İslam uygarlığının coğrafyaya dair 25 ilginç keşfi
Bundan bin yıl önce yaşayan ünlü Müslüman coğrafyacı Mukaddesi'nin coğrafi terimleri ilk kullanan kişi olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya, İdrisi'nin Dünyanın çevre uzunluğunu o günün şartlarına rağmen nasıl doğru şekilde hesapladığını? Ya da dairesel görünüme sahip ilk Dünya haritasını kimin çizdiğini veya uzaklardan gelen pek çok hacının Mekke ve Medine yolunu nasıl bulduğunu? Seyahat, keşif ve ticaret alanlarında çok başarılı olan Müslümanlar, asırlar öncesinden coğrafya biliminin temelini attılar. İslam uygarlığının coğrafyaya dair 25 ilginç keşfini sizlerle buluşturuyoruz.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Daima dışa dönük bir tutum izleyen Müslümanlar, çevrelerinde yakında ve uzakta bulunan her şeyi gözlemlemiş ve kaydetmişlerdir.
Seyahat, keşif ve ticaret alanlarında çok başarılı olan Müslümanlar, pratik dünya farkındalığı sayesinde farklı ülkeleri ve halkları inceleyen büyük âlimler yetiştirdiler.
Müslüman âlimlerin coğrafyaya duydukları ilgi kısmen yaşadıkları çevreden kaynaklanıyordu.
Onlar için çok değerli olan hayvan sürüleriyle birlikte sürekli hareket halinde olmaları ve yeni ve daha iyi otlaklar bulmaları gerektiğinden bitkiler ve yabani hayvanlar da dâhil olmak üzere çevrelerindeki her şeyi öğrenmeleri hayati önem taşıyordu.
Bu şartlar altında, coğrafya bilimi pratik bir ihtiyaç olarak kendiliğinden doğdu.
Müslümanlar için coğrafya alanında Hac da değerli bir bilgi kaynağıydı. Uzaklardan gelen birçok hacı, Mekke ve Medine yolunu kulaktan duyma tariflerle buluyordu.
Bu tarifler sonradan yazıya aktarılmak suretiyle seyahat rehberleri oluşuyor ve imparatorluğun dört bir yanından bu uzun ve zorlu hac yolculuğuna çıkan insanlara yardımcı oluyordu.
Camilerde mihrabın kıble yönüne bakmasının zorunlu olması, coğrafya ile meşgul olmak için ayrı bir sebep teşkil etti. Zira günlük namaz vecibesinin yerine getirilebilmesi için kıblenin tam olarak bilinmesi gerekirdi.
Son olarak, savaşlar, istilalar ve İslam dünyasının genişlemesinden kaynaklanan siyasi ve idari şartlar coğrafya bilgisi arayışında yeni bir boyut doğurdu.
Daha güvenilir birer astronomi ve matematikle birlikte, coğrafi araştırmalarda devasa adımlar atılmaya başlandı; haritacılık saygı gören bir alan haline geldi.
9'uncu yüzyılda yaşayan İranlı âlim Hârizmî, ilk bilimsel coğrafyacılardandı ve aynı zamanda son derece yetenekli bir matematikçiydi.
Dünyanın Şekli adlı ünlü eserinden ilham alan sonraki nesil Bağdat ve Endülüslü yazarları, coğrafi verileri ortaya çıkarmaya, analiz etmeye ve kaydetmeye başladılar.