Osmanlı'da hayata gelişin eşlikçileri: Ebeler
Bir insanın hayata gelişinin en önemli eşlikçisi olan ebeler, Osmanlı döneminde toplumda değer gören kişilerdi. Çeşitli sınıflara ayrılan ebeler, yeteneklerine göre tercih edilirdi. Tanzimat Fermanı'nın ardından yapılan yenilik çalışmalarının etkisiyle daha önceleri deneyim yoluyla yapılan bu mesleğe icazetname şartı getirildi.
Giriş Tarihi: 22.06.2023
16:13
Güncelleme Tarihi: 08.07.2023
11:09
Sesli dinlemek için tıklayınız.
🔸 Osmanlı'da genellikle tıp eğitimi almadan doğum yaptıran, bilgili ve deneyimli kişilere "ebe" denir. Kimi zaman ebe anne, ebe nine olarak da adlandırılan bu kişiler gebeliğin sonlandırılmasında, kısırlığın tedavi edilmesinde, çaresiz bir hastalığa karşı ilaç hazırlamada rol oynamışlardır.
🔸 Aynı zamanda ebeler, doğum yapan kadını psikolojik yönden rahatlatmaya çalışan ve doğumun kolay olmasını sağlayan yardımcı kadınlardır.
(X) Tıp tarihinde çığır açan bir Anadolu hekimi
🔸 Osmanlı döneminde ebelerin, saray, kibar ve halk ebeleri olarak üç sınıfa ayrıldığı görülür.
🔸 Saray ebeleri, tecrübesi ve yeteneğiyle özel olarak seçilirler. Başarılı olmaları padişahların neslini doğrudan etkilediği için oldukça değer görürler; özel köşkleri, hizmetçileri bile bulunur.
🔸 Kibar ebeliği, saray dışındaki önemli şahısların, varlıklı ailelerin doğumlarında bulunan ve bu şekilde şöhretini arttıran, ebeliğin ötesinde çocukların yetiştirmesine de katkı sağlayan kişilerdir.
🔸 Halk ebeleri, çoğunlukla köy ve mahallelerde tecrübesine, maharetine güvenilen yaşlı, sıcakkanlı, sevimli kimselerdir. Yaygınlıkla yaşça olgun olması nedeniyle toplumda "karnı burnunda olursa gebedir, burnu karnında olursa ebedir" deyimi kullanılır ve bu deyiş ebelerin tipolojisini yansıtır.
🔸 Halk ebelerinin işleri sadece doğum olayının gerçekleşmesiyle sonlanmaz, sonrasında lohusanın ve çocuğun hizmetini görürler, çocuğun banyosunu yaptırıp bezlerini bile yıkarlar.
🔸 Halk ebelerinin doğum dışında halk hekimliği yaptığı da bilinir. Çocuğu olmayanlara tavsiye verir, onlara bazı bitkisel karışımlar hazırlar.
(X) Ölüleriyle yaşayan medeniyet: Osmanlı
🔸 Osmanlı gerileme döneminde birçok meslek grubunda görülen yozlaşma ebelik mesleğinde de görülür. Doğru olmayan uygulamaların mesleğe hakim olması, ebelikte yeni arayışları kaçınılmaz kılar.
🔸 Batılılaşma çalışmalarının bir yansıması olarak teknik bilgi ve teknolojinin yaygınlaşmasıyla ebeliğin kutsallığını yitirmeye başladığı görülür.
🔸 Tanzimat Fermanı'yla devletin yeniden yapılandırılması kapsamında yaşanan gelişmelerden biri de sağlık alanında olur. Askeri kesimlerin sağlık alanındaki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan Askeri Mekteb-i Tıbbiye, özellikle Batı tıp kitaplarının tercümelerinin okutulduğu, Batılı hekimlerin çalıştığı, Avrupai tıp tekniklerinin uygulandığı kurumlardandır.
🔸 Bir zamanlar halk katında itibarlı bir meslek olan ebelik , devletin nüfus politikalarının yürütülmesinde ve bununla oluşturulan toplumsal büyüklüğe ulaşmada önemli bir araç olmuştur.
(X) İbn-i Sina'nın sağlık için verdiği öğütler