Dumlupınar denizaltısının 1953 yılında batması sonucu 81 kişinin yaşamını yitirdiği olayın dramatik öyküsünü konu alan filmin yapımcılığını LA Türk Film Festivali Kurucusu ve SAN Medyanın sahibi Necmettin Sancak, senaryo yazımını ve proje tasarımını Seda Demirtaş üstlendi.
Yönetmenliğini usta isim Ömer Faruk Sorak'ın yapacağı "Dumlupınar: Sonsuza Kadar" filminin ön hazırlık sürecine başlandı.
Senaryo yazımı 2014'de başlayan ve 5 yıllık geniş çaplı çalışma sonucunda tasarlanan projenin, yapım ortağı ve dağıtımcısı TME ve SAN Medya Film, eserin ön hazırlık sürecini titizlikle sürdürüyor.
Hazırlık aşamasının ardından çekimlere başlanacak film, önümüzdeki yıl sinemaseverlerin beğenisine sunulacak.
Genelkurmay Başkanlığından 2015 yılında alınan onay ve destekle çekilecek film için Deniz Kuvvetleri Komutanlığı döneme uygun ekipman desteği sağlayacak.
HEDEF OSCAR ADAYLIĞI
Yapımcı Necmettin Sancak'ın Los Angeles Türk Filmleri Festivali'nin kurucusu olması dolayısıyla "Dumlupınar: Sonsuza Kadar" filmi, şimdiden Oscar ödüllü film yapımcılarının da ilgisini çekiyor.
Özgün hikayesi ve Türkiye'nin tanınmış oyuncularından oluşacak güçlü kadrosuyla Hollywood standartlarında çekilecek filmle, Türkiye'nin Oscar ödül töreninde temsil edilmesi hedefleniyor.
DÜNYACA ÜNLÜ SÜRPRİZ İSİM
Genel Koordinatörlüğünü Haydar Satıl ile Mesut Emre Yılmaz'ın, Genel Koordinatör Yardımcılığını Asu Sanem Kaya'nın yapacağı filmin uygulayıcı yapımcılığını Bilal Bağcı yürütecek.
Türk sinemasının en yüksek bütçeli filmlerinden biri olması öngörülen filmin oyuncu kadrosu ise önümüzdeki günlerde açıklanacak.
Çekimleri Antalya, Gölcük ve Çanakkale'de yapılacak film için görsel efektler ve teknik konularda yurt dışından uzman ekipler de projeye dahil olacak.
Ayrıca filmin oyuncuları arasında dünyaca ünlü bir isim de yer alacak.
PROJE 5 YIL SÜRDÜ
Filmin senaryo yazımını ve proje tasarımını üstlenen Seda Demirtaş, yaptığı açıklamada, "Çocukluk yıllarımda öğrendiğim, benim için manevi değeri çok yüksek olan ve ülkemize yaşattığı acı ile hala güncelliğini koruyan bu hazin hikayenin, 5 yıl boyunca sürdürdüğüm projelendirme aşamasında sona gelindi." dedi.
Demirtaş, hikayeye karşı aynı duyguları taşıyan usta bir yönetmen tarafından filmin beyaz perdeye aktarılacak olmasından duyduğu mutluluğu şu sözlerle anlattı:
"Filmin böylesine güçlü bir kadro ve ekiple hayata geçecek olması gerçekten çok onur ve mutluluk verici. En başından en son aşamasına kadar ekip olarak projeye gösterilen hassasiyetin ve özenin seyirciye aktarılması en büyük hedefimiz. Bunun gerçekleşeceğine yürekten inanıyorum."
"ÖNÜMÜZDEKİ YILIN SEVEREK İZLENECEK FİLMLERİ ARASINA GİRECEK"
Yönetmen Ömer Faruk Sorak da "Dumlupınar faciası"nın, film projesi olarak hayatına 2003-2004 yıllarında girdiğini söyledi.
Filmin bir "dönem projesi" olarak uzunca yıllar büyük yapımcıların ilgisini çok çektiğini fakat kimsenin çekmeye cesaret edemediğini vurgulayan Sorak, şunları kaydetti:
"Genel kanı, bütçesinin yüksekliği ve hikayesinin dram oluşu sebebiyle, böyle bir film yapmanın ticari açıdan son derece mantıksız olduğu yönündeydi. Projeyi büyük bir heyecanla herkese anlatırken, 'Batmak istiyorsun herhalde' türünden şakalar bile yapıldı. Gün geldi, konjonktür değişti, gerçek hikayeler ve özellikle de dram yüklü gerçek hikayeler bütçeleri yüksek olsa da hem seyircide karşılık buldu hem de yapımcısının yüzünü güldürdü. Nihayet Dumlupınar faciası, hayata geçebilecek önemli bir film projesi olarak yıldız gibi parladı."
Yönetmen Ömer Faruk Sorak, "Bu proje ile ilgili doğru zaman, doğru birliktelik buymuş diye düşünüyorum. 'Dumlupınar: Sonsuza Kadar' filminin, önümüzdeki yılın severek izlenecek filmleri arasına gireceğine olan inancım tam, heyecanım ise tarifsiz." diye konuştu.
DUMLUPINAR DENİZALTISININ HAZİN ÖYKÜSÜ
1953 yılının 3 Nisan'ını 4 Nisan'a bağlayan gece 81 kişilik mürettebatıyla su üstünde seyreden Dumlupınar denizaltısı, saat 02.10 sularında Çanakkale Boğazı Nara Burnu açıklarında Naboland adlı bir İsveç yük gemisiyle çarpıştı.
Çarpışmanın şiddetiyle Dumlupınar'ın güvertesinde bulunan 8 kişi denize düştü. 8 kişiden 2'si pervaneye takılarak, biri ise boğularak yaşamını yitirdi. Sağ kalan 5 kişi gümrük motoru tarafından Çanakkale'ye götürülerek hastaneye kaldırıldı.
Dumlupınar denizaltısı ile yapılan son telefon konuşmasında "Vatan sağolsun" sözü ile yaşama veda eden şehitler, tüm dünyaya bu sözün gerçek anlamını ispatlamış oldu.