KAZA UMRESİ ÖNCESİNDE NELER YAŞANDI?
Peygamber Efendimiz (sav) ve beraberindeki müminler hicretin altıncı yılında Medine'den Mekke'ye umre yapma amacıyla yola çıkmışlardı. Ancak Hudeybiye bölgesine vardıklarında yolları Mekkeli müşrikler tarafından kesilip Mekke'ye girmeleri engellenmişti. Görüşmeler sırasında imzalanan Hudeybiye Antlaşması'na göre Müslümanlar o yıl Medine'ye dönecekler, bir sonraki yıl umre yapmaları için Mekke'ye girmelerine üç gün süre ile müsaade edilecekti.
Kâbe'yi çok özleyen ve umre yapmak için son derece istekli olan sahabe efendilerimize sırf Mekkelilerin hükümleri geçsin diye yapılan bu engelleme çok ağır gelmiş, umre için yanlarında getirdikleri kurbanlarını, istemeyerek de olsa Hudeybiye mevkiinde keserek, Medine'ye dönmüşlerdi.
KAZA UMRESİ'NE DELALET EDEN AYET-İ KERİME
Allah-u Teâla Fetih suresinin 27. ayet-i kerimesinde şöyle buyurmuştur: "Andolsun, Allah, Peygamberinin rüyasını doğru çıkardı. Allah dilerse, siz güven içinde başlarınızı kazıtmış veya saçlarınızı kısaltmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz. Allah, sizin bilmediğinizi bildi ve size bundan başka yakın bir fetih daha verdi."
Bu ayet-i kerime nazil olduktan kaza umresi yapılmış ve müminler o gün gerçekten de korkmadan Mekke'ye girmişlerdi. Ayet-i kerimede haber verin ve "fetih" olarak nitelenen bir diğer olayda kaza umresinden bir yıl sonra gerçekleştirilecek "Mekke Fethi" idi.
KAZA UMRESİ NE ZAMAN YAPILDI?
Hudeybiye antlaşmasından bir yıl sonra yani hicri yedinci yılda, haram aylardan ilki olan Zilkade ayında Rasulullah (sav) ve ashabı, bir yıl önceki antlaşmada karar alındığı üzere Mekke'ye doğru yola çıktılar ve bir yıl önce gerçekleştiremedikleri umrelerini yapmaya niyet ettiler. Bu sebeple hicretten sonra tam anlamıyla yapılan ilk umreye "umretu'l-kaza" yani "kaza umresi" adı verildi.
KAZA UMRESİ'NE KİMLER KATILDI?
Hz. Muhammed (sav) bir önce ki yıl Hudeybiye Antlaşması'na dâhil olan herkesin umre seferine de katılmasını emretmiş, bu kimselerin haricinde dileyen herkesin umre için bu gruba dahil olabileceğini ilan etmişti. Böylelikle Medine ve çevre kabilelerden toplanan iki bin kişilik bir grup Mekke'ye doğru umre yapmak üzere yola çıkmışlardı.
Umreci kafilesi yanlarına kurbanlıklarını ve silahlarını da almışlardı. Tabi Hudeybiye Antlaşması'na göre Müslümanlar Mekke'ye savaş aletleriyle giremeyeceklerdi. Yine de Rasulullah (sav) yoldaki tehlikelere ve olası bir Kureyş saldırısına karşılık vermek amacıyla silahlanmış ve Mekke'ye yakın bir bölge de antlaşma maddesine sadık kalmak için bu silahları emaneten bırakmıştı.
KAZA UMRESİ NASIL YAPILDI?
Müslümanalar Mekke'ye girmeden evvel birtakım müşrikler hem tedirgin oldukları için hem de tabiri caizse bu zillete şahit olmaya katlanamayacakları için Mekke civarındaki dağlara çekilmişlerdi.
Müslümanlar Mekke'ye girer girmez Hz. Muhammed (sav) eşliğinde Hacerü'l-Esved'e selam vererek umre şavtlarına başladılar. Daha sonra Safa ve Merve arasında sa'y yapan ashap, tıraş olarak ve kurbanlarını keserek ihramdan çıkmış ve umrelerini tamamlamışlardır.
Şavt: Hacerülesved'den başlayıp yine aynı yere gelinceye kadar Kâbe'nin etrafını bir defa dolaşma ve Safâ tepesiyle Merve tepesi arasında gidiş gelişten her biri anlamında fıkıh terimi.
MEKKE'DE NELER YAŞANDI?
Siyasi olarak Müslümanları yenemeyen müşrikler haklarında hasta oldukları ve zayıf düştükleri yalanını yayarak manevi olarak güçlerini azaltmaya çalışmışlardı. Ne varki Müslümanlar Hz. Muhammed'in (sav) emri ile kimi zaman omuzlarını silkeleyerek kimi zamanda hafif koşturarak yani remel ve hervele yaparak tavaflarını tamamlamışlardır.
Remel: Ardından sa'y yapılan tavafların ilk üç şavtında yapılması sünnet olan hızlıca ve çalımlı yürüyüş.
Hervele: Hac'da Safâ ile Merve arasında sa'y ederken erkeklerin, belirli iki yerin arasını normal sa'y temposunun üstünde bir hızla geçmeleri.
Umre yapıldıktan sonra Hz. Bilal Kâbe'nin üzerine çıkarak ezan okudu. Tamamlanan umreye müteakiben diğer günlerde de Kâbe'de ezan okunulmaya ve vakit namazları haremde kılınmaya devam edildi.
Rasulullah (sav) kaza umresi esnasında Mekke'deki hiçbir evde ikamet etmemiş, bu üç günlük yolculukta çadırda kalmayı tercih etmişti. Umresini yapan sahabeler ise Mekke'de eskiden yaşadıkları bölgelere dağılarak eski tanıdıklarını ziyaret etmeye ve hasret gidermeye başlamışlardı. Bu ziyaret esnasında Müslümanların vakarlı duruşları bazı Mekkeli müşrikleri derinden etkilemiş bu sayede birçok insan İslam dinine girmeye başlamıştı.
Hudeybiye Antlaşması'nda karar verildiği üzere üç günün sonunda Müslümanlar Mekke'den olaysız bir şekilde ayrıldılar ve Medine'ye dönüş yolunda Hz. Muhammed (sav) ile Meymune validemizin nikâhları gerçekleşti.
Nitekim umre yapma sevinciyle Mekke'den ayrılan Müslümanlar bir sonraki yıl bu mübarek beldeyi tamamen fethetmek ve küffarın elinden kurtarmak için yeniden döneceklerdi…
FİKRİYAT
SÜMEYYE ALI JABER