Pargalı İbrahim nasıl öldürüldü?
Sultanahmet Meydanı'nda bugün Türk İslam Eserleri Müzesi olarak hizmet veren yapının aslında Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı Pargalı İbrahim Paşa'nın sarayı olduğunu biliyor muydunuz? Rum kökenli bir devşirme olan İbrahim Paşa, sultana olan yakınlığı nedeniyle önceleri "makbul"; idamının ardından ise "maktul" olarak anıldı. Peki, İbrahim Paşa nasıl öldürüldü? Ölümüne Hürrem Sultan mı sebep oldu yoksa Paşa, kendi gururunun kurbanı mı oldu? Mimar Sinan'ın ihya ettiği İbrahim Paşa Sarayı ve dönemin önemli olaylarına dair bilinmeyenleri derledik.
Giriş Tarihi: 23.08.2019
15:53
Güncelleme Tarihi: 23.08.2019
15:55
YAPILIŞ TARİHİ VE SARAYIN BANİSİ BİLİNMİYOR
13'üncü yüzyıldan itibaren önce bir yangın, ardından Haçlıların yağması ile harap olup, işlevini ve önemini yitiren Bizans'ın anıtsal yapısı Konstantinopolis hipodromu, 15'inci yüzyılda İstanbul'un fethedilmesiyle tarihe karışır.
Osmanlı, Hipodrom'u önceleri büyük kutlamaların yapıldığı bir meydan olarak kullanır. Ardından bu bölge, zamanla etrafında imparatorluğun önemli kişilerinin, üst düzey devlet adamlarının, saraya yakın çevrelerin rağbet ettiği bir yerleşim merkezine dönüşür.
Tarihi belgelerde Atmeydanı Sarayı, Mehterhani Kasrı gibi isimlerle geçen sarayın banisi ve kesin inşa tarihi bilinmemekle birlikte, Tarihçi Solakzâde'ye bakılırsa yapı II. Bayezid dönemine ait olmalıdır.
TARİHE ÖNCE ‘MAKBUL’ SONRA ‘MAKTUL’ OLARAK GEÇTİ
Yapı 1520'de bir onarımdan geçer ve hemen ardından 1521 yılında sarayın ilk sakini henüz tahta çıkmamış Şehzade Süleyman olur.
Bir yıl sonra 1522'de tahta çıkan Sultan Süleyman, 1523 yılında sadrazam tayin ettiği Pargalı İbrahim Paşa'ya Arkeolog-Tarihçi Müller-Wiener'ın görüşüne göre Hipodrom'un hala görülebilen temelleri üzerinde yükselen sarayı hediye eder.
Tarihe önce "makbul" sonra "maktul" olarak geçen İbrahim Paşa, Sultan Süleyman'ın şehzadeliğinden itibaren yanından ayırmadığı bir nedimiyken teamüllere aykırı olarak hızla yükselir ve veziriazam olur.
İBRAHİM PAŞA NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?
İbrahim Paşa, Rum kökenli bir devşirmedir. Evliya Çelebi "Makbul ve Maktul İbrahim Paşa " olarak andığı devlet adamının "Harem-i Has'ta yetişip sadaret ile Mısır'a varıp Hain Ahmed Paşa'yı astığını, Mısır Kalesi'ne yedi kule yapıp, Mısır'ı imar edip İstanbul'a geldiğini" söyler.
13 yıl sonra sadaret makamında kalan paşaya, sultan ile olan yakınlığının bir nişanesi olarak "makbul " lakabı takılmıştır.
Saray entrikalarıyla gözden düşürülen paşa, 15 Mart 1536 akşamı, her zamanki gibi Sultan Süleyman'la akşam yemeği yer fakat sarayına dönemez, ertesi sabah Topkapı Sarayı'ndan cansız bedeni çıkar. "Makbul" paşa, "maktul" paşa olur.
HÜRREM SULTAN’IN MI, GURURUNUN MU KURBANI OLDU?
Saraydan çıkarılan cesedi, Ayvansarâyî'ye göre Galata'da Tersane adındaki Canfedâ Zâviyesi yanına "müstakil bir suffe üzerinde " defnedilir.
Yaygın inanış, Hürrem Sultan'ın padişah üzerindeki nüfuzu bakımından kendisine rakip olarak gördüğü paşayı öldürttüğüdür.
İbrahim Paşa'nın yanında divan kâtipliğinde bulunmuş olan Celâlzâde Mustafa Çelebi, onun sultanın emirleri ve kanunların tatbikine çok büyük önem verip her işi adaletle yerine getirdiğini, son derece dindar olduğunu, fakat Bağdat'ın fethinden sonra ahlakının değiştiğini, gurura kapılıp cahillerin sözleriyle uygunsuz işler yaptığını bütün bunların da padişahın gazabına yol açtığını yazar.
SULTAN SÜLEYMAN’INKİNDEN DAHA İHTİŞAMLI YAPILAN ŞÖLEN
Bir rivayete göre, Sultan Süleyman'ın ardından oğullarını sünnet ettiren İbrahim Paşa, son derece debdebeli bir düğün yapar. Konuklara görülmemiş ikramlar sunulur, İbrahim Paşa Sarayı en güzel sofralarla donatılır.
Yemeğin sonunda misafirlere Uludağ'dan getirilmiş buzlardan oyulan kaplarda hoşaf ikram edilir. Hürrem Sultan'ın "Paşanın senin yerinde gözü var" şeklinde içine kurt düşürdüğü sultan bu ikram üzerine dayanamaz ve düğünün şehzadelerin sünnetinden daha ihtişamlı olduğunu söyler.
Diplomatik bir incelikle paşa hemen cevap verir: "Şüphesiz, öyle " der ve ekler: "Sizin düğününüzde şeref misafiri bendim, benimkinde sizsiniz. Şüphesiz daha görkemli olacak."