Ayaklı ansiklopedi Reşad Ekrem Koçu

Yayınlanma Tarihi: Temmuz 05, 2018 00:00 Güncelleme Tarihi: Temmuz 05, 2018 13:04

Geçmişten günümüze tarihi yazılarıyla köprü kuran Reşad Ekrem, kitaplarında Osmanlı tarihindeki ilgi çekici ayrıntıları herkesin okuyup zevk alabileceği bir hale getirdi. Aynı zamanda dünyanın ilk şehir ansiklopedisi yazarak abidevi bir esere imza attı. Bu eserle de bu büyük beldenin üzerindeki Türk damgasını belirtti.

Ayaklı ansiklopedi Reşad Ekrem Koçu

Ekrem Reşat Bey, İstanbul'da Maarif Nezâreti tercüme kaleminde çalışmış, Tarîk, Ma'lûmat ve Cerîde-i Havâdis gazetelerinde yazı yazmış, daha sonra Konya'da Sanayi Mektebi müdürlüğüne tayin edilmiş ve burada Babalık gazetesinde de başyazarlık yapmıştır. 1925'te İstanbul'a döndüğünde 1933'te ölümüne kadar Cumhuriyet gazetesinin memleket haberleri servisinin başında bulunmuştur.

İlkokulu Konya'da okuyan Reşat Ekrem, savaş sebebiyle ortaokul ve lise kapandığından annesiyle birlikte İstanbul'a döndü. Liseyi yatılı olarak Bursa Erkek Lisesi'nde okudu. 1931'de İstanbul Darülfünunu Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden mezun olunca kürsü başkanı Ahmed Refik'in (Altınay) asistanı oldu. Burada 'Osmanlı Muâhedeleri ve Kapitülasyonlar 1300-1920 ve Lozan Muâhedesi' adlı çalışmasını hazırladı. Çok takdir ettiği hocası Ahmed Refik, 1933'te yapılan üniversite reformunda görevinden uzaklaştırılınca Reşat Ekrem de yeni kurulan üniversiteden istifa etti.

Kuleli Askerî Lisesi, Vefa Lisesi ve Pertevniyal Lisesi tarih öğretmenliği yanında Cumhuriyet, Yeni Sabah, Milliyet, Hergün, Yeni Tanin ve Tercüman gibi gazetelerle Hayat Tarih Mecmuası, Resimli Tarih Mecmuası, Tarih Dünyası, Hayat, Yeşilay, Büyük Doğu, Hafta, Türk Folklor Araştırmaları, İstanbul Enstitüsü Mecmuası vb. dergilerde makaleler yazarak geçimini sağladı.

Reşat Ekrem, Kadıköy Göztepe Kayışdağı caddesinde aileden kalma köşk satıldıktan sonra hayatının son yıllarını Ankara Caddesi ve Sirkeci'deki bürolarında bulunan arşivini de naklettiği civardaki bir apartman dairesinde geçirdi. 6 Temmuz 1975 tarihinde burada vefat etti ve Sahrayıcedid Mezarlığı'na defnedildi.

Hiç evlenmeyen Reşat Ekrem'in evlât edinmiş olduğu Mehmet adındaki genç, ölümünden sonra bütün arşiv malzemesini satarak dağıttı.

YAZIN HAYATI

Yazdıklarında tarihî gerçekleri değiştirmeyen Reşat Ekrem, kaynaklardaki bilgi ve tasvirlerin bir araya getirilmesi, bunların bir hikâye örgüsü içinde ustalıkla toplanması suretiyle meydana getirilmiş Esircibaşı, Forsa Halil (1962) gibi tarihî romanlar ve belirli bir tarihî şahsiyeti anlatan romanlaştırılmış tarih (Patrona Halil, Kabakçı Mustafa, Kösem Sultan) monografyalarını yazdı.

Reşat Ekrem'in bir özelliği de Osmanlı tarihinin basılı kaynaklarını ve yakın geçmişteki gazeteleri büyük bir dikkatle tarayıp bunların içinden meraklı olayları, hikâyeleri, pek akla gelmeyecek ayrıntı ve yaşantıları çıkarmış olması. Bu malzemeyi yazarlık hayatı boyunca geniş ölçüde kullandı, bazılarını da kitap halinde yayımladı.

Hatice Sultan ve Ressam Melling, Eski İstanbul'da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri, Erkek Kızlar, Dağ Padişahları gibi kitapları yanında bu tür birçok yazı dizisi de gazete sayfalarında kaldı.

Reşat Ekrem, bazı Osmanlı dönemi kaynaklarını bugünkü dile aktarıp herkesin okuyup zevk alabileceği bir hale getirdi. Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme'sinin ilk beş cildini hayli kısaltılmış olarak bu surette yayımladığı gibi İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi'ndeki Seyyid Vehbî'nin Surnâme'sini, Haşmet'in Vilâdetnâme'sini ve Aşçı İbrâhim Dede Mecmuası'nı da sade bir dille kısaltarak neşretti.

Edmondo de Amicis, Jean de Thevenot, Theophile Deyrolle, J. E. Dauzats, Mary Montagu ve Elizabeth Craven gibi Batılı yazarların İstanbul ve Türkiye'den bahseden seyahatnâmelerini de yine kısaltıp resimli kitapçıklar halinde dizi olarak bastırdı.

Reşat Ekrem halkın zevkle okuyabileceği, ağır bilgiler ve notlarla yüklenmemiş, fakat ciddi ve içinde ilgi çekici yeni görüşler bulunan tarih araştırmaları da sundu. Osmanlı Padişahları, Yeniçeriler, Osmanlı Tarihinin Panoraması ve Fatih Sultan Mehmed gibi eserleri bu hususta başlıca örneklerdir.

Osmanlı Padişahları, Osmanlı Devleti tahtına oturan bütün hükümdarları objektif bir bakışla inceleyerek karakterlerini, meziyetlerini ve eksik taraflarını okuyucuya takdim eden başarılı bir çalışmadır. Bunların dışında Cumhuriyet gazetesi ilâvesi olarak basılan Türk İstanbul, Osmanlı Tarihinin Panoraması, Türk Giyim, Kuşam ve Süslenme Sözlüğü gibi eski dönemin merak edilen ilginç konuları hakkında okuyucuları aydınlatan ansiklopedik eserler de ortaya koyar.

Topkapı Sarayı'nın bölümlerini, içlerinde geçen yaşantılarıyla anlatan Topkapı Sarayı adlı eseri de zevkle okunacak bir tarihçedir.

Tarihçi olarak yetişmesinde Ahmed Refik'in, İstanbul'un bütün özelliklerini tanımasında ise Ahmed Râsim'in büyük payı vardır. Reşat Ekrem, Ahmed Râsim'in İstanbul'a olan sevgisini aynen almış, bunu Ahmed Refik'ten kendisine geçen edebî tarihçilikle zenginleştirerek İstanbul'un "nevi şahsına mahsus" bir tarihçisi oldu.

DÜNYANIN ŞEHİR HAKKINDA İLK ANSİKLOPEDİSİ

Bu şehre olan hayranlığını ve onu ölümsüzlüğe kavuşturmak isteğini 1944'te İstanbul Ansiklopedisi'ni fasiküller halinde yayımlamak suretiyle gösterdi. Dünya yayın hayatında ilk olarak denenen bu teşebbüsüyle bir şehri her şeyi ile ansiklopedi sayfalarına sığdırmayı tasarladı ancak bu önemli proje tamamlanmadan yarım kaldı.

Reşat Ekrem, "İstanbul'un bir kütüğünü" meydana getirmeye 1940 yılında karar verdi. Ancak II. Dünya Savaşı'nın zor günlerinde gerekli parayı bulamaması nedeniyle bu kararın gerçekleşmesini geciktirdi. Nihayet Cemal Çaltı adlı bir tüccarın maddî desteğiyle 1944 yılının Kasım ayında İstanbul Ansiklopedisi ismiyle hazırlanan yayının ilk fasikülü çıktı. Ansiklopedi otuz iki büyük boy sayfalık fasiküller halinde basıldı.

BÜYÜK BELDEDEKİ TÜRK DAMGASI

"İstanbul Ansiklopedisi'ni beş kuşaktan beri hemşerisi olmakla öğündüğüm büyük şehrin Türkler tarafından fethinin beş yüzüncü yılına hediye etmeğe ant içtim."

Reşad Ekrem Koçu'nun kişisel gayretleri sonucu ortaya çıkan İstanbul Ansiklopedisi, şehre adanmış abidevî bir eserdir. Yazarın şehre karşı duyduğu sevginin bir nişânesi olan ansiklopedi, İstanbul tarihi, kültürü, mekânları ve hayatı, pek çok farklı yönüyle ansiklopedide yer alır.

Ansiklopedinin içerdiği konular cami, mescid, tekke, türbe, kilise, ayazma, çeşme, sebil, saray, yalı, konak, köşk, han, hamam, tiyatro, kahvehane, meyhane gibi yapılar; devlet adamı, âlim, şair, sanatkâr, iş adamı, hekim, muallim, hoca, derviş, papaz, keşiş, meczup, hânende, sâzende, çengi, köçek, ayyaş, derbeder, pehlivan, tulumbacı, kabadayı, kumarbaz, hırsız, serseri, dilenci gibi şöhretler; şehrin dağı, bayırı, suyu, havası, mesire yerleri, bahçeleri, bostanları vb. tabiat güzellikleri ve coğrafyası; sokakları, mahalleleri ve semtleri; yangınları, salgınları, zelzeleleri, ihtilâlleri, cinayetleri ve dillere destan olan aşk maceraları; halkının âdet, an'ane, giyim ve kuşamı; İstanbul argosu; İstanbul'a ait resimler, şiirler, kitaplar, romanlar, seyahatnâmeler; İstanbul'a gelmiş yabancı şöhretler şeklinde sıralanmıştı. Bu uzun liste eserdeki maddelerin ne kadar geniş bir alana yayılacağını gösteriyordu.

"BİR YUDUM SU"

Koçu, "900.000 nüfuslu İstanbul'da ve 20 milyon nüfuslu Türkiye'de 3000 nüsha olarak basılan İstanbul Ansiklopedisi"ni "bir yudum su" olarak niteler. Ona göre İstanbul Ansiklopedisi her şeyden evvel bu büyük beldenin üzerindeki Türk damgasını belirtir. 1949 yılındaki İstanbul sergisinde dağıtılan küçük bir el ilânında da eserin yirmi dört ciltte tamamlanacağı bildiriliyor, "İstanbul Ansiklopedisi her şeyden evvel bu büyük beldenin üzerindeki Türk damgasını belirtir" cümlesiyle yayın amacı açıklanıyordu.

İSTANBUL ANSİKLOPEDİSİ'NİN 'BENZERLERİ'

İstanbul Ansiklopedisi kendi konusunda öncü oldu, benzerleri yapıldığı gibi taklitleri de çıkarıldı. 1968 yılında Yeni İstanbul gazetesi, Mithat Sertoğlu'na Resimli Büyük İstanbul Ansiklopedisi adıyla tek ciltlik bir çalışma yaptırıp okuyucularına ek olarak verdi. Bu ansiklopedi belli bir tasniften yoksun birtakım tarihî bilgi yığınlarından ibarettir.

1982'de Tercüman gazetesinin, R. Ekrem Koçu'nun dağılan ve satılan terekesinin bir kısmından faydalanarak dört ciltte "Ozansoy" maddesine kadar yayımladığı İstanbul Kültür ve Sanat Ansiklopedisi adlı eser R. Ekrem Koçu'nun özgün çalışmasının ciddiyetten uzak taklidi durumundaydı. R. Ekrem Koçu'nun eserinden istifade ile Tarih Vakfı'nın çıkardığı Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi her maddenin altında çoğu akademisyen olan yazarlarının imzasıyla bibliyografya ihtiva eden, kaliteli görsel malzemeyle zenginleştirilmiş bir eserdir. Eserin gördüğü rağbet üzerine Beşiktaş Belediyesi'nin hemen hemen aynı kadroya hazırlattığı Dünden Bugüne Beşiktaş adlı kitap, şehrin çok renkli bir ilçesini bütün yönleriyle ele alan ve yine her maddenin altında bibliyografya ile imza içeren sistematik bir ansiklopedi niteliğindedir.

DİĞER ÇALIŞMALARI

Ağır ilmî yayınlara pek heves etmeyen Reşat Ekrem, İslâm Ansiklopedisi'nin Türkçe baskısında "Ali Paşa Hekimoğlu" ve "Ali Paşa Sürmeli" maddelerini yazdı.

Reşat Ekrem aynı zamanda iyi resim yapan, fakat genellikle nahif üslûbu tercih eden bir ressam ve 'Acı Su: Şiirler' adlı şiir kitabında da görüldüğü gibi serbest nazmı başarıyla kullanan bir şairdi. Çocuklar başlıklı romantik küçük kitabının ise belki bazı kısımları gerçek hikâyelerden oluşur.

Reşat Ekrem Koçu'nun diğer belli başlı çalışmaları da şunlardır: Sümer Türkleri, Selçuk İmparatorluğu, Bizans Tarihi, Tarihten Evvelki Zamanlar, Ahmed Râsim: Hayatı, Seçme Şiir ve Yazıları, Taçlı Fahişeler, Tarihimizde Garip Vakalar, Tarihimizde Kahramanlar, Haşmetli Yosmalar, Dârülaceze, İstanbul Tulumbacıları, İstanbul Camileri.

Derlenmiştir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
>