Yavuz Selim Mahallesi'nde Candaroğlu Adil Bey tarafından 1353 yılında yaptırılan caminin kapısının ise camiden dört yıl sonra yapıldığı belirtiliyor. Devrinin en mükemmel örneklerinden biri olarak gösterilen ahşap işlemeli cami kapısı, eylül ayında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınan camilerden Kastamonu Kasaba Köyü Mahmutbey Camisi'nin kapısını yapan Ankaralı Nakkaş Mahmud oğlu Abdullah'ın başka bir eseri. Hint meşesinden iki kanatlı olarak 2×70 santimetre eninde, 2 metre 10 santimetre boyunda inşa edilen kapının üzerindeki el işi semboller öne çıkıyor.
Kapı üzerine Cin suresinin 18. ayetinin (Mescidler Allah'a ibadet etmek içindir. Öyleyse Allah'tan başka hiçbir kimseye, hiçbir şeye el açıp yalvarmayın) özenle nakşedildiği görülüyor. Mahallede çok sayıda tarihi yapının yer aldığını belirten mahalle muhtarı Mehmet Kalem, "Mahallemiz genelde tarihi yapıları ile ön plana çıkmaktadır. Mahallemizde Çobanoğlu ve Candaroğlu beyliklerine ait birçok eser bulunmaktadır. Bunlardan biri de 1353 yılında Candaroğlu Adil Bey tarafından yaptırılan İbn-i Neccar Camisi'dir." dedi.
Caminin kapısının çok özel olduğunu anlatan Kalem, "Bu caminin en önemli özelliklerinden biri, bir hafta önce UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren Kasaba Köyü Camisi'nin kapısını yapan kişi ile bu caminin kapısını yapan kişinin aynı olmasıdır." diye konuştu.
Kapının Hint meşesi gibi özel bir ağaçtan yapılması bugünlere gelmesini sağlamıştır. diyen Kalem:
"Bu kapı 666 yıldır sapasağlam ibadete açılarak bize hizmet veriyor. Abdullah usta burada aslında kapı yapmamış, ilmek ilmek oya gibi sanatını işlemiş. Bir aşk ile bunu yapmış. Kapımızı görmek isteyen vatandaşlarımızı bekliyoruz." ifadesinde bulundu.