Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği öğretim görevlisi Doç. Dr. Mehmet Talay Köylü, yaptığı açıklamada, tüm dünyada en sık görülen körlük nedenleri arasında glokomun ikinci sırada yer aldığını belirtti.
Dünyada 70 milyon, Türkiye'de ise 550 bin glokom hastası olduğu bilgisini paylaşan Köylü, 2050 yılına kadar glokomun üç kat artmasının beklendiğini kaydetti. Glokom görülme sıklığının yaşla birlikte artış gösterdiğini ifade eden Köylü, bu oranın 40-80 yaş arasında yüzde 3,54, 40-49 yaş aralığında yüzde 1,3, 80 yaşın üzerinde ise yüzde 21,8 olarak görüldüğünü bildirdi.
Glokomun her yaş döneminde rastlanan bir hastalık olduğunu vurgulayan Köylü, "Glokom genç yaşlarda hatta bebeklik döneminde bile görülebilir. Bu nedenle her göz muayenesinde göz tansiyonları ölçtürülmeli, görme sinirine baktırılmalı ve şüphe duyulduğunda mutlaka bir glokom uzmanından yardım istenmelidir." dedi.
Glokomda önemli kabul edilen risk faktörlerine de değinen Köylü, bunlardan en önemlisinin göz tansiyonunun artması, gözün ön saydam merceği (kornea) tabakasının normalden daha ince yapısı, ileri yaş, genetik faktörler ve ilaç kullanımı olduğu bilgisini verdi.
"GLOKOM SİNSİ BİR HASTALIKTIR"
Doç. Dr. Köylü, glokomun sinsi bir hastalık olduğunu vurgulayarak, hastalığın en sık rastlanılan belirtisiz açık açılı tipinde hastanın göz tansiyon artışını hissetmesinin mümkün olmadığına dikkati çekti.
Glokomun erken devrede görmede değişiklik yapmadığını, ağrı veya benzeri göz şikayetine neden olmadığını ifade eden Köylü, bilgisayarlı görme alanı muayenesi veya görme sinir taraması ile görme siniri zedelenmesinin erkenden tanınabileceğini söyledi.
Köylü, göz tansiyon ölçümünde bir şüphe duyulursa mutlaka bir glokom uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Glokom tedavi edilebilir ancak kayıplar geri getirilemez. En sık rastlanılan glokom tipi olan açık açılı ya da eski tabirle kronik basit glokom, genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar. Basınç artışına göz sıvısının dışa akımındaki azalmanın yol açtığı kabul edilir. Göz içi basıncının artış hızı nispeten yavaştır ve hasta bu artışa uyum göstereceğinden dolayı durumdan habersizdir. Hastalığın bir diğer sonucu olan çevre görme alanı kayıpları hasta tarafından hissedilmez.
Açı kapanması glokomu ise dar açılı hastalarda göz sıvısının dışa akışındaki ani duraklamaya bağlı göz içi basıncının hızlı bir seyirle oldukça yüksek değerlere çıkması sonucudur. Hastada şikayetler ani ve belirgindir. Göz tansiyon krizi olarak da bilinir. Glokom, tedavisi mümkün bir hastalıktır. Tedavi süreci tüm ömrü kapsar, yani kronik bir hastalıktır."