Ramazan ayı, Kur'an-ı Kerim'in nazil olmaya başladığı aydır ve "Kur'an ayı" olarak da anılır. Bu ayda bol bol Kur'an okunması tavsiye edilmiş; Ramazan boyunca en az bir kere hatim yapılması ve mukabele okunması geleneği yaşatılan değerlerimizden olmuştur.
Mukabele, bir başkasının Kur'an-ı Kerim'i okuyuşunu takip etmek yoluyla hatim etme manasını taşır. Ramazan-ı şerifte en az bir defa hatim tamamlamak tavsiye edilmiştir.
Ramazan mukabelesi, geleneksel anlamda insanların bir araya gelerek gerçekleştirdikleri bir uygulama olsa da bu ibadeti internet ya da televizyon kanalları aracılığıyla yapmak da mümkün.
Fikriyat.com olarak her gün bir cüzle Kur'an-ı Kerim'in hatmini siz değerli okurlarımızla birlikte tamamlayacağımız Ramazan mukabelesinin 11. cüzünü sizlerle buluşturuyoruz.
RAMAZAN MUKABELESİ 11. GÜN
Kur'an-ı Kerim uygulamamızdan cüzlerin Arapça okumalarına ulaşabilir ve mukabele için podcastlerden faydalanabilirsiniz.
📌 11. CÜZÜ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
🔸 Kur'an-ı Kerim'i Arapçasından okuyup takip etmek kadar önemli görülen bir başka husus ise okunan ayet-i kerimelerin mealine ve tefsirine vakıf olmaktır.
🔸 Bu noktada her gün okunan bir cüzün mealini ve ayetlerin asıl manasını kavrayabilmek için tefsirini okumamız tavsiye edilir.
📌 11. CÜZÜN MEALİNİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
📌 9. CÜZÜ OKUYUP TAKİP EDEBİLECEĞİNİZ KUR'AN-I KERİM EKLENTİMİZ İÇİN TIKLAYIN
Her gün bir cüzle Kur'an-ı Kerim'in hatmini tamamlayacağımız Ramazan mukabelesinin önceki cüzlerine aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz:
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 10 cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 9. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 8. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 7. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 6. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 5. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 4. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 3. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 2. cüz için tıklayın
Ramazan mukabelesi Kur'an-ı Kerim hatmi 1. cüz için tıklayın
11. CÜZDE HANGİ SURELER BULUNUR?
🔸 Kur'an-ı Kerim'in 11. cüzü, Tevbe suresinin 94. ayetinden sonuna kadar olan kısmı, Yunus suresini ve Hud suresinin 1-6. ayetlerini ihtiva eder.
TEVBE SURESİ
Kur'an-ı Kerim'in dokuzuncu suresi olan Tevbe suresinin tamamı Medine'de nazil olmuştur. Sure adını 117 ve 118. ayetlerde geçen "tevbe" kavramından almıştır.
🔸 Müşrik ve münafıkların tuttukları yanlış yoldan dönerek tövbe etmelerinin gerekliliğinden söz edilmesi bu isimle anılmasına sebep teşkil etmiştir.
🔸 Surenin başında besmelenin olmayışına dair en isabetli görüş, Tirmizi'den aktarılmıştır.
🔸 Buna göre, Peygamber Efendimiz (sav) yeni nazil olan ayet ve surelerin hangi ayet ve surenin yanına konulacağını belirlemiş, bu arada besmeleyi de zikretmiştir.
🔸 Tevbe suresinin Enfâl'den sonra kaydedilmesini emretmiş, fakat besmele yazılmasından söz etmemiştir.
🔸 Resûlullah surenin nüzulünden bir yıl sonra vefat etmiş ve Hz. Osman döneminde Kur'an ayetleri mushaf haline getirilirken de Tevbe suresinin başında besmele yazılmamıştır.
TEVBE SURESİNDE VURGULANAN KONULAR
🔸 Tevbe suresi muhtevası bakımından üç bölüm halinde ele alınmıştır. Bunlar Müslüman hâkimiyetinin ilan edilmesi, münafıkların ve samimi müminlerin niteliklerinin anlatılması şeklindedir.
🔸 Mekke'nin fethedilmesiyle Arabistan yarımadasında İslam hâkimiyetinin sağlanmasında çok önemli bir aşama kat edilmiştir.
🔸 Hz. Ebubekir yönetiminde düzenlenen ilk İslami haccın ifa edilmesi niyetiyle Müslümanların Medine'den yola çıkmasının ardından Tevbe suresi inmiştir.
🔸 Resûl-i Ekrem surenin özellikle müşrikleri ilgilendiren hükümlerinin tebliği için arkadan Hz. Ali'yi göndermiştir.
11. Cüz - Tevbe suresinin 94-129. ayetleri
11. cüz, Tebük Seferi'ne katılmamak için bahaneler uyduran, özellikle havaların aşırı sıcak olduğu gerekçesine sığınan, fakat aynı zamanda müminleri de sefere çıkmaktan caydırmaya çalışan münafıkların akıbetinin çok acı olacağı belirtilen ayetlerle başlar.
🔸 Peygamberimizin (sav) bu kişilerden sağ kalanlarla karşılaşması halinde onların kendi maiyetinde bir sefere çıkmalarına müsaade etmemesi istenmiştir.
🔸 Hastalık veya güçsüzlüklerinden dolayı, ayrıca malî imkânları bulunmadığından Tebük Seferi'ne katılamayanların vebalinden söz edilemeyeceği belirtilmiştir.
🔸 İslam'ı ilk benimseyen muhacirlerin, ensarın ve bu iki zümreye güzellikle uyan bütün Müslümanların büyük nimetlere nâil kılınacağı beyan edilmiştir.
Tevbe suresi 94-100. ayetlerin tefsiri
🔸 Tebük Seferi'ne tembellikleri yüzünden katılmayan ve günahlarını itiraf eden üç kişinin affedileceği müjdesi verilmiştir.
🔸 Nifak ehlinin Müslümanlara zarar vermek gayesiyle Kubâ Mescidi'nin karşısında yaptırdıkları mescide temas edilerek Resûlullah'a o mescide hiçbir şekilde girmemesi emredilmiştir.
"Orada asla namaza durma! Daha ilk günden takvâ temeli üzerine kurulan mescid ise namaz kılman için elbette daha uygundur; burada gerçekten arınmak isteyen adamlar vardır. Allah da arınmaya çalışanları sever."
Tevbe suresi 108. ayetin tefsiri
İlerleyen ayetlerde müminlere ve onların vasıflarına dair konulara değinilmiş ve "alışveriş" kavramı kullanılarak Allah ile müminler arasında yapılan bir anlaşmadan söz edilmiştir.
🔸 Buna göre müminler Allah yolunda gerektiğinde öldürme ve öldürülmeyi göze alarak cihad edecek, Allah da onları cennete koyacaktır.
🔸 Ayette bu anlaşmanın Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da yer aldığı belirtilmiş ve alışverişleri sebebiyle tebrik edilmeye layık görülen müminlerin nitelikleri şöyle sıralanmıştır:
🔸 İşledikleri hatalardan dolayı tövbe edenler, ibadetlerini samimiyetle yerine getirenler, Allah'a hamd edip şükürde bulunanlar, İslam'ı yaymak için seyahat edenler, rükûa ve secdeye varanlar, iyiliği yaptırmaya ve kötülükten sakındırmaya çalışanlar, Allah'ın koyduğu sınırları koruyup onları aşmayanlar.
Tevbe suresi 110-112. ayetlerin tefsiri
🔸 Sonraki ayetlerde küfürle imanın hem düşünce hem gerçekler bakımından birbirinden ayrıldığı hususlara değinilmiş ve Peygamberimizin (sav) ya da müminlerin puta tapanlar için af dileyemeyeceği vurgulanmıştır.
🔸 Resul-i Ekrem'in (sav), muhacirlerin ve ensarın, sıkıntılı Tebük Seferi'nde Resulullah'ın (sav) yanında yer alanların ve mazeretsiz sefere katılmadıkları halde dürüstlükten ayrılmayan, Müslümanların kendileriyle 50 gün boyunca konuşmadığı üç sahabinin affedildiği bildirilmiştir.
🔸 Bu ilâhî beyanın bir tövbe yenilemesi ve bir veda özelliği taşıdığını söylemek mümkündür; zira Resûl-i Ekrem'in (sav) dünya hayatı bir yıl içinde nihayete ermiştir.
Tevbe suresi 113-119. ayetlerin tefsiri
🔸 Müminlerin İslam'ı yayarken karşılaşacakları zorlukların, çekecekleri zahmetlerin, yapacakları maddi fedakârlıkların Allah nezdinde salih amel olduğu belirtilmiştir.
🔸 Aynı zamanda tamamının sefere çıkmaması ve bazı grupların geri kalıp dinî hükümleri öğrenmesi için kendilerini ilme adamalarının gerektiği vurgulanmıştır.
Tevbe suresi 120-122. ayetlerin tefsiri
🔸 Daha sonra müminlere hitap edilerek Allah'a karşı saygılı davranmaları ve sadakat sahibi kimselerden ayrılmamaları istenmiştir.
🔸 Medine'de ve çevresinde yaşayan Müslümanların seferden geri kalıp Resûlullah'ı (sav) yalnız bırakmalarının ve onun yanında yer alacağına kendi nefislerini düşünmelerinin doğru olmadığı ifade edilmiştir.
"Ey iman edenler! İnkârcılardan hemen yakınınızda bulunanlarla savaşın. Onlar sizin çetin gücünüzü görsünler. Biliniz ki Allah, buyruğuna karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir."
Tevbe suresi 123. ayetin tefsiri
YUNUS SURESİ
Kur'an-ı Kerim'in onuncu suresi olan Yunus suresi, Hicret'ten bir yıl önce nazil olmuştur ve 109 ayettir.
🔸 Sure adını, 98. ayet-i kerimede geçen Hz. Yunus peygamberin isminden almıştır.
🔸 Yunus suresi, Allah'ın birliği, Resul-i Ekrem'in (sav) nübüvveti ve ahiret inancına ilişkin konuları ihtiva eder.
🔸 Geçmişteki kavimlerin inkârcı davranışlarından örnekler de zikredilmiştir.
YUNUS SURESİNDE VURGULANAN KONULAR
Yunus suresinde vurgulanan konular içerik bakımından dört bölüm halinde incelenmektedir.
🔸 İlk bölümde zikredilenlerin hikmet dolu bir kitabın ayetleri olduğu belirtilmiş; peygamberlerin görevlendirilmesinin müşrikler tarafından "sihirbazlık" olarak nitelendirmelerine dikkat çekilmiştir.
🔸 Şirkin eleştirisi ile başlayan ikinci bölümde Kur'an-ı Kerim'in ilahi kaynaklı bir kitap olduğu belirtilmekte, buna inanmayanların benzeri bir metin ortaya koymaları konusunda meydan okunduğu görülmektedir.
🔸 Surenin üçüncü bölümünde hak-batıl mücadelesi geçmiş peygamberlerden örneklerle verilmektedir.
🔸 Dördüncü bölümde Kur'an tebliğinden haberdar olan insana hitap edilmiş; tereddütte kalanların önceki vahiyleri bilenlere sorması tavsiye edilmiştir.
11. Cüz - Yunus suresinin 1-109. ayetleri
Yunus suresi, zikredilen ayetlerin "hikmet dolu bir kitabın ayetleri" olduğu belirtilerek başlar.
🔸 İçlerinden birinin Allah'ın elçisi sıfatıyla görevlendirilmesinin müşrikler tarafından şaşkınlıkla karşılanarak "apaçık bir sihirbaz" diye nitelendirmelerinin yadırganacak bir durum olduğuna dikkat çekilmiştir.
🔸 Surede tabiatın kuruluşuna ve işleyişine dair örnekler verilmiş, insan türünün uçsuz bucaksız kâinat içindeki konumuna vurgu yapılmıştır.
🔸 İman edip salih ameller işleyenlerle inkârcıların dünyadaki davranışlarına ve ahiretteki durumlarına dair tasvirler gerçekleştirilmiştir.
Yunus suresi 1-14. ayetlerin tefsiri
🔸 Allah'ın huzuruna çıkacağına inanmayan kimselerin Resul-i Ekrem'den (sav) kendilerine okuduğu Kur'an'dan başka bir Kur'an getirmesini ya da mevcut Kur'an'ı değiştirmesini istedikleri belirtilmiştir.
"Kendilerine ayetlerimiz açıkça okunup anlatılınca bize geleceklerine inanmayanlar, "Bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir" dediler. Onlara şöyle de: "Onu kendiliğimden değiştirmeye hak ve yetkim yoktur, ben ancak bana vahyedilene uyuyorum. Eğer rabbime itaatsizlik edersem şüphesiz dehşetli bir günün azabından korkarım."
Yine de ki: "Allah (öyle) dileseydi ne ben onu size okuyabilirdim ne de siz onu anlayabilirdiniz; o gelmeden aranızda uzun bir süre yaşadım, siz aklınızı kullanıp düşünmez misiniz?"
Yunus suresi 15-16. ayetlerin tefsiri
🔸 Kur'an'ın ilâhî kaynaklı olup önceki vahiyleri tasdik ettiği belirtilmiş; inanmayanlara yalnız bir sure kadar benzeri bir metin ortaya koymaları hususunda meydan okunmuştur.
🔸 Ardından Resûl-i Ekrem'e (sav) hitap edilerek bütün gayretlerine rağmen sağırlara ses duyuramayacağı ve körlere yol gösteremeyeceği bildirilmiştir.
🔸 Allah'ın hiç kimseye zulmetmediği, her inkârcının kendi akıbetini kendisinin hazırladığı beyan edilmiştir.
Yunus suresi 37-44. ayetlerin tefsiri
🔸 İnkârcıların umursamazlıkları yüzünden ebedî âlemde karşılaşacakları azap hakkında açıklamalar yapılmıştır.
🔸 Kur'an'ın Allah'tan gelen etkili bir öğüt, manevi hastalıklar için bir şifa, inananlar için bir hidayet ve rahmet kaynağı olduğu vurgulanmıştır.
🔸 Müminlerin dünyada biriktirecekleri servetle değil ondan daha değerli olan Allah'ın lütuf ve rahmetiyle sevinmelerinin gerektiği ifade edilmiştir.
Yunus suresi 57-58. ayetlerin tefsiri
🔸 "İman edip kötülüklerden sakınanlar" diye tanımlanan Allah dostlarına dünya ve ahiret için müjdeler verilmiştir.
🔸 Allah'ın ortaklarının veya çocuğunun bulunmadığı tekrar belirtilmiş, buna inanmayanlara ahirette şiddetli azabın uygulanacağı bildirilmiştir.
Yunus suresi 62-69. ayetlerin tefsiri
🔸 Sonraki ayetlerde hak-bâtıl mücadelesi bağlamında geçmiş peygamberlerden örnekler verilmiştir.
🔸 Kavmi içinde 950 yıl yaşayıp onları hak dine davet eden Hz. Nuh'un mücadelesine kısaca değinilmiştir.
🔸 Hz. Musa ve Hz. Harun ile firavun ve taraftarları arasındaki mücadele anlatılmış; denizde boğulmak üzere iken, iman ettiğini söyleyen firavunun bu imanının kabul edilmeyeceği bildirilmiştir.
Yunus suresi 71-93. ayetlerin tefsiri
Peygamberler tarihi kategorisine ulaşmak için tıklayın
🔸 Kur'an tebliğinden haberdar olan insana hitap edilmiş ve eğer tereddütteyse önceki vahiyleri bilen dürüst kimselere sorması, Kur'an'ın vahiy ürünü olduğunu anlaması tavsiye edilmiştir.
🔸 Israr ve inatları yüzünden Allah'ın gazabına uğrayanların bütün mucizelere şahit olsalar bile iman etmeyecekleri belirtilmiştir.
🔸 Ardından "Helâke maruz kalan geçmiş ümmetler keşke iman etselerdi de bundan faydalansalardı!" temennisinde bulunulmuştur.
🔸 İman eden Yunus kavminin bu konuda bir istisna teşkil ettiği kaydedilmiştir.
Yunus suresi 96-98. ayetlerin tefsiri
🔸 Allah'ın dilemesi halinde yeryüzündeki bütün insanların iman edeceği beyan edilmiştir.
🔸 İnsanların imanla küfür arasında serbest bırakıldıklarına vurgu yapılmış; Hz. Peygamber'e insanları imana zorlayamayacağı bildirilmiştir.
🔸 Resulullah'ın (sav) şahsına hitap edilerek bir olan Allah'tan başka hiçbir varlığa tapınmama prensibi tekrarlanmıştır.
🔸 Cenâb-ı Hakk'ın kişiye zarar vermeyi veya fayda sağlamayı murat etmesi durumunda buna kimsenin engel olamayacağı belirtilmiştir.
Yunus suresi 99-107. ayetlerin tefsiri
HUD SURESİ
Kur'an-ı Kerim'in 11. suresi olan Hûd suresi, Mekke döneminde nazil olmuştur. Ayetler arasındaki konu ve üslup bütünlüğü tek seferde indiği kanaatini vermektedir.
🔸 Yunus suresinden sonra ve İsrâ suresinden önce nüzul olan sure, 123 ayetten müteşekkildir.
🔸 Sure adını 50, 53, 58, 60 ve 89. ayet-i kerimelerde geçen Hz. Hûd peygamberin adından alır.
🔸 Eski çağların inkârcı ve zalim toplumlarına yöneltilmiş olan uyarı ve tehditlere değinilerek müşriklerin Müslümanlar üzerindeki baskılarını iyice arttırdıkları Mekke döneminin son yıllarında nazil olduğu ifade edilmektedir.
Mekke müşriklerinin Müslümanlara yaptıkları eziyetler
HUD SURESİNDE VURGULANAN KONULAR
Geniş ölçüde peygamber kıssalarından oluşan surenin Peygamber Efendimizi (sav) en çok etkileyen surelerden biri olduğu belirtilir.
🔸 Fahreddin er-Râzî'nin İbn Abbas'tan aktardığı bir rivayete göre Kur'an-ı Kerim'de Peygamberimizi (sav) en çok etkileyen, onun saçlarının ağarmasına sebep olan ayet, Hûd suresindeki "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol" mealindeki 112. ayettir.
"Senin yanında hak yola dönenlerle birlikte, sana buyurulduğu gibi dosdoğru ol! Siz de azıp sapmayın. Allah, yaptıklarınızı çok iyi görmektedir."
Hûd suresi 112. ayetin tefsiri
🔸 Tirmizî'den nakledilen bu hadislerin en meşhuruna göre Hz. Ebubekir, "Yâ Resûlallah, saçların ağardı" deyince Resul-i Ekrem (sav), "Beni Hûd, Vâkıa, Mürselât, Amme yetesâelûn (Nebe') ve İze'ş-şemsü küvvirat (Tekvîr) sûreleri kocalttı" demiştir.
11. Cüz - Hud suresinin 1-6. ayetleri
🔸 Surenin tamamında peygamber kıssalarına yer verilmiş; giriş mahiyetindeki ilk ayetlerde hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından indirilen Kur'an'ın niteliklerine ve muhtevasına işaret edilmiştir.
🔸 Ayetlerin Allah tarafından insanların yalnız O'na kulluk etmelerini, O'ndan mağfiret dileyip tövbe etmelerini sağlamak üzere indirildiği belirtilmiştir.
Hûd suresi 1-3. ayetlerin tefsiri
"Dönüşünüz yalnız Allah'a olacaktır; O her şeye kadirdir.
Bakınız! Onlar içlerindekini ondan gizlemek için sırtlarını dönerler. Bilesiniz ki elbiselerine büründükleri zaman dahi Allah onların gizlediklerini de açığa çıkardıklarını da bilir; çünkü O kalplerin içini bilendir."
🔸 Her canlının rızkını veren, yeri göğü yaratanın Allah olduğu vurgulanmış; Allah'ın sınırsız ilmine, engin kudret ve azametine dikkat çekilmiştir.
MUKABELE NASIL OKUNUR?
Mukabele karşılık verme, karşılıklı okuma anlamına gelir. Bir kimsenin Kur'an'ı ezberden veya kitaptan yüksek sesle okuması ve onu dinleyen topluluğun da sessizce Kur'an'dan takip etmesi anlamına gelen mukabele şu şekilde okunmalıdır:
🔸 Okumaya başlamadan önce ağız misvakla temizlenmeli.
🔸 Mescit veya bir başka temiz yerde okunmalı.
🔸 Kıbleye yönelmeli.
🔸 Allah Teâla'nın Nahl suresinin 98'inci ayetinde buyurduğu üzere "Kur'an okuyacak olduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın" sözünden hareketle Kur'an okumaya başlarken euzü besmele çekilmelidir.
🔸 Tevbe Suresi hariç her surenin başında besmele çekilmelidir.
🔸 Okunan Kur'an ayetlerini huşu ile dinleyip anlamları hakkında düşünmelidir.
🔸 Sesi güzelleştirmek ve Kur'an-ı Kerim'i tane tane okumak gerekir. Aceleci davranmamak ve med kaidelerine uymak gerekir.
KUR'AN-I KERİM HATİMLİ MEAL DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Kur'an-ı Kerim'i dinlemek, aynı zamanda Kur'an'ın da emridir. Cenâb-ı Hak, Araf suresinin 204'üncü ayetinde "Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, merhamet olunasınız" buyurur.
MUKABELE NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Peygamber Efendimize (sav) 610 yılında ilk vahyin gelişiyle başlayan Kur'an'ın indiriliş süreci, 632 yılına kadar, yaklaşık 23 yıl devam etti.
🔸 Peygamberimizle (sav) Cebrail, her yıl Ramazan ayında bir araya gelerek, o güne kadar indirilen Kur'an ayetlerini, karşılıklı olarak okudular. Önce Cebrail okur Peygamberimiz (sav) dinlerdi. Daha sonra da Peygamberimiz okur, Cebrail dinlerdi.
🔸 Bu durum Peygamberimizin (sav) vefat ettiği yıl 632 de iki kez tekrarlandı. Böylece Kur'an ayetlerinin unutulmasının önüne geçildi. Peygamberimizin (sav) bu davranışını kendilerine örnek alan Müslümanlar, bunu dini bir gelenek olarak günümüze kadar sürdürmüşlerdi.
PEYGAMBERİMİZ KUR'AN'I BAŞKASINDAN DİNLEMEYİ SEVERDİ
Peygamber Efendimiz (sav), Kur'an'ı başkasından dinlemeyi severdi. Başkasından dinlerken mübarek gözyaşlarını tutamazdı.
🔸 Bir hadiste, Allah'ın evlerinden birinde O'nun kitabını okuyan ve müzakere eden cemaati rahmetin kaplayacağı, onları meleklerin kuşatacağı ve Allah Teâlâ'nın o mecliste yer alanları kendi nezdinde bulunanlara bildireceği kaydedilir.
Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî
İbn-i Mes'ud (ra) anlatıyor:
Resulullah (sav) bana hitaben: "Bana Kur'ân oku!" buyurdu. Ben "Ya Resûlallah! Kur'ân sana indirildiği halde, sana Kur'ân'ı ben mi okuyacağım?" dedim. Allah Resulü (sav) "Ben Kur'an'ı kendimden başka birisinden dinlemeyi hakikaten severim" buyurdu. Bunun üzerine, Resul-i Ekrem'e (sav) Nisâ suresinden okumaya başladım.
Nihayet "Her ümmetten birer şâhit getirdiğimiz ve ey Muhammed, onların üzerlerine de seni şâhit olarak getirdiğimiz zaman onların hâli nice olur?" ayetine geldiğimde, Resûl-i Ekrem Efendimiz (sav) "Şimdilik yeter!" buyurdu. Dönüp baktığımda, bir de ne göreyim, Resul-i Ekrem Efendimizin (sav) iki gözünden yaşlar akıyordu.