Akdeniz'deki enerji oyunları devam ederken, Türkiye'nin deniz yetki alanları konusundaki hakları yeniden gündemde. Halen Türkiye'nin deniz yetki alanlarında 572 yıllık enerji ihtiyacını karşılayacak bir doğalgaz rezervi varlığından söz ediliyor. Bugün Doğu Akdeniz enerjisine sahip olmak isteyen Yunanistan Girit adası üzerinden Libya ile deniz sınırlarını daha çok enerji yataklarına hakim olacak şekilde çizme çabasında. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de Mısır ve İsrail ile anlaşmalar yapıyor.
'VERİMLİ HİLAL' EN ZENGİN BÖLGE
Doğu Akdeniz Yetki Alanları Haritasını yeniden çizen Dr. Cihat Yaycı'nın "Doğu Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Paylaşılması Sorunu ve Türkiye" başlıklı uluslararası çalışmasına göre "Verimli Hilal" bölgesinde yer alan Doğu Akdeniz enerji bakımından zengin kaynaklara sahip. Doğu Akdeniz'deki toplam hidrokarbon yataklarının büyüklüğüne bakıldığında Türkiye'nin 572 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayabilecek seviyede olduğu vurgulanıyor. Yine TPAO tahminlerine göre, Doğu Akdeniz, geleceğin enerji maddesi olarak ifade edilen gaz hidrat yatakları açısından da hayli zengin.
AKDENİZ'İ SAHİPLENME TELAŞI!
Tüm batılı güçlerin ve NATO'nun Doğu Akdeniz'de askeri gemileriyle varlık göstermesi de zengin enerji yatakları denklemi dışında görülmüyor. Bir yandan Ortadoğu ve Türkiye taşeron terör örgütleriyle uğraştırılırken bir yandan da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan ortak çabalarla Doğu Akdeniz'i sahiplenme telaşında.
Kıbrıs Cumhuriyeti adına Münhasır Ekonomik Bölge ilanında bulunan GKRY, Lübnan, İsrail ve Mısır ile anlaşmalar yaptı. Bir yandan da Yunanistan; Girit, Kaşot, Kerpe, Rodos ve Meis adaları hattını esas alarak Libya ve Mısır ile deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşması yapmak üzere teşebbüslerde bulunuyor, Libya deniz sahalarını da kapsayan alanlarda sismik araştırma sahaları ilan ediyor.
İSRAİL YUNANİSTAN İŞBİRLİĞİ
Yunanistan ayrıca GKRY ile de bir sınırlandırma anlaşması yapma çabasında. Bugün daha da ileri gidilerek İsrail'in yayınladığı bazı haritalarda Yunanistan Münhasır Ekonomik Bölgesi, GKRY bölgesinin devamı olarak gösteriliyor. Ancak Yunanistan ve GKRY'nin bu istilalarını kabul etmeyen Türkiye de çabalarını arttırmış durumda. Türkiye, son olarak KKTC sahasında sondaj yapmak isteyen İtalyan ENİ'yi Akdeniz'deki savaş gemileriyle durdurmuştu.
BM'YE HARİTA SUNULACAK
Halen uluslararası hukuk, BM ve Adalet Divanı kararları gereği deniz yetki alanları ve Münhasır Ekonomik Bölge belirlemelerinde ana karalar arasındaki hesaplamalar geçerli.
Adalar, özellikle de ana kara Yunanistan'a hayli uzak olan Yunan adaları bu konuda sadece kıyılarına yakın bir düzlemde sınır belirleyebiliyor. Ancak bugün gerek Güney Kıbrıs Rum Kesimi ana kara devleti olan Mısır ve İsrail ile anlaşma yaparken Yunanistan ise Girit adası güney batısında belirlediği petrol arama sahaları üzerinden Mısır ve Libya ile sınırlandırma anlaşma imzalama çabasında.
Mısır ve Libya, yaratılan iç karışıklıklardan dolayı bu konuda seslerini yükseltemezken İsrail ise, kaybı olsa da Türkiye'ye karşı Rum Yönetimi ile anlaşmış durumda.
YUNAN VE RUM TEZGAHI
Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistan, uluslararası hukuk ve meşruiyete aykırı bir şekilde yaptıkları bu anlaşmalarla Doğu Akdeniz'de fiili bir durum yaratmaya çalışıyorlar. Tek amaçları ise Türkiye'nin enerji yataklarından yararlanmasını engellemek.
Türkiye ise bu gelişmeler karşısında Münhasır Ekonomik Bölgelerdeki haklarını çeşitli şekillerde beyan ediyor ve haklarını savunacağı kararlılığını vurguluyor. Türkiye'nin daha önce düşey hatlardan çizilmiş bulunan deniz yetki alanları Tümamiral Cihat Yaycı tarafından denizci bir bakış açısıyla yeniden çizildi.
BU GASPA İZİN VERMEYİZ
Türkiye halen diğer ana kara ülkeleri Libya, Mısır, Lübnan, İsrail, Suriye gibi ülkelerle anlaşmalar yoluyla yetki alanlarının belirlenmesi yönünde genel tutum sergilemekle birlikte, GKRY ve Yunanistan'ın artan gasp çabaları, önümüzdeki süreçte Türkiye'nin tek başına da olsa BM'ye bildirmek suretiyle de deniz yetki alanlarını ilan etmesi gereğini dayatıyor. Doğu Akdeniz'de halen GKRY, Libya, Suriye, Lübnan ve İsrail Münhasır Ekonomik Bölge ilanında bulunmuş durumda.
TÜRKİYE İLE ANLAŞAN KAZANIR
Dr. Cihat Yaycı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşması imzaladığı İsrail'e ait 4 bin 600 kilometrekare, Lübnan'a ait 3 bin 957 kilometrekare, Mısır'a ait ise 21 bin 500 kilometrekare büyüklüğünde bir deniz yetki alanını, bu ülkelerin aleyhine olacak şekilde sahiplendiğini ortaya koydu.
Dr. Yaycı'nın yaptığı çalışmaya göre, eğer İsrail GKRY yerine Türkiye ile sınırlandırma anlaşması imzalamış olsaydı, GKRY'nin ihaleye açtığı 13 ruhsat sahasından 12. Parselin tamamı, 8, 9 ve 11. parsellerin büyük kısmı ile 1, 7 ve 10. parsellerin bir kısmı İsrail'in olacaktı. Ancak İsrail GKRY ile anlaşarak çok daha sınırlı bir alanla yetindi. Eğer Mısır yetkisi tartışmalı olan GKRY yerine Türkiye ile bir sınırlandırma anlaşması yapmış olsaydı, 11 bin 500 kilometre kare daha fazla deniz alanına sahip olacaktı. Durumun farkına varan İsrail ve Mısır şimdi geri adım atmaya çalışıyorlar.
3 TRİLYON DOLARLIK REZERV
Yeni Şafak'ın haberine göre, uzmanlar tarafından yapılan tespitler, Doğu Akdeniz'de toplam değeri 3 trilyon doları bulan doğalgaz yatağı bulunduğunu gösteriyor. ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi tahminlerine göre Kıbrıs, Lübnan, Suriye ve İsrail arasında kalan bölge olan Levant Havzasında 3,45 trilyon metreküp doğalgaz ve 1,7 milyar varil petrol bulunuyor.
Yine Nil Delta Havzasında yaklaşık 1,8 milyar varil petrol, 6,3 trilyon metreküp doğalgaz ve 6 milyar varil sıvı doğalgaz yatağı olduğu tahmin ediliyor. Kıbrıs Adası çevresinde olduğu düşünülen 8 milyar varil petrol yatağının dışında Heredot olarak adlandırılan Girit'in güney ve güneydoğusundaki alanda ise toplam 3.5 trilyon metreküplük doğalgaz bulunduğu tahmin ediliyor.