Osmanlı’daki ilginç vakıflar
'Alan el' ile 'veren el'i buluşturan vakıf geleneği, Türk-İslam tarihinde Osmanlı döneminde zirve yaptı. Yaşlıların bakımından, kuşlara kadar kadar geniş bir hizmet ve alan yayılan Osmanlı'daki vakıflar, hayatın her alanındaki ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını gidermeyi amaçladı.
Giriş Tarihi: 02.10.2018
13:56
Güncelleme Tarihi: 02.10.2018
14:05
OSMANLI’DAKİ İLGİNÇ VAKIFLAR
Osmanlı Devleti'nde hastanelerden, eğitim kurumlarına, yolcuların ağırlanması hatta kuşların doyurulmasına kadar hemen hemen her alanda hizmet için kurulmuş vakıflar toplumsal düzenin önemli bir parçası oldu. Öncelikli hedefi muhtaçların eksikliklerinin giderilmesi olan vakıf kurumlarında vakıf hizmetinde kullanılmak üzere ücret karşılığı hizmetler de verildi.
SAKAL-I ŞERİFİ MÜBAREK GÜNLERDE ZİYARET ETTİREN VAKIF
"... Lihye-i saadet-i nebeviyye dahi leyle-i mevlid-i nebevî... ve leyle-i kadir ve leyle-i adhâda... ve zi'l-hicceti'ş-şerifesinin onuncu gecelerinde teyemmümen ve teberrüken güşâd ile huzzâr-ı meclise kemâl-i keremlerinden üç ihlas bir Fatiha-i şerife kıraat ve tilavet etdirülüp ucûr..." (Mehmed Nuri Bey, İstanbul, 1866)
SICAKTA SEBİLLERE KAR SUYU KOYAN VAKIF
Yaz günlerinde her gün bir katır yükü kar satın alıp kasaba camiinin sebilhanesine döktürerek müminlerin soğuk su içmesine vesile olan Hüseyin oğlu Ali Ağa Vakfı'nın vakfiyesinden: "Her yevm bir yük kar iştira olunup bir dengi cami-i mezkûr kapusunda vaki... sebilhaneye... verilip eyyam-ı sayfda doksan gün tebridima olunarak iska-i cemaat-i müslimin-i âbirin oluna… (Aydın, 1860)
KIŞIN ABDEST ALANLARA SICAK SU TEMİN EDEN VAKIF
"... Cami-i mezkûrun ittisalinde müceddeden bina ve ihya ettiğim abdesthanede vaz ettiğim kazanda eyyam-ı şitada kifayet mikdarı hatab ile sab olunan suyu kaynadıp iznimle âmme-i müslimîn abdest almalılar" (Kocabeyzade Abdülhadi Efendi Vakfı, Ankara, 1721)
DUVAR YAZILARINI SİLEN VAKIF
"Aklı başında dirayetli birisi vakfın mahi'n-nukuşu (resim, yazı silen görevli) olup her an cami, medrese, darü't-ta'lim, imaret vs. hangisi olursa olsun duvarlarının temiz kalmasına dikkat edecek, yazı yazan, çizen veya pisleyen kendini bilmezlerin pisliklerini temizleyecektir." (Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul, 1470)