Hat sanatı denince aklımıza birçok duayen ismin yanı sıra, günümüzün usta sanatçıları Uğur Derman, Hasan Çelebi, Hüseyin Kutlu ve Fuad Başar gibi birçok üstad gelir. Pek bilinmez ancak sanat tarihimizde, Osmanlı döneminde bir de Ermeni bir hat sanatçısı yetişmiş.
Kadıköy'ün ve İstanbul'un tanınmış ailelerinden Köçeyanların bir mensubu olan Krikor Köçeoğlu, ilk "gayrimüslim Ermeni hattat" olarak adını Osmanlı sanat tarihine yazdırmayı başarmış.
MODERN RESİM İLE BAŞLAYAN HAT YOLCULUĞU
1845 yılında Hovşep Köçeyan'ın ikinci oğlu olarak hayata gözlerini açan Krikor, Pangaltı Ermeni Mektebi'nde okudu. O yıllarda yeni yeni popüler olmaya başlayan modern resim sanatına Osmanlı'daki gayrimüslimlerden en çok Ermeniler rağbet gösteriyordu. Zanaatkârlıklarıyla tanınan Ermenilerden "saray ressamlığına" kadar yükselen Manas ailesi de çıkmıştı.
Krikor Köçeoğlu da onlar gibi resme olan kabiliyetiyle etrafındakilerinin dikkatini çekti. Krikor, Paris'e gönderilerek "École Muradian" mektebinde sanat tahsili aldı. Fransa'da okurken oryantalist bir ruh kazanan Krikor Köçeoğlu, Osmanlı topraklarına döndüğünde açtığı sergilerle adından söz ettirmeye başladı.
1875'te Darülfünun binasında, 1880'de Tarabya Rum Kız Mektebi'nde, 1881'de Tepebaşı Elifba Kulübü'nde sergiler açtı. Bu sergilere katılarak tıpkı Osman Hamdi Bey, Prenses Nazlı Hanım, Fransız Elçisi Tissot gibi devrin tanınmış ressamlarından biri olmayı başardı. Köçeoğlu, Ahmed Midhat Efendi'nin bir portresine de imza attı.
ZÜHTÜ PAŞA CAMİİ'Nİ ÂYETLERLE SÜSLEDİ
Krikor Köçeoğlu, sonraki yıllarda hat sanatına merak saldı. Ancak Ermeni sanatçı, klasik tarza değil, o yıllarda Ebüzziya Tevfik tarafından yeniden hayat bulan "kûfi" üslûba yöneldi. Ebüzziya'nın yolundan giden Krikor Köçeoğlu, kûfi yazının yeniden popüler olmasında tesirli oldu.
Köçeoğlu, kökleri Abbasi devrine kadar giden kûfi üsluba yeni yorumlar da katarak, zenginleşmesine de vesile oldu. Yaptıklarıyla ve enteresan şahsiyetiyle tarihe geçen Krikor Efendi, ne yazık ki 38 yaşında, Paris'te hayatını kaybetti. Âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifleri incelikle nakşeden Krikor'un Müslüman olup olmadığı ise hâlâ bir muamma...
Krikor Efendi'nin en çok dikkat çeken hat yazıları, Halil Ethem Eldem (1861-1938)'in belirttiğine göre, çocukluğunun geçtiği Kadıköy Ziverbey'deki Zühtü Paşa Camii'nde yer alıyor. Köçeoğlu'nun yazdığı âyet-i kerimeler, bitki motifli bir kuşak şeklinde caminin iç kısmındaki üç cepheyi çevreliyor. Başka rivayetler olsa da, sanat tarihçilerinin mühim bir kısmı, camideki hatların Köçeoğlu tarafından yazıldığından emin.
SULTAN ABDÜLHAMİD KÛFİ HAT SEVİYORDU
Kökeni Abbasilere kadar uzanan en eski ve en geleneksel hat ekolü olan Kûfi, 16'ıncı yüzyıldan sonra unutulmaya yüz tutan bir hat sanatı akımıydı. Kûfi yazının yerini daha sonra Barok ve modernist akımlar aldı.
Ebüzziya Tevfik ve Krikor Köçeoğlu tarafından 300 yıl sonra yeniden canlandırılan kûfi tarz yazıya, Sultan Abdülhamid Han da çok kıymet veriyordu. Sanatın hamisi olan padişah, bu yüzden yaptırdığı Yıldız'daki Hamidiye Camii'nde Ebüzziya tarafından kûfi tarz hat kullanılmasını istedi. O yıllarda yeniden canlanan kûfi yazı; kitap kapaklarından cami hatlarına, devlet dairelerindeki tabelalardan tablolara kadar birçok yerde kullanılmaya başlandı.