1 AYET
Allah ve melekler peygambere salât ediyorlar; ey iman edenler, siz de ona salât ve selâm okuyun.
Ahzâb Suresi 56. Ayet
Ahzâb Suresi 56. Ayeti dinlemek ve okumak için tıklayın
Ahzâb Suresi 56. Ayet Tefsiri
🔷 Türkçe'de genellikle çoğul şekliyle salavat olarak kullanılan salât kelimesinin kök mânası "ateşe tutmak, kızartmak"tır. İnsan kendini ya Allah'a yöneltir, O'na arzeder, O'nun şuurunda olarak yaşar veya O'ndan yüz çevirir, bu takdirde kendini ateşe tutmuş, ateşin üstüne koymuş olur. Bu kök mânadan hareketle bir dinî terim olarak kulların "salât"ı iki mâna ifade etmektedir: 1. Genel olarak dua. Çünkü dua, kulun özünü ve gönlünü Allah'a yöneltmesidir. 2. Özel olarak namaz ibadeti. Çünkü bu ibadet, kendini Allah'a vermenin, O'nun huzuruna sunmanın en güzel aracıdır, en uygun şeklidir. Müminlerin Hz. Peygamber'e salâtı, ona dua etmeleri, onu övgü ve hayırla anmalarıdır. Kendisine, "Selâmın nasıl verileceğini bildik, sana salât nasıl olacak?" diye sorulduğunda, Resûlullah namazların oturuşlarında okuduğumuz "salavât-ı şerife"yi öğretmiş, "Bana böyle salât edersiniz" demiştir (Buhârî, "Tefsîr", 33/10).
Tefsirin tamamını okumak için tıklayın
1 HADİS-İ ŞERİF
Şeddâd b. Evs (RA) şöyle dedi: Resulullah'tan (SAV) iki şey ezberledim. O şöyle dedi:
"Allah, her işte ihsanı (güzel davranmayı) emretmiştir."
(Müslim, Sayd ve Zebâih 57)
◼ Güzel ile kurduğumuz bağ İslam kaynaklıdır. İhsan olarak da zikredilen güzel davranma Allah Teala'nın bizlere bir emridir. Resulullah (SAV) bu hususu sahabilere sıklıkla hatırlatmıştır.
1 DUA
Gerçekliğinde şüphe bulunmayan, her şeye hükümran olan Allah yüceler yücesidir. Sana vahyi tamamlanmadan Kur'an'ı okumada aceleci davranma ve "Rabbim! İlmimi arttır" de.
Tâhâ Suresi 114. Ayet
Tâhâ Suresi 114. Ayeti dinlemek ve okumak için tıklayın
Tâhâ Suresi 114. Ayet Tefsiri
🔷 Kur'ân-ı Kerîm'in ilk hitap ettiği çevrenin Araplar olması dolayısıyla onun Arap dilinde indirilmiş olması tabii olmakla beraber son ilâhî mesajın bu ortamda ve bu dille tebliğ edilmesi de kuşkusuz birçok hikmet taşımaktadır (bu konuda bk. Yûsuf 12/2; Ra'd 13/37; Nahl 16/103). Konuya ilişkin rivayetler ışığında 114. âyet genellikle, Hz. Peygamber'in vahyi alırken onu gerektiği gibi koruyamama endişesi taşıdığı ve ezberlemek için hemen tekrar etmeye yöneldiği biçiminde açıklanmıştır. M. Esed bu âyetin öncelikle Hz. Muhammed'e hitap etmekle birlikte, bütün çağlarda Kur'an okuyan herkesi ilgilendirdiğini belirterek şöyle bir yorum yapmaktadır.