Çocukları dijital medyada doğru içerikle nasıl buluştururuz?
Bugün hayatın içinden, özellikle de anne babaların aklında olan bir soruya cevap arayacağız. Çocukları doğru içerikle nasıl buluştururuz? Malumunuz içinde bulunduğumuz yüzyılda teknoloji hayatımızın vazgeçilmezi haline geldi. Hatta çocukların teknolojinin içerisine doğduğunu söylesek yanlış olmaz. Peki, bu kadar bol seçenekte nasıl bir filtreleme yapacağız?
🔸 Her geçen gün, gelişen teknoloji ile dijitalleşme yaşamımızda daha fazla yer kaplıyor. Günlük hayatımızdaki rutinlerimiz, iş yapma şekillerimiz ve hayat tarzımız değişiyor. Bu dijitalleşmeden en çok etkilenenler ise çocuklar. Teknolojinin olumlu etkileri olduğu şüphesiz. Ancak kontrolsüz ilerlediğinde bağımlılık, gelişim bozukluğu gibi ciddi sorunlara neden olabiliyor.
🔸 İnternette binlerce içerik, oyun, video çocukların ellerinin altında. Geniş bir alan olmasına rağmen nitelikli içeriği bulmak da oldukça zor. Çocukların fiziksel ve sosyal geleceğini şekillendirecek aynı zamanda ciddi dönüşümleri beraberinde getiren "dijital çağı" okumak ve anlamlandırmak için doğru içerikler elzem. Tam da bu noktada özellikle ebeveynlerin en çok merak ettiği "çocukları dijital medyada doğru içerikle nasıl buluşturacağız?" sorusunun cevabını mavimisket.com sitesinin içerik yöneticisi Zozan Demirci ile konuştuk.
Burcu Sandıkçı: Artık hayatımızın vazgeçilmezi olan teknoloji, çocukların gelişimini nasıl etkiler?
Zozan Demirci: Yaş grubunu ele almak gerekiyor bu durumda. Çünkü dijital medyada çocukların bu kadar vakit geçiriyor olması özellikle 0-3 yaş arası ve 3-6 yaş grubunda gelişimi oldukça etkileyen bir süreç.
◾ Çocuk beyin gelişiminin neredeyse tamamını 0-3 yaş aralığında tamamlıyor. Dijital medyada harcadığı vaktin artması çocukta dikkat eksikliği, konuşma becerisi gibi gelişimlerin etkilemesine neden olur. Dolayısıyla beyin gelişiminin yüzde 80'inin oluştuğu 0-3 yaş, sonrasında sosyalleşmeye başladığı, kendisini ve dünyayı keşfettiği süreç çok kıymetli.
Burcu Sandıkçı: Bu noktada yaş grubu çok önemli. Mavi Misket'te de siz çocuklar için oyundan deneylere kadar pek çok içerik üretiyorsunuz. Peki, ebeveynlere yol göstermesi açısından, mavimisket.com'da içerik hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz?
Zozan Demirci: Aslında hepimizin şikayet ettiği konudur, yanlış içeriklerle çocukların vakit geçiriyor olması, kendi değerlerimizden uzak bir platform olması gibi. Bu dert yandığımız bir mevzuydu ve yola çıkarken de dedik ki "biz bundan çok şikayet ediyoruz, çocuklarımız dünyada birçok içeriğe ulaşabiliyor ama biz yerine bir şey koyamıyoruz." Dolayısıyla bu derdimize bir çare aramak maksadıyla yola çıktık ve öncesinde uzun bir araştırma süreci oldu. Her yaş grubu için neler yapmak gerekiyor, bu işin uzmanları ne diyor, içeriklerin çocuk edebiyatı ile ilgisi ne gibi.
◾ Bütün bu araştırmalar sonucunda gördük ki, herkesin ortak noktası 0-6 yaş grubunun mümkün olduğunca dijital medyadan uzak durması. Peki kaçınılmaz olan son ne? Hepimizin pandemi ile gördüğü üzere çocuklar sonsuza kadar dijital platformlardan uzak kalamaz. Biz şikayet etmeyi bir kenara bırakıp artık şunu dedik. "Evet, mademki eleştiriyoruz, bu içeriklerin çocuklara zarar verdiğini düşünüyoruz, biz yerine ne koyuyoruz?" Bu sorunun cevabı olarak aslında marka kuruldu.
◾ Kaçınılmaz olan da ilkokul döneminde artık çocukların bu dijital medyada var olduğu gerçeğiydi. Biz bunun için ne yapabiliriz diye düşündük. Dolayısıyla teknolojiden artık uzak tutamayız mümkün değil dediğimiz yaş grubuna içerikler üretmeye başladık. Bu da 6-11 yaş grubu.
Burcu Sandıkçı: Dijital medyada önemli unsurlardan biri çocukların ihtiyacına göre içerik üretmek. Peki, çocukların ihtiyacı nasıl belirleniyor?
Zozan Demirci: Çocukların en temel ihtiyacı oyun oynamak, eğlenmek. Dolayısıyla bu ihtiyacı karşılamaya yönelik yayın politikamız var. Öncelikle bu ihtiyacı karşılamaya çalışıyoruz. Çocuk, vakit geçirdiği içerik her ne ise, öykü okuyorsa, animasyon izliyorsa, oyun oynuyorsa önce oyun oynama ihtiyacını gidersin, eğlensin. Temelde bu ihtiyacını gidersin istiyoruz. Bunu yaparken de mümkün olduğunca nitelikli olması, çocuk edebiyatına uygun olması ve tabi ki değerlerimizle örtüşmesi.
Burcu Sandıkçı: Peki bu içeriklerde anne-babalar, iyi kötü ayrımını nasıl yapacak?
Zozan Demirci: Toplumun anne baba olmayı beklemeden bilinçli hale gelmesi gerekiyor. Çünkü sadece kendi çocuklarımıza değil, toplumdaki her çocuğu doğru yönlendirmemiz, rehberlik gerekiyor. Anne babalar çocuk kitapları okuyarak, çizgi filmler izleyerek, mobil oyunları takip ederek bu alana dahil olduğu takdirde iyi kötü ayrımını yapabilir.
◾ İyi içeriği seçtikten ve zararı olmayacağı düşünüldükten sonra anne-babaların gözetiminde çocukla varılan anlaşmayla belli bir süre bununla vakit geçirebilir.
Burcu Sandıkçı: Çocuklarla nasıl anlaşma sağlayacak ebeveynler?
Zozan Demirci: Anne-babaların en büyük hatalarından biri, çocuklara kıyamadıkları için verdikleri sözün arkasında duramamaları. Fakat öncesinde, çocukla aynı masaya oturan iki birey gibi bir anlaşma yapmanız gerekiyor ve buna her iki tarafın imza atması gerekiyor. Hatta formaliteden yazılı bir anlaşma imzalanması ve herkesin görebileceği yerde tutmaları gerekiyor. Bu noktada ebeveynin kararlı duruşu zamanı kontrollü kullanması konusunda tabi ki çok önemli bir etken.
