'Karanlık çağ'ın sırrını çözdüğü iddia edilen kireç taşı yazıtların geçmişi 19. yüzyılın sonuna dayanıyor. 3 bin 200 yıllık olduğu tahmin edilen yazıtlar, Afyonkarahisar'ın İhsaniye İlçesi'ne bağlı Beyköy Köyü'nde 1878 yılında bulundu ve orijinalleri köylüler tarafından köyün camisinin inşaatının temelinde kullanıldı. Hiyeroglif yazıtların değerini ilk anlayan, Fransız arkeolog George Perrot oldu. İddiaya göre Perrot, bu yazıları temele gömülmeden önce kâğıda kopyaladı.
KOPYASININ ÇEVİRİSİNİ YAPTIRDI
Perrot'un kopyaları, 20. yüzyılın ilk yarısında İngiliz tarihçi James Mellaart'ın eline geçti. Mellaart'ın ölümünden sonra ise İsveçli arkeolog ve tarihçi Eberhard Zangger, yazıtın kopyasına 2012 yılında Mellaart'ın evinde rastladı. Zangger, hikâyenin gerisini şöyle anlattı: "2012'nin haziran ayında tarihçi Mellaart'ın Londra'daki evinde misafirdim. Kendisi ölmüştü.Oğlu Alan, Luvi yazıtının çizimini paylaştı. Belge yığınının üzerinde James Mellaart'ın yayıncılarına yollamak üzere bıraktığı bir de mektup vardı. En kısa zamanda yayımlanıp dağıtılmasını istiyordu."
Zangger, bu belgeleri dünyada antik Luvi dilini okuyabilen 20 kişiden biri olan Hollandalı dilbilimci Fred Woudhuizen'e götürdü. Yazıtlara ait çizimlerin Mellaart'ın evinden alınan kopyası, Zürih'teki Luvi Enstitüsü'ne konuldu. Çalışmaya başlayan ikili, hiyeroglifin çevirisini yapmayı başardı.
YAZIT, M.Ö. 1200'DEN ÖNCESİNİ AYDINLATIYOR
Gazete Habertürk'ten İrem Koca'nın ulaştığı, halen Luvi Enstitüsü'nün başında bulunan Wouldhuizen, "Yazıtın değerini görür görmez anladım. 4 haftada müsvedde hazırladık" dedi. Wouldhuizen ile Zangger, Beyköy'den çıkarılan yazıtla ilgili şu bilgileri verdi: "Yazıtın uzunluğu 29 metre, yüksekliği ise 35 santimetre. Üzerinde yaklaşık 50 sözcük öbeği var. Yazıt o kadar uzun ki bugüne kadar Luviler üzerine çalışan arkeologların topladığı bütün materyallerin yarısından daha fazla bilgiyi içeriyor. Luvi dili ve yazısı 1400 yıl boyunca kullanıldı. Asırlardır akademisyenler, M.Ö. 1200'den sonra yaşanan dönemde ne olduğunu çözemiyordu. Bu yazıt sayesinde her şey daha iyi anlaşıldı."
Wouldhuizen ile Zangger'ın aktardığına göre, M.Ö. 3000- 1000 tarihleri arasında yaşanan bronz çağının çöküşü, yüzyıllar boyunca tarihçiler ve arkeologlar için bir sırdı. O dönemlerde Yunanistan'da Miken Krallıkları, Anadolu'da Hitit Krallığı, Suriye ve Kuzey Mezopotamya'da Asur İmparatorluğu hüküm sürüyordu. Çağın sonlarına doğru Troya, Gazze, Hattuşaş, Miken gibi merkez şehirleri saldırılara uğradı. Hititler, M.Ö. 1190'da yıkıldı. Merkezi otoriteler çöktü. Bu yıkımlarla, bölgede bugün hâlâ tarihçilerin "karanlık çağ" diye adlandırdığı dönem yaşandı. Bu yüzden Hitit Uygarlığı'nın sonunun nasıl geldiği açıklanamıyordu. Yazıtlarda deşifre edilenler, Orta Anadolu'da hüküm süren Hitit Krallığı'nın çöküşünü getiren olaylar zincirini ortaya koydu.
'KARANLIK ÇAĞ'I AÇIKLIYOR
Wouldhuizen ile Zangger'ın aktardığına göre, MÖ 3000- 1000 tarihleri arasında yaşanan bronz çağının çöküşü, yüzyıllar boyunca tarihçiler ve arkeologlar için bir sırdı. O dönemlerde Yunanistan'da Miken Krallıkları, Anadolu'da Hitit Krallığı, Suriye ve Kuzey Mezopotamya'da Asur İmparatorluğu hüküm sürüyordu. Çağın sonlarına doğru Troya, Gazze, Hattuşaş, Miken gibi merkez şehirleri saldırılara uğradı. Hititler, M.Ö. 1190'da yıkıldı. Merkezi otoriteler çöktü. Bu yıkımlarla, bölgede bugün hâlâ tarihçilerin "karanlık çağ" diye adlandırdığı dönem yaşandı. Bu yüzden Hitit Uygarlığı'nın sonunun nasıl geldiği açıklanamıyordu. Yazıtlarda deşifre edilenler, Orta Anadolu'da hüküm süren Hitit Krallığı'nın çöküşünü getiren olaylar zincirini ortaya koydu.
'KARANLIK ÇAĞ'IN SIRRI ÇÖZÜLDÜ MÜ?'
Yazıtın orjinalinin, Afyonkarahisar'ın İhsaniye İlçesi'ne bağlı Beyköy Köyü'ndeki bu caminin temelinde kullanıldığı belirtiliyor.
'LUVİLER ANADOLU'DAN FİLİSTİN'E KADAR UZANMIŞ'
Dilbilimci Wouldhuizen, yazıtlardan edindikleri bilgileri şöyle anlattı: "Fransız arkeoloğun kopyaladığı yazıtlar, bronz çağının sonuna doğru, Batı Anadolu'daki Mira Uygarlığı'nın kralı Kupanta Kurunta'nın isteği üzerine M.Ö.1190'da yazılmış. Kral, ülkesini güçlendirdikten sonra, ordusunu Hititlerin doğusuna, derebeyliklerinin üzerine sürmüş. Batı Anadolu'nun diğer medeniyetleri de Luvilerle Hititlere karşı donanma kurmuş. Ardından Anadolu'nun güneyinde Suriye ve Filistin de dahil olmak üzere birkaç kıyı şehrine saldırmışlar. Aralarında Troyalı Maksus ve Troad'ın da olduğu 4 büyük prens, deniz güçlerini yönetmiş. Böylece Luviler Batı Anadolu'dan Mısır sınırlarına kadar dayanmış, Güney Filistin'e kadar uzanmış. Troya Savaşı da bu dönemde yaşanmış. Bu savaşlar hem Hititlerin hem de bronz çağının sonu olmuş.
Bu bilgiler, yazıttaki 41. ve 50. paragraflardan anlaşılıyor. Luvi Kralı'nın aslında uzun yıllar Hitit Kralı Arwunda'yı desteklediği, sonra veliahtı ehil bulmaması nedeniyle Hitit topraklarına asker sürdüğünü görüyoruz. Beyköy yazıtlarında direkt olarak Hitit'i düşürdüklerine dair bir ifade olmasa da Mira Kralı Kupanta Kuruntas'ın Hitit bölgesinde askeri hareketi olduğuna dair kanıtlar var. Bunu 41. paragraftan anlıyoruz. Ayrıca 42. paragrafta Hitit bölgeleri olan Kizzuwatna ve Karkamis'te Mira'nın kralının dini lider olduğu ve dolayısıyla Hitit Kralı'nın da halefi olduğunu biliyoruz. Yazıtta, 'Mira bu topraklara 6 bin koç yerleştirdi. Mira'ya 10 hisar inşa ettim' gibi ifadeler de bulunuyor."
'KOPYA HİYEROGLİF GÜVENİLİR Mİ?' TARTIŞMASI
Yazıtın caminin temelinde kullanılması ve çevirilerin bir çizim üzerinden yapılması, bilgilerin gerçekliğini tartışılır hale getiriyor. Tarihçi Zangger çizimlerin otantik olduğu konusunda emin olduğunu söylerken, Hititoloji bölümünden Yrd. Doç. Dr. Meltem Alparslan "Eserin sadece çizimi var, fotoğrafı yok ve eseri saklayan Mellart öldükten sonra eşyaları arasında eserin çizimi bulunuyor. Yazıtın bilimsel toplantılarda tartışılması ve sonuçlarının yayımlanmasını beklemekten yanayım" diyor.
'BELGELER DEMİR ÇAĞINA AİT'
Almanya Marburg Philipps Üniversitesi'nden Dr. Ilya Yakubovich ise "Kanıt sunmazsanız, bu bilimsel açıdan yok kabul edilir. Yazıtın kopyası olduğu iddia edilen çizimlere bakarsanız, çivi yazılı işaretlerin daha çok demir çağı özelliklerini taşıdığını görürsünüz. Oysa, Woudhuizen yazıtın imparatorluk dönemine ait olduğunu iddia ediyor. Burada tamamen sahte bir durumda karşı karşıyayız."
Prof. Dr. Hatice Gonnet Bağana da "1979-80 yıllarında Beyköy'de çalıştım. Beyköy civarında Hitit unsuru olarak hiçbir şey yoktur. Oradaki bulgular Hitit çağı sonrası, yani demir çağıdır. Caminin temelinde, o taşın bulunacağından emin değilim. Camiden çok Beyköy'deki höyükte kazı yapılması gerekir."
CAMİ KORUMADA
Afyonkarahisar'ın İhsaniye İlçesi'ne bağlı Beyköy Köyü'nde yazıtın temelinde gömülü olduğu söylenen camide şimdiye kadar bir çalışma yapılmadı. Luvi dilinde yazılan yazıtın muhafaza altına alınması için cami güvenlik kameraları ile donatıldı. Ancak Beyköy Muhtarı Bahattin Devrim, yazıtın çözüldüğü ekim ayı başından bu yana bölgede bir çalışma yapılmadığını söyledi.
HİTİTLER
Hititler, Antik Çağ'da Anadolu coğrafyasında devlet kurmuş önemli uygarlıklardan biriydi. M.Ö. 2000 yıllarında göç ettikleri Anadolu'da, yerli Hatti beylikleri üzerinde hâkimiyet kurdular. Başkent, bugün Çorum sınırlarındaki Hattuşaş'tı. M.Ö. 1200'lere gelindiğinde büyük güç yıkıldı. Kimi kaynaklara göre yıkılışın sebebi bilinmezken, kimi kaynaklara göre ise Batı'dan gelen "gizemli deniz halkları"nın istilasıydı. Orta Anadolu'da, yarı göçebelerin yaşadığı ve karanlık çağ adı verilen dönem başladı.
LUVİLER
Luvi ya da "Luwian" terimi, M.Ö. 2000- 1000 yılları arasında Batı Anadolu'da yaşayan toplumlara da verilen şemsiye bir isim. Ama aynı zamanda Anadolu topraklarında 2000 yıl boyunca konuşulan dile de Luvi dili deniliyor. Hititlerin hem komşusu hem de düşmanı olan bu topluluk, Anadolu'nun batısında, Ege ve Akdeniz kıyılarından birkaç yüz kilometre içeride yaşıyor. Batı Karadeniz'den geldiklerine inanılıyor. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen birçok Luvi yazıtı var. Luvi denilen çatı kavram, "Leugh" yani bağlamak, şehirler ve insanların organize olması anlamına gelen bir kelimeden türemiştir.