Osmanlı askeri teşkilatı ile ilgili kavramlar
Osmanlı Devleti'nin ilk düzenli askeri birlikleri Orhan Bey zamanında kuruldu. Asıl askeri gücünü eyaletlerdeki kuvvetler teşkil ederdi. Bu kuvvetlerin esasını timarlı sipahiler oluştururdu. Asırlar boyunca 3 kıtada hakimiyet gösteren Osmanlı hem döneminin hem de dünya tarihinin en güçlü devletlerinden biri oldu. Peki, altı yüzyıl boyunca 3 kıtada hüküm sürmüş Osmanlı Devleti'nin askeri teşkilatındaki birlikler nelerdi?
Giriş Tarihi: 01.03.2020
09:08
Güncelleme Tarihi: 01.03.2020
09:33
Topçu Ocağı, Osmanlı İmparatorluğu'nda Kapıkulu Ocakları'nın yaya kısmına mensup, top dökmek ve kullanmakla vazifeli askerlerin bağlı olduğu ocaktır. Sultan I. Murad devrinde yeniçeri ocağının teşkilinden hemen sonra, acemi ocağından alınan askerlerle ilk olarak topçu ocağı kuruldu. Topçu ocağına sertopi adıyla da anılan topçubaşı nezaret ederdi. Onun emrinde bulunan dökücübaşı (serihtegân), dökümhâneden sorumluydu. Onun da maiyetinde; yardımcısı, tâmirci, dökümcü, burgucu, yamacı, demirci, marangoz gibi zanaatkârlar bulunurdu.
Humbaracı Ocağı, Osmanlı Devleti'nin askeri teşkilatında humbara yapan ve bunu kullanan sınıfın bağlı olduğu ocak. Kumbaracı ocağı da denilmektedir. Dünyanın ilk havan topu sınıfıdır. Humbara , demir veya tunçtan dökülmüş el bombasıdır. Farklı ağırlıklarda ve büyüklükte olan humbaraların el ile atılanlarına "humbara-i dest" (humbara-i ma'den-i dest), havanla atılanlarına "humbara-i kebîr" adı verilirdi. Bu mermiyi havan topu vasıtasıyla kullanan topçuya humbaracı (kumbaracı), bunu yapan ve kullananların bağlı bulunduğu ocağa da Humbaracı Ocağı denirdi.
Bostancı Ocağı, Osmanlı sarayları ile saray çevresinin ve iskelelerin asayişinden sorumlu hizmetlilerin bağlı bulunduğu ocaktır. Bostancılar ocağına, devşirme suretiyle toplanan acemi oğlanları arasından, kabiliyetli olanları seçilirdi. Bu ocağa seçilenlerin eğitimleri, İstanbul ve Edirne'deki saray bahçelerinde yapılırdı. Topkapı Sarayı'nın dış hizmetlilerinden olan bostancıların başlıca görevleri, saraya ait bağ ve bahçelerle padişaha mahsus kayıklarda çalışmaktı. Topkapı Sarayı'nın odununun, İzmit'ten getirilmesinde kullanılan gemilerde, bostancılar, kürekçilik yaparlardı. Ancak bunlar saraya ait her işte kullanılabilirlerdi. Bostancıların saray içinde çalışanlarına "gılmânân-ı bağçe-i hâssa" , dışarıda olup da saraya mahsus bağ ve bahçelerde hizmet edenlerine ise "gılmânân-ı bostâniyân" denilirdi.
Lağımcılar Osmanlı askeri teşkilatında yeniçerilerin içinde bir ocaktır. Görevleri özellikle kale kuşatmalarında tünel kazarak sur duvarlarına ulaşmak ve surları alttan havaya uçurmak veya kale içine kadar tünel kazarak kaleyi içten fethetmektir. Ateşli silahlarla yapılan savaşlarda da karşı sipere kadar tünel kazılıp bomba ile patlatılarak düşman askerine ve siperlerine zarar verilir. Lağım (tünel) kazma günümüzde de kullanılan bir savaş taktiğidir. Bu taktik sayesinde savaşlar daha kısa sürede kazanılmıştır; buna örnek olarak ise İstanbul'un fethi verilebilir. Lağımcılar aynı zamanda bomba işleri ile ilgilendikleri için çoğu zaman bomba yapımıyla uğraşmışlardır.
Osmanlı halkı suya ve su dağıtımına oldukça önem verirdi. Bazı kimseler evlerinin yakınlarına borularla su getirerek insanların abdest almalarını sağlar; bazı eşraf da dükkanlarının önüne koydukları su küpleri ile yoldan geçenlerin susuzluklarını gidermelerine yardımcı olurlardı. Su temininde sıkıntı yaşanan mahallerde ise bu ihtiyacı "sakalar" karşılardı. Osmanlı'nın en önemli mesleklerinden biri olan "sakalar" adeta halkın şifa kaynağıydı. Sakalar, Yeniçeri çorbacılarından "saka başı" adında bir kişinin gözetiminde bulundurulan kapıkulu ocaklarının en aşağı sınıfı sayılırdı. Sakaların saka başından başka subayları yoktu. Kapıkulu ocaklarını oluşturan ortalardan her birine erlerin her çeşit gereksinmeleri için gerekli suyu sağlamak üzere birkaç saka eri görevlendirilirdi.
SAKALAR HAKKINDA DAHA DETAYLI BİLGİ EDİNMEK İÇİN TIKLAYIN