Planını Peygamber Efendimizin çizdiği mescid "Kuba"
Mescidler genellikle minaresiz ve minbersiz küçük cami olarak bilinirler. Camiler ise minare gibi bölümlerin eklenmesiyle oluşan nispeten daha külli yapılardır. Zamanla mescidler camilere dönüşmüş ve bugün İslam'ın sembolü haline gelmiştir. İslam'ın ilk mescidi ise planını Peygamber Efendimizin (SAV) bizzat kendisinin çizdiği "Kuba Mescidi "dir. Müslümanların umuma açık ilk ibadethanesi olduğu için ayrı bir anlam ve öneme sahiptir.
Giriş Tarihi: 14.02.2022
15:21
Güncelleme Tarihi: 18.09.2023
09:25
Mescid-i Kuba nasıl inşa edildi?
Mescid-i Kuba; Hz. Peygamber'in (SAV) hicreti sırasında Medine'den önce son durağı olan Kubâ'da yapılan mesciddir.
▶ Mekke'deki zulümden kaçan ilk muhacirler, Resûl-i Ekrem (SAV) daha Medine'ye gelmeden evvel Kubâ'da, Amr b. Avf oğullarına ait bir hurma kurutma yerini mescid haline getirmişlerdi. Ebû Huzeyfe'nin âzat ettiği Sâlim de burada bir grup muhacire Kudüs'e yönelerek namaz kıldırıyordu.
Amr b. Avf: Medine'deki iki büyük kabileden biri olan Evs'in bir kolu.
▶ Resûlullah (SAV) Kubâ'ya ulaşınca burayı genişletip, bir plan çizerek İslam'ın ilk mescidi Kubâ Mescidi'ni inşa etti.
İlk kıble Kudüs hakkında bilgi sahibi olmak için tıklayın
Cami ve mescid farkı nedir?
▶ Resul-ü Ekrem aleyhissalatü vesselam, sadece mescidin planını çizmekle kalmadı; ilk taşı da kendi mübarek elleri ile koydu ve bugünkü idarecilere mescid imarında önemli bir örnek teşkil etti.
📌Bu uygulama devlet başkanlarının ilmî, dinî ve millî nitelikli yapıların temeline ilk harcı koyma geleneğinin başlangıcı olarak görülmektedir.
▶ Dolayısıyla bir mescid veya cami projesi çizmek, inşasında bizzat bulunup yardımcı olmak, ibadet etmek kadar önemlidir.
📌 Cami ve mescit fark nedir?
Mescidler genellikle minaresiz ve minbersiz küçük cami olarak bilinir. Camiler ise minare gibi bölümlerin eklenmesiyle oluşan nispeten daha külli yapılardır.
Mescid imar etmenin fazileti ile ilgili ayeti kerimeyi okumak için tıklayın
" Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve âhiret gününe inanan, namazını kılan, zekâtını veren ve yalnız Allah'tan korkup çekinen kimseler imar edebilirler. İşte bunların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur."
Tevbe Suresi - 18. Ayeti tefsiri
Bu âyetlerde, sağlam bir inanç üzerine temellendirilmemiş dinî davranışların Allah katında bir değere sahip olmadığı açıklanmaktadır.Bunun iyi anlaşılması için somut bir örneğe yer verilmiş, o günkü muhatap kitlenin yakından bildiği ve dine hizmet konusunda sembol haline gelmiş olan Kâbe ile ilgili bazı görevlere değinilmiştir.
▶ Kuba Mescidi, Müslümanların umuma açık ilk ibadethanesi olduğu için ayrı bir anlam ve öneme sahiptir.
▶ Hz. Peygamber (SAV) ve sahabesinin elleriyle inşa edilen bu mescid, aynı zamanda Hz. Peygamber'in (SAV) namazları ilk defa cemaatle kılmaya başladığı yer olma özelliğini de taşır.
Namazın önemi ile ilgili bilgi edinmek için tıklayın
▶ Tevbe Suresi'nin 108'nci ayetinde ''takvâ temeli üzerine kurulan mescid'' denilerek Mescid-i Kuba'dan bahsedilmiştir.
﴾107﴿ Bir de şunlar var ki, zararlı eylemler gerçekleştirmek, inkârcılıklarını pekiştirmek, müminlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve resulüne savaş açmış kişi lehine fırsat kollamak üzere bir mescid yapmışlardır. "Amacımız sadece iyi bir şey yapmaktı" diye de yemin edecekler. Allah şahit, onlar kesinkes yalancıdırlar. ﴾108﴿ Orada asla namaza durma! Daha ilk günden takvâ temeli üzerine kurulan mescid ise namaz kılman için elbette daha uygundur; burada gerçekten arınmak isteyen adamlar vardır. Allah da arınmaya çalışanları sever.
Tevbe Suresi - 18. Ayeti tefsiri
Münafıkların Faaliyetleri
▶ Ayrıca Peygamber Efendimiz aleyhissalatü vesselam bir hadisinde Kuba Mescidi' ni işaret ederek; "Kim güzelce hazırlanıp namaz kılmak için abdestli olarak Kuba Mescidi'ne gider ve orada namaz kılarsa umre yapmış gibi sevap kazanır." buyurmuştur.
▶ Bir rivayete göre ise mescidin arsası Leyya adında bir kadına ait harman yeriydi. Münafıklar bunu bir bahane kılarak "Leyya'nın merkebini bağladığı yerde mi secde edeceğiz?" diyerek bunu Dırâr Mescidi'ni yapmak için bahane saydılar.
▶ Mescid-i Kuba'nın yanına inşa ettikleri Mescid-i Dırar'da nifak faaliyetlerine devam ettiler.
Mescid-i Dırar: İslam tarihinin kırılma noktası olan Hicret'in ardından ensar ve muhacir arasındaki bağ, kardeşlik uygulaması ile pekiştirilmiş; aralarındaki kaynaşma ve dayanışma ile Müslümanlar güç kazanmaya başlamışlardır. Münafıklar, İslam'ın Medine'de güçlenmesi ve yayılmasından rahatsız olmuşlar ve müminlerin Mescid-i Nebevi'de hep birlikte saf tutmalarından huzursuzluk duymuşlardır. Bu nedenle hem müminlerin arasında anlaşmazlık çıkarmak hem de gizli faaliyetlerini rahatça konuşabilmek amacıyla bir mescid inşa etmişler; Resul-i Ekrem'i burada namaz kılmaya çağırmışlardır.
Peygamberimize 'namaza durmaması emredilen cami: Mescid-i Dırar