Partilerin katıldığı ilk seçimde neler yaşanmıştı?
İlk defa partilerle tanışmamız 1908'de II. Meşrutiyet'ten sonra oldu. İttihad ve Terakki ile Ahrar Fırkası'nın girdiği 1909 seçimleri ilk defa iki partinin yarıştığı bir seçimdi. Meşrutiyet'in meydana getirdiği özgürlükle halk seçimleri büyük coşkuyla yaptı. Seçim günü davul zurnayla oy kullanılmış ve gelin alayı gibi sandık alayları düzenlenmişti.
Giriş Tarihi: 07.04.2019
10:18
Güncelleme Tarihi: 07.04.2019
10:21
Osmanlı Devleti 1876'da ilân edilen Anayasa ile Meşrutiyet yönetimini benimsemişti. Aynı yıl yapılan seçimlerle siyasi tarihimizde ilk defa bir meclis oluşturuldu.
Bu sırada ülkemizde siyasi parti yoktu. Milletvekilleri seçim bölgelerinden aldıkları oylara göre seçilip, İstanbul'a geldiler. Partilerle 1908'de İkinci Meşrutiyet'in ilânından sonra tanıştık.
İkinci Meşrutiyet'in ilânının ardından çok sayıda siyasi parti ve dernek kuruldu. Bu arada birçok gazete ve dergi yayınlandı.
Meşrutiyet'in ilk günleri, her kafadan bir sesin çıktığı anarşik bir ortam içinde geçti.
İttihad ve Terakki Cemiyeti, Meşrutiyet'i getiren örgüt olduğu için büyük bir prestije sahipti.
İttihadçı olmak vatanseverlik, karşı çıkmak ise ihanet olarak nitelendiriliyordu. Buna rağmen İttihadçılar'a karşı muhalefet örgütlenmeye başladı. Meşrutiyet'in ilânı üzerine birçok siyasi sürgün İstanbul'a gelerek faaliyetlere başladılar. 12 Ağustos 1908'de Sultanahmet Meydanı'nda bir miting düzenledikten sonra siyasi bir örgüt olmayı kararlaştırdılar.
Avnullah El-Kazimî'nin başkanlığında "Fedakâran-ı Millet" Cemiyeti adıyla bir örgüt kuruldu.
Cemiyet, Meşrutiyet'e saygılı olmak şartıyla hanedanın hukukunu korumayı, Meşrutiyet'i korumak için her türlü fedakârlığı yapmayı, Osmanlı topraklarındaki halklar arasında birliği sağlamayı, ülkeye ve millete hizmet edeceklere yardımda bulunmayı amaçlamıştı.
Cemiyet seçimlere ilgi göstermemiş, bu yüzden de meclis de temsilcisi olmamıştı. Fedakâran-ı Millet Cemiyeti kendisini siyasi fırka olarak nitelendirmişse de siyasetten çok üyelerine yardımla uğraşmıştı. Türkiye'deki siyasi partilerin tarihini yazan Tarık Zafer Tunaya, cemiyeti "hayır cemiyeti ile siyasi parti" arasında gidip gelen bir örgüt olarak nitelendirir.
31 Mart Vak'ası'ndan sonra cemiyet sona ermiştir.