Mekke'nin etrafındaki "mîkat" denilen noktaların sınırladığı bölgenin dışında ikâmet eden kimselerdir.
Mekke'nin yaklaşık 25 km. güney doğusunda (yaya 6 saat mesafede) Harem sınırları dışında bir bölgenin adıdır.
Başkası adına hacceden, vekîl olarak hacca gönderilen kimse demektir.
Deve ve sığır cinsinden olan kurbana "bedene" adı verilir.
Hac'da cezâyı gerektiren fiil ve davranışlara "cinâyet" denir.
Mina'da birbirine birer ok atımı uzaklıkta "3" taş kümesi (cemre) vardır.
İkincisinin henüz vakti girmeden, iki vakit namazı birlikte kılmaktır.
Birincisinin vakti çıktıktan sonra, iki vaktin namazını birlikte kılmaktır.
Koyun ve keçi cinsinden olan kurbana "dem" adı verilir.
Süresi içinde Arafat vakfesine yetişememek, vakfenin vaktini kaçırmak demektir.
İbadette yapılan kusur ve noksanların tamamlanması için ödenen cezâlara "fidye" denir.
Belirli zamanda Kâbe'yi ve etrafındaki bir kısım kutsal yerleri usûlüne uygun olarak ziyâret etmek ve buralarda yapılması gereken diğer menâsiki yerine getirmektir.
Hac menâsikinin başladığı ve devâm ettiği aylardır ki ŞEVVAL ve ZİLKADE ayları ile ZİLHİCCE'nin ilk on günüdür.
Eyyâm-ı malûmat (Belirli günler): Zilhicce'nin ilk 10 günüdür. Terviye, Arafe ve kurban günleri bunlardandır.
Eda edilişi itibariyle hac "üç" kısımdır.
Hükmü itibariyle hac, farz, vâcib ve nâfile olmak üzere "üç" kısımdır.
Kâbe inşa edilirken Hz. İsmail tarafından Ebû Kubeys dağından getirilen bu mübârek taş, tavafa başlanacak yere işâret olmak üzere, hâlen bulunduğu köşeye konulmuştur.
"Halk", saçların dipten tıraş edilmesi; "taksîr" ise saçların kısaltılması, demektir.
Mekke ve etrafında bitkileri koparılmamak ve hayvanları avlanmamak üzere sınırları belirlenmiş bölgeye "Harem" denir.
Kâbe'nin kuzey batı duvarı (Rükn-i Irâkî ile Rükn-i Şâmî arası)'nın karşısında, zeminden 1 m. kadar yüksek 1,5 m. kalınlığında yarım daire şeklinde bir duvar vardır ki, buna "Hatîm"; bu duvar ile Beytüllah arasındaki boşluğa "hıcr" (Hıcr-i Kâbe, Hıcr-i İsmail veya Hatîra)" denir. Hıcr-i Kâbe'de namaz kılınır, dua edilir, fakat kıble olarak buraya karşı namaz kılınmaz.
Harem bölgesinde, hacla ilgili olarak kesilen kurbanlara "Hedy" denir.
Sa'yın her şavtında Safâ ve Merve adlı tepeler arasındaki vâdî tabanına inildiğinde, yeşil ışıkla işâretli sütunlar arasında, erkeklerin sür'atli, çalımlı ve canlı yürümeleridir. Erkekler için sünnettir. Kadınlar "hervele" yapmazlar.
Harem bölgesi ile mîkat sınırları arasında kalan yerlere "Hıll" denir.
Ridâ'nın bir ucunu sağ koltuk altından geçirip sol omuz üzerine atmak, böylece sağ omuz ve kolu ihram'ın dışında bırakmaktır.
Hac ve Umre niyetiyle, diğer zamanlarda helâl olan bir kısım fiil ve davranışları, kişinin kendisine belirli bir süre için harâm kılması demektir.
İhrama girmeden önce iki rek'at namaz kılmak sünnettir.
İhramlı iken yapılması cezayı gerektiren fiil ve davranışlardır. (Tırnak kesmek, elbise giymek...gibi)
Hac veya umre için ihrama girmiş olan kimsenin, düşmanın engel olması veya hastalık gibi bir sebeple hac ve umreyi yapamadan ihramdan çıkmak zorunda kalmasıdır.
Hacer-i esved'i selamlamak demektir.
Kâbe'nin üzerine yağan yağmur sularının dışarıya akmasını sağlayan altından yapılmış oluktur.
Belden aşağıya dolanan peştemal gibi örtüye "izâr" denir.
Allah'a ibâdet olunmak üzere, yeryüzündeki ilk yapılan binâ Kâbe'dir.
Kâbe'nin kuzey doğu duvarında (Rükn-i Hacer-i Esved ile Rükn-i Irakî arasında) zeminden 2 m. kadar yükseklikte, "Kâbe kapısı" vardır.
İşlenen cinâyet karşılığında ödenmesi gereken cezâ demektir.
Medine-i Münevvere'ye yaya bir saat mesâfede Kûba köyündedir.
Hz. İbrahim'in Kâbe'yi inşa ederken iskele olarak kullandığı veya halkı hacca dâvet ederken üzerine çıktığı taşın bulunduğu yerdir.
Mekke'de ve mîkat sınırları içinde ikâmet edenlerdir.
Hac ve umre ile ilgili fiil ve ibadetlerden her birine "nüsük" veya "mensek" denir. Bunun çoğulu "menâsik" tir.
Safâ ile Merve arasında sa'y yapılan yere "Mes'â" denir.
Kudüs Mescidi'dir. Buna "Beyt-i Makdis" de denir.
Mekke'de ortasında Kâbe'nin bulunduğu câmi-i şeriftir.
Mina'da Cemre-i Ûla'nın güneyinde bulunan câmidir.
Medine-i Münevvere'de içinde Rasûlüllah (SAV)'in kabr-i seâdetinin bulunduğu câmi-i şerftir.
Arafat bölgesinde, kuzey-batı tarafı Urene vâdisi sınırları içinde bulunan camidir.
Müzdelife'de Kuzeh dağı üzerinde bir tepedir.
Kâbe'nin etrafında tavaf edilen yere "Metaf" denir.
Haccın edâ edildiği zamana "Mevsim" denir.
Doğrudan harem bölgesine veya Mekke'ye gelen âfâkîlerin ihramsız geçemeyecekleri sınırları belirleyen noktalardır.
Müzdelife ile Mekke arasında, Harem sınırları içinde bir bölgenin adıdır.
İhrâma giren kimseye ihramlı olduğu sürede "muhrim" denir.
Arafat ile Mina arasında Harem sınırları içinde bir bölgenin adıdır.
Mescid-i Nebî'nin Rasûlüllah (SAV) Efendimizin kabr-i seâdetleriyle minber-i şerif arasında kalan kısımdır.
Erkeklerin, tavafın ilk üç şavt'ında; kısa adımlarla koşarak ve omuzları silkerek çalımlı ve sür'atli yürümeleridir.
Mina'da "Cemre" adı verilen taş kümelerine ufacık taşlar atmak demektir.
Belden yukarıya örtülen havlu ve benzeri örtüye "ridâ" denir.
Safâ ile Merve arasında gidip gelmektir. Safâ'dan Merve'ye "4" gidiş, Merve'den Safâ'ya "3" dönüş olmak üzere "7" şavt'tan ibârettir.
Mescid-i Haram'ın doğusunda yaklaşık 350 m. aralıklı iki tepedir.
Tavafta, Hacer-i Esved'den başlayıp, tekrar aynı yere gelinceye kadar, Kâbe'nin etrâfını bir defa dolaşmaktır.
Farz ve vâcip olmadığı halde, fazla sevap için nâfile olarak yapılan ibadetlere "tatavvu" veya "nafîle" adı verilir.
Hâcer-i esved köşesinden başlayarak Kâbe'nin etrafını usulüne göre yedi defa dolaşmaktır.
İster farz, ister vâcib, ister sünnet veya nâfile olsun, bütün tavaflardan sonra iki rek'at namaz kılmak vaciptir.
Mekke'ye geliş tavafı demektir.
İhramdan çıkmak, yani ihram yasaklarının sona ermesi demektir.
"Allah'tan başka kulluk edilecek hiçbir ilâh yoktur. Tektir, eşi ve ortağı yoktur. Mülk O'nun, hamd de O'nundur. O herşeye kadirdir." demektir.
Lebbeyk, Allâhümme Lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk, İnne'l-hamde ve'nni'mete leke ve'l-mülk, lâ şerîke lek.
Allâh büyüktür, Allâh büyüktür. Allâh'tan başka kulluk edilecek hiç bir ilâh yoktur. Allâh büyüktür, Allâh büyüktür. Hamd O'na mahsustur.
Kurban Bayramın'da belirli şartları hâiz kimselerin kesmeleri vâcip olan kurbana "uhdiyye" denir.
Belirli zamana bağlı olmayarak Kâbe'yi usûlüne göre ziyâret etmek ve yapılması gereken diğer menâsiki ifâ etmektir.
Belirli bir yerde belirli süre kalmak demektir.
Kâbe'nin doğusunda, Cenâb-ı Hakk'ın Hz. Hâcer ile oğlu Hz. İsmail'e ihsan ettiği suyun yerinde kazılan, mübârek kuyunun suyudur.
Görmeye gitmek demektir.