Müslüman alimlerin geometri keşifleri
İslam dünyasında Müslümanlar, tarih boyunca inşa ettikleri pek çok yapıda karmaşık ve zarif geometrik süslemeler kullandılar ve büyüleyici güzellikteki bu eserlerle dünyada ün saldılar. Bu muhteşem motifler, nokta, çizgi ve açılarla oluşturulan iki ve üç boyutlu şekillerin ölçümleri ve özelliklerini ihtiva eden geometri bilimindeki atılımlar olmadan ortaya çıkamazdı. Müslüman alimler, düzgün beşgen, yedigen gibi yüzyıllar boyunca keşfedilememiş geometrik şekilleri çizebilmişler, "altın oran" konusunu ve insan vücudunun bu ölçülere göre yaratıldığını tespit etmişlerdi.
Giriş Tarihi: 20.12.2019
17:19
Güncelleme Tarihi: 09.11.2021
10:01
EBU SEHL KÛHÎ YEDİGEN FORMULÜNÜ NASIL AÇIKLADI?
Ebu Sehl Kûhî, bu çetrefilli konuya yöneldi. Soruna ustaca yaklaşan Kûhî, problemi üç adıma indirgedi. Bu üç adım geriye doğru izlendiğinde yedigen yapmak mümkün olmaktaydı.
Kûhî bu işlemi şu şekilde açıklıyordu: Yedigenin kenar uzunluğuna dayalı olarak ilgili konik kesiti yaparak başlayın. Daha sonra, verilen orantılara göre bir bölünmüş doğru parçası üretin ve bölünmüş doğru parçasından da belirli özelliklere sahip bir üçgen oluşturun. Son olarak, oluşturduğunuz üçgeni kullanarak yedigeni oluşturun.
GÜNEŞ SAATİ İÇİN KONİK KESİTLERİ BİLMEK GEREKLİYDİ
Ebu Sehl herhangi bir açıyı üçe bölmekte kullanılan yöntemi keşfetmesiyle de tanınır. Ebu Sehl ile aynı dönemde yaşayan Abdülcelil Siczî'nin "Ebu Sehl el-Kûhî Lemması" adını verdiği bu yöntem, dokuz kenarlı çokgen, yani dokuzgen oluşturulmasında kullanılmıştı.
Güneş saatlerini yapanların saat yüzeyine işlemek için konik kesitleri bilmesi gerekmekteydi. Yunanlılar, "Güneş gün boyunca gökteki dairesel yolunu izlerken, toprağa dikey konumda dikilen sopanın ucundan geçen ışınların çift koni oluşturduğunu ve ufuk düzlemi bu koninin her iki bölümünü de kestiği için koninin ufuk düzlemine kadar olan kesitinin hiperbol olması gerektiğini" bilmekteydiler.
MATEMATİK TARİHİNİN ÖNEMLİ KİŞİLİKLERİNDENDİ
Bu bilgi, Sabit bin Kurra'nın torunu olan İbrahim bin Sinan gibi âlimleri bu konu üzerinde çalışmaya teşvik etti. Ancak henüz 37 yaşındayken bir karaciğer tümörüne yenik düşen İbrahim bin Sinan, 946 yılında ölmüştür.
Yine de günümüze ulaşan eserlerinden, İbrahim bin Sinan'ın matematik tarihinin önemli kişiliklerinden olduğu anlaşılır.
YAPILARIN SÜSLENMESİNDE GEOMETRİK DESENLER KULLANILDI
Cami, saray ve kütüphane gibi kamu yapılarının süslenmesinde kullanılan pratik geometrik desenler konusunda Müslüman geometrisyenler, zanaatkârların elinden çıkan işlerin doğruluğunu teyit etmek ve sanatlarının sınırlarını keşfetmekle ilgileniyorlardı.
Ebu Nasr Fârâbî, çeşitli kısıtlar arz eden aletler kullanılarak yapılan geometrik yapılar hakkında bir eser kaleme aldı. Eserine Geometrik Şekillerin Ayrıntılarında Gizli Ruhani Zaatkârlara Lazım Gelen Bölümleri adlı eseri yazarak geometrik yapılarla ilgili tüm ayrıntılı bilgileri ve doğrulamaları sunup Fârâbî'nin çalışmalarını bütünledi.
MİMARLAR VE HATTATLAR İÇİN DE OLDUKÇA ÖNEMLİYDİ
Ebü'l Vefâ'nın odaklandığı problemler arasında herhangi bir doğru parçasının uç noktasında dikme oluşturmak, bir doğru parçasını belirli sayıda eşit parçaya bölmek ve belirli bir dairenin ya da çeşitli düzgün çokgenlerin (3, 4, 5, 6, 8 ve 10 kenarlı) içerisine kare çizmek yer alıyordu.
Geometri, Müslüman sanatçılar, mimarlar ve hattatlar için de özel bir öneme sahipti. Doğadaki ölçülerle matematiksel ifadeler arasında bir yakınlık olduğunun farkında olan bu kimseler, bu derin bağlantılardan sürekli ilham alıyorlardı.