasarlandı. Sizler için Osmanlı padişahlarının tuğralarını derledik.
Giriş Tarihi: 11.01.2020
17:40
Güncelleme Tarihi: 19.05.2022
14:56
🔸 Tuğra , Oğuz hakanlarından Osmanlı padişahlarına kadar, hükümdarların imza yerine kullandıkları yazılı alâmet ve işaretlerdir. Osmanlılarda resmi bina ve kâğıtların üzerinde de kullanılan tuğralar, sanat tarihinin 600 yıllık film şeridi gibidir.
🔸 Padişahların hükümdarlık alametlerinden biri olan tuğra, hanedan arması olarak kullanıldı. Hükümdarların imzası olan tuğralar, yüksek bir estetik anlayışla tasarlandı. Her padişahın kendine özgü imzası vardı. Osman Gazi 'ye ait bir tuğra bulunamadığından günümüze 35 padişah tuğrası ulaştı.
🔸 Tuğralarda padişahların isimleriyle babalarının adları yer alır. 18. asrın ortalarına kadar padişahın babasının adının sonuna 'Hân' sıfatı ilâve edildi.
🔸 Hükümdarın ismi tuğranın en altına yazılır. Bu ismin son harfinin az yukarısından başlayarak sola doğru gidip bir kavis teşkil ederdi. Hükümdar isminin üzerine de babasının adı konurdu. Hân kelimesinin sonunda ikinci bir kavis teşkil ederdi en üstten gelen muzafferin r harfi sağdan sola ve kavsin ortasına doğru bir kol teşkil ederek uzanırdı . Bunun üzerine de 'daima' ibaresi konurdu. 🔸 Alttaki birinci kavsin genişliği daha büyük olup ikinci kavis anın içerisinden döner; her iki kavsin uçları tuğranın flama veya koliarının içerisinden geçerek sağda ve en sonda darala darala nihayet birbirlerine bitişirlerdi.
TUĞRALARIN BÖLÜMLERİ
↪ Sere (Kürsü): Tuğranın en altında bulunan ve padişah ve babasının adı, unvanları ve el- muzaffer daima duası yazılı bulunduğu kısımdır. ↪ Beyzeler: Tuğranın sol tarafında bulunan iç içe iki kavisli kısımdır. ↪ Tuğlar: Tuğranın üstüne doğru uzanan "elif" harfi şeklindeki uzantılardır. Her zaman elif değillerdir. Bazen harf de değillerdir. Yanlarında yer alan flama şeklindeki kavislere "zülfe" denir. ↪ Kollar (hançere): Beyzelerin devamı olarak sağa doğru paralel uzanan kollardır.
Orhan Gazi'nin tuğrası
🔸 Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve Memlûklar döneminde de kullanılan tuğra asıl şeklini Osmanlı zamanında aldı.
🔸 İlk tuğra yı "Orhan bin Osman" sözcüklerinin işlenmesiyle Osmanlı hükümdarı Orhan Bey kullandı. "Orhan bin Osman" ifadesi yer alan Orhan Gazi'nin tuğrasında, üç elif yukarıya, üç nûn ise sola doğru birbiri içinde uzatılarak sonraki padişah tuğralarının esası belirlendi. Orhan Gazi'nin 1348 tarihli diğer tuğrasında "nûn"lar kavise dönmeye başlamış, eliflerin sağına da zülfe işareti konuldu.
I. Murad'ın tuğrası
🔸 Tuğra biçimsel özelliği ile insanı cezbeden, merak uyandıran bir görünüşe sahipti. I. Mura d tuğrasında eliflerin zülfesi sola geçti, elif aralarına vasla işareti getirildi. Daha önce kavis haline dönüşen "nûn"lar burada ikiye inerek iç ve dış beyza şeklini buldu.
Yıldırım Bayezid 'ın tuğrası
🔸 Tuğralar; ferman, berat, menşur, ahidnâme, arazi tahrir defteri, vakfiye ve temliknâmelerin üst kısmına yazılır. Yıldırım Bayezid tuğralarında beyzaların sağdaki tuğları kesip uzatılmasıyla kol ortaya çıkarak baba adına han unvanı eklenmeye başlandı. Bu uygulama, han kelimesinin I. Mahmud'dan itibaren babadan alınıp padişah adına eklenmesiyle sürdürüldü.