Fatma Bayram'ın yeni eseri "İyiler Yalnız Değildir" TK Kitap'tan çıktı!

Yayınlanma Tarihi: Kasım 25, 2024 17:34 Güncelleme Tarihi: Aralık 27, 2024 20:13

İyiler Yalnız Değildir, iyilik kavramının kapsamını ele alıyor; iyiliğin akli ve kalbi boyutlarını bir arada sunuyor. Fatma Bayram bu eserde; ahlakın felsefi boyutundan çok karakterimizi inşa eden davranışsal boyutuna odaklanıyor. Neden ahlaka ihtiyaç duymalıyız sorusundan başlayarak, iyiliğin inançla ilişkisine, takvaya ve gençlik döneminde en çok ihtiyaç duyduğumuz ahlaki değerlerin kazanımına değiniyor. Hayatın çeşitli dalgalanmalarını yansıtan bir çeşitlilikle “iyiliği” ele almaya; düşünceye ve bilgiye, duyguya ve davranışlara yan yana yer vermeye çalışıyor. Kısaca İyiler Yalnız Değildir eseri, bize hayatın kendisini sunuyor. TK Kitap'tan çıkan İyiler Yalnız Değildir'e, D&R, İdefix ve tüm kitapçılardan ulaşabilirsiniz.

Fatma Bayram’ın yeni eseri İyiler Yalnız Değildir TK Kitap’tan çıktı!

📌 Fatma Bayram kimdir?

1963 Üsküdar doğumlu. İlim ve Fazilet Vakfı Kur'an Kursu'nda okudu. Hafızlık yaptı, Kıraatı Aşere çalıştı. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu. 1990- 2020 yılları arasında DİB'da vaiz olarak çalıştı.Evli, üç çocuk annesi ve beş torun ninesi olan yazarın yayınlanmış 8 kitabı var. Eğitim çalışmalarına online platformlarda devam etmektedir.

Editör: Özge Özkul
📩 ozge.ozkul@fikriyat.com.tr

ESERE NERELERDEN ULAŞABİLİRSİNİZ?

D&R, İdefix ve tüm kitapçılardan ulaşabilirsiniz.

💠

İYİLER YALNIZ DEĞİLDİR ESERİ NE ANLATIYOR?

İyiler Yalnız Değildir, iyilik kavramının kapsamını ele alıyor; iyiliğin aklî ve kalbî boyutlarını bir arada sunuyor. Fatma Bayram bu eserde; ahlakın felsefi boyutundan çok karakterimizi inşa eden davranışsal boyutuna odaklanıyor. Neden ahlaka ihtiyaç duymalıyız sorusundan başlayarak, iyiliğin inançla ilişkisine, takvaya ve gençlik döneminde en çok ihtiyaç duyduğumuz ahlaki değerlerin kazanımına değiniyor. Hayatın çeşitli dalgalanmalarını yansıtan bir çeşitlilikle "iyiliği" ele almaya; düşünceye ve bilgiye, duyguya ve davranışlara yan yana yer vermeye çalışıyor. Kısaca İyiler Yalnız Değildir eseri, bize hayatın kendisini sunuyor.

Biliyoruz ki insanoğlu olarak hepimiz iyilik ve kötülüğe yatkınız. Önemli olan bu yatkınlığı hangisinde, nasıl kullandığımız. İşte burada devreye giren kavram "ahlak" oluyor. Peygamberimiz de (s.a.s.) hadisinde peygamber olarak görevlendirilmesindeki asıl amacın ahlâk olduğunu söylüyor. Şöyle hatırlayalım: "Ben, (başka değil, sadece) (iyi), güzel ahlâkı tamamlamak (uygulamak) için gönderildim." (İbn Hanbel, II, 381)

Fatma Bayram'ın yeni eseri İyiler Yalnız Değildir'den 30 alıntı

💠

Fatma Bayram burada bize ince bir çizginin olduğunun vurgusunu yapıyor. Diyor ki; "İnsan bazen dış görünüş itibarıyla "görgülü" fakat karakter itibarıyla "kötü ahlâklı" olabilir." Yani Allah'ı, peygamberi ve diriliş inancını dışarıda bırakarak, kibar, nazik, görgülü birine, iyi diyemeyeceğimizi ifade ediyor. Bu ifadeye ve kitaba ana fikri veren kaynağa da "Bakara Suresi, 177. Ayetini" gösteriyor. Bu ayet çerçevesinde kitap şekilleniyor. Aklınıza merhametin, nezaketin küçümsendiği bir anlam gelmesin. Burada altı çizilen konu, Yüce Rabbimizin kimleri "iyi"lerden saydığını anlayabilmek. Ayete göre iyiliğin üç boyutu var: İman, ibadet ve ahlâk. Gördüğünüz gibi ahlaka gidene kadar yolda iman ve ibadetlerle karşılaşıyoruz. İşte tüm bunların detayları Fatma Bayram, eserin içeriğinde titizlikle işliyor.

İslam ahlakçılarının tanımına göre bir davranışın ahlaki boyutunu ölçebilmemiz için süreklilik ve tabiilik ölçütünün olması gerekiyor. Ne demek bu? Doğal bir eylem olacak, herhangi bir zorlamanın ürünü olmayacak. Sürekli olarak da bu davranışı devam ettirecek yani mesela birine yardım ederken, etrafta önemli bir kişi varsa, o görsün diye yapmayacak. Her koşulda yapacak. İşte o zaman falanca şu kişiye yardım ediyormuş dediklerinde, evet o falanca kişi şu kişilere de yardım ediyor, denilebiliyorsa işte burada bir süreklilikten bahsedebiliriz.

💠

Fatma Bayram; istisnai bir anda görülen kötü bir davranış da kişinin kötü ahlaklı olduğunu göstermez, diyor. Yani ne kadar mantıklı ilerlememiz gerekiyor, değil mi? Duygularımıza yenilip zan içinde kalarak o kişinin hep kötüymüş gibi reklamını da yapabiliriz. Bu yüzden bu ince noktalara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Burada hemen ne geliyor aklımıza? Gençlik dönemi… Bu dönemde yaptığımız çoğu davranışımızın ne kadar tutarsız olduğunu hepimiz biliyoruz. Beşerî, insan yapan şeyin ahlak olduğunu burada da bir kez daha anlıyoruz.

Kitapta çok sevdiğim noktalardan biri de nezaketli bir kişinin ahlaklı, iyi bir insan olduğunu düşünmemizin yanlış olduğu farkındalığını bize söylemesi. Nezaket, merhamet gibi konular görgü kuralları ile alakalı. Bu kurallarla ahlakı karıştırmayın diyor, Fatma Bayram. Karıştırırsanız gerçek ahlakı gözden kaçırırsınız, diyor ve şöyle ekliyor: "Dinden ayrı bir ahlâk iddiası aslında ahlâkın yokluğu demektir."

💠

Ben ahlakın kendini ortaya çıkarış gücünü, dinden aldığını savunanlardanım. Her ne kadar vicdan ile de ilgisi olduğunu söyleyenler olsa da ahlakın din ile iyileştiği kanaatindeyim. Bizim yaşam biçimimizi belirliyor din; nasıl yaşamamız nasıl davranmamız nasıl yemek yemememiz nasıl konuşmamız gibi daha bir sürü yaşamsal faktör dinden geçiyor. Hal böyle olunca dinden bağımsız bir ahlak bilincinin ben ayakta kalacağını çok düşünmüyorum. Eylemlerimiz önünde sonunda Allah'ın hoşnut olduğu hoşnut olmadığı şeylere bağlanması gerekiyor. Çünkü insanoğlunun yaratılışında bir yönlendirme, rol model alma ihtiyacı var. Bu ihtiyacı da önce dinin çizdiği kurallarla belirlemesi ve daha sonra insani duygular dediğimiz vicdan gibi mefhumlarla ilerletmesi gerekiyor. Çünkü dine göre her insan, kendi gücüne uygun ahlâki bir seviyeye ulaşabilir.

Kitapta en sevdiğim hatta motto olarak benimsediğim ve hayat yolunda sık sık kullanacağım cümle şu oldu: "Etrafımızdakiler için yapabileceğimiz en harika yatırım, kendimizi iyileştirmektir."

Birinin iyi veya kötü olduğu kanısına varmadan önce ben kendim hangi noktadayım onu görmem gerekiyor. Sağlıklı şekilde bunu görebilirsem, çevremdeki iyi veya kötüyü de aynı ölçüde ayırt edebilirim. Birine iyilik yaparken bu davranışı herkese yapabiliyorsam, o zaman karşımdaki iyiliği de sırf bana iyi davranıldığı için "iyi" olarak nitelemem, başkalarına karşı olan davranışları da baz alırım. Çünkü bilirim ki iyiliğin bir kıstası olmak zorundadır. Bu gibi tüm akla takılan detaylara Fatma Bayram, Bakara Suresi 177. Ayet çerçevesinde cevap bulmuş ve o cevabı da bu kitap ile bize hediye etmiş. 177. ayette buyurur ki;

"İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz (den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir."

Bu ayette "iyilik" olarak çevrilen "birr" kavramı üzerinden Fatma Bayram, "kapsamlı iyilik" tanımı yapıyor ve bir iyileşme hareketinin önemli noktalarını anlatıyor.

Bir önemli bilgi daha vereyim; Derkenar bölümlerinde çok güzel hikayeler yazmış Fatma Bayram, her birinden yaşama dair pek çok farkındalık öğreniyorsunuz. Bu eserde neredeyse her satırın altını çizeceğinizden eminim.

💠

Fatma Bayram'ın yeni eseri İyiler Yalnız Değildir'in yayına hazırlanma sürecinde dahilimin olması hem ilmi anlamda bana çok katkı sağladı hem de çok sevdiğim bir yazarın kitabında yer edinmem, büyük bir sevinç kaynağı oldu benim için… Nitekim Fatma Bayram bir paragraf bile yazsa, o yazısından kendimize büyük bir pay çıkaracağımız aşikardır. Hal böyle olunca, böylesine kıymetli bir eserden neler öğreneceğimizi varın siz düşünün.

Fatma Bayram'ı tanıdığım ilk günden bu yana, kendisinden hayata dair çok şey öğrendim. Onun kendi gündemini oluşturmasını ve okurunu da ardından peşi sıra hayranlıkla götürmesini seviyorum. Fatma Bayram'ı samimi kılan unsurlardan biri, düşüncelerini dolambaçlı ifadelerden uzak, sade ve herkesin anlayabileceği bir üslupla dile getirmesi. Yıllardır, karşısında on kişi bile olsa, usanmadan anlatmaya devam ediyor. Özellikle aralarda kurduğu hikâye örüntüleri ile her meselenin net şekilde anlaşılmasına olanak sağlıyor. İyiler Yalnız Değildir'in -kanaatime göre- içe dokunmasının başlıca sebebi de bu anlatım tarzı... Bayram, bu eserle sadece bireyleri iyiliğe çağırmakla kalmıyor, bir iyilik hareketi başlatmayı ve insanlarda bir uyanışa vesile olmayı da hedefliyor. Çünkü günümüzde, dünyevileşmenin etkisiyle iyiliğin ne anlama geldiğini unutmuş durumdayız. Kendimize bile "iyi biriyim" diyemeyecek hale geldik. Ahlakı iyiliğin bir sonucu olarak görüp bu kavramların yapılarını birbirine karıştırıyoruz. Bayram, eserinde ahlakın iyiliğin tek kriteri olmadığını ve iyiliğin iman, ibadet ve ahlak boyutlarının bir bütünü olduğunu vurguluyor. Birine "çok iyi biri" dediğimizde, sadece davranışlarına bakarak bir yargıya varmanın ne kadar yanıltıcı olabileceğini gösteriyor.

Nitekim ahlakın ölçütleri olan "süreklilik ve tabiiliğin" iyi-kötü tüm davranışlar için de geçerli olduğunun altını çiziyor. Yani sürekliliğini görmediğimiz bir davranış, kişiyi ahlaklı yapmayacağı gibi ahlaksız da yapmıyor. Bu noktada özellikle kafa karıştıran ve bazen görüş alanımızı kısıtlayan adabımuaşeret kurallarının, iyilikle ve ahlakla karıştırılmaması gerektiğini de bize bildiriyor. İnsanlarla nezaket çerçevesinde konuşmak, güler yüzlü olmak veya toplumsal normlara uygun davranmak adabımuaşeretin bir parçası. Ancak bu davranışlar, bireyin gerçek ahlaki duruşunu yansıtmayabilir. Bu tehlikenin varlığı görülmezse, iyilik bir erdem olmaktan çıkıp yalnızca toplumsal kabul görme çabası haline gelebilir. Bu da toplumda sahte bir iyilik algısı oluşması ve ahlaki değerlerin öneminin ikinci plana atılması anlamına geliyor.

Özellikle sosyal medyanın "görünürlük" odaklı yapısı samimiyetin sorgulanmasına ve iyilik eylemlerinin yüzeyselleşmesine yol açabilir. İyiliğin "kendiliğinden" olması gerekirken, sosyal medya için kurgulanmış ve planlanmış bir gösteriye dönüşmesi, iyilik kavramını yapaylaştırıyor. Burada "İyilik" kavramının üç boyutuna tekrar değinmek istiyorum. İman, ibadet ve ahlak arasındaki bağ, modern dünyada insanın hem kendisiyle hem de çevresiyle kurduğu ilişkiyi yeniden inşa etmesi için güçlü bir temel oluşturuyor. İmani boyutu, insana yaşamın anlamı konusunda bir çerçeve sunar. İbadet boyutu, bireyi Rabbine daha çok bağlar, şükretmeyi ve ölçülü olmayı öğretir. Ahlak boyutu da az önce bahsettiğimiz, bireylerin davranışlarına süreklilik ve tabiilik ilkesini yerleştirir. Bu üç boyut, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal düzeyde de dönüşüm sağlayabilir.

İyiler Yalnız Değildir, nasıl iyi bir insan olacağımızın rehberliğini sunuyor bizlere. Bir insana iyi diyebilmemiz için imanın, tevhidin kişideki varlığına bakmamız gerektiğini salık veriyor. Adabımuaşeretin ahlakın tamamlayıcı bir unsuru olabileceğini ancak onun yerine geçemeyeceğinin farkında olmamız gerektiğini hatırlatıyor. Çünkü gerçek iyilik, iman, ibadet ve ahlak boyutlarıyla bir bütünü ifade eder. Günümüzde sıklıkla görülen "vicdan temelli iyilik" hareketlerinde de eksiklikler ve riskler barındığını unutmamak gerekiyor. Vicdan temelli iyilik genellikle duygusal bir tepkiyle anlık olarak ortaya çıkar, yüzeyseldir ve duygusal manipülasyona açıktır. İyiliğin, güzelliğin tek çıkar yolu; din ve iman ile Allah ve peygamber ile iyiliği bütünleştirmekten geçiyor. Eserin sayfalarını düzenlerken altını çizdiğim çok satır olmuştu. Onları da hocamızın izniyle kutucuklara almak istedim. Bunlardan beni en çok düşündüren cümle: "Etrafımızdakiler için yapacağımız en harika yatırım, kendimizi iyileştirmektir." Üstüne makaleler yazılacak bu cümle, belki de kitabın kalbi yönünden biriydi, benim için... Gerçekten de önce kendimizde iyiliği oluşturmalı, daha sonra etrafımıza saçmalıyız. Bu vesileyle Fatma Bayram okurlarına bir hediye de ben vermek isterim. İyiler Yalnız Değildir'in ikinci kitabı da inşallah gelecek. Rabbim, hocamıza ve iyilik adına kendini geliştirmek isteyen herkese vakit bereketi ihsan etsin. Bu kıymetli eseri mutlaka okuma listenize alın; hayatınıza rehberlik edeceğinden eminim.

D&R ve İdefix ve tüm kitapçılardan ulaşabilirsiniz.

Editör: Özge Özkul
📩 ozge.ozkul@fikriyat.com.tr

*Görüş ve önerilerinizi yukarıdaki mail aracılığı ile ulaştırabilirsiniz.

💠

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
>