Filmin dünya prömiyeri öncesinde açıklamada bulunan Begic, konuşulmaya en değer şeyin hayatları yıkılmış ve tamamen zarar görmüş masum insanlar olduğunu dile getirerek, bu masum insanların da öncelikle çocuklar olduğunu aktardı.
Begic, genellikle bu kişilerin kim olduklarının, ne hissettiklerinin, hayallerinin ve umutlarının bilinmediğini, hikâyeleri bilinmediği için onlarla bir bağ kurulamadığını söyledi.
Acı bir tecrübeyi tatmış hayatlardan insanlara kesitler sunmanın bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Begic, "Bul filmle, somut insanların hayatlarını diğer insanlara gösteriyoruz. Bu da genel olarak filmin ve sanatın bir amacı, yani insanlar arasında köprü kurabilmek." dedi.
Begic, filmin politik noktalara dokunmadığını kaydederek, anlatılan hikâyenin politikadan daha büyük bir gerçek hakkında konuştuğunu ve sadece bu yaklaşımın insanların kalbine dokunabileceğini söyledi.
İnsanların, acıyı yaşayan bir çocuğu filmde gördüğünde bunu kendi çocuğunun başına da gelebilme ihtimalini daha iyi tasavvur edebildiğine dikkat çeken Begic, insanların filmi izledikten sonra bir yetim çocuğu bularak ona yardım etmek isteyeceğini düşündüğünü aktardı.
Yetim çocuklarla ilgilenmenin sadece parayla ilgili olmadığının altın çizen Begic, "Her birimiz bir yetimle ilgilensek, onlarla konuşarak bir ihtiyacı olup olmadığı sorsak, onların hayatlarının bir parçası olsak, dünya çok daha iyi bir yer olur. Umuyorum bu film bu konuda bir değişime yardımcı olur." diye konuştu.
"KENDİ GERÇEK HİKÂYELERİNDE ROL ALAN GERÇEK İNSANLAR"
Begic, filmlerinde her zaman aktörlerin gerçek hikâyelerdeki karakterlerin rolüne büründüklerini anımsatarak, ilk kez "kendi gerçek hikâyelerinde rol alan gerçek insanlarla" birlikte çalıştığını söyledi.
Filmde rol alan Suriyeli çocukların hayatlarında olumlu bir değişim olduğunu aktaran Begic, çocukların sete ilk geldiğinde çok depresif olduklarını, ancak bu süreçte yeni şeyler öğrendikçe kendilerine güvenlerinin arttığını ve umut hakkında düşünmeye başlayarak, trajedinin ardından da bir hayat olduğunun farkına vardıklarını dile getirdi.
Cumartesi günü başlayacak 54. Uluslararası Antalya Film Festivali'nde "Bırakma Beni" isimli son filminin dünya prömiyerinin yapılacağını ve filmin aynı zamanda festivalin açılış filmi de olacağını kaydederek, "Filmde oynayan çocuklar da gelecek Antalya'ya. Başka ülkede olmasından korkmuştum. Çünkü çocuklar başka ülkeye gelemezdi. Bu ilk anı birlikte paylaşmak hepimiz için çok önemli." dedi.
"FİLM NEŞELİ VE KEYİF VERİCİ ANLARLA DOLU"
Filmle ilgili "Suriye", "yetim" ve "savaş" kelimeleri kullanılınca akılda depresif ve üzücü bir tablo oluştuğunu söyleyen Begic, filmin aslında neşeli ve keyif verici anlarla dolu olduğunu aktardı.
Begic, filmde görsel güzelliği bulmaya çalıştıklarını dile getirerek, savaşta ölüm ve acı dışında aynı zamanada aşk, genç olmak, gülmek gibi unsurların da bulunduğunu ve her zaman bir dengenin var olduğunu kaydetti.
Filmin dünya prömiyerinden sonra bazı Arap ülkeleri ve Çin'deki festivallerde gösterileceğini duyuran Begic, filmin ABD'deki gösterimi için de çalışmalar yaptıklarını ifade etti.
Begic, "Bırakma Beni" filmiyle izleyiciye depresif değil, mutlu bir tecrübe kazanacaklarının sözünü verdiğini sözlerine ekledi.
Suriyeli çocukların gerçek hikâyesini, Suriyeli gerçek yetim çocukların canlandırdığı filmin yapımcılığını, Beşir Derneği ve Film House üstlendi. Filmde, 13 ülkeden gelen özel ekiplerle 100'den fazla kişi görev aldı.