Japonya'daki Myanmarlı mültecilerin yaşadığı sıkıntıları anlatan filmiyle Tokyo Uluslararası Film Festivali'nde ödül alan 29 yaşındaki Japon yönetmen Akia Fujimoto, ülkelerinde yaşanan sorunlar nedeniyle mülteci olanların sorunlarının başka ülkelere yerleştiği zaman da bitmediğini söyledi.
"Passage of Life" filmiyle Asya'nın en büyük film festivallerinden biri olarak gösterilen Tokyo Uluslararası Film Festivali'nde "Asya'nın geleceği" ödülünü kazanan Akia, soruları yanıtladı.
Sinemayla ilgilenmeye karar vermesinin ardından Japonya'nın Osaka kentinde Görsel Sanatlar Okulu'nda eğitim aldığını belirten Akia, ilk filmini de okulu bitirme tezinde yaptığını anlattı. Ertesi yıldan itibaren de ödül kazanan filmini çekmeye başladığını vurgulayan Fujimoto, yaklaşık 4 yıl bu film için çalıştığını ifade etti.
Mülteci krizinin dünyada çok büyük bir sorun haline geldiğinin altını çizen Akia, filminde de mülteci bir ailenin yaşadığı sıkıntılara değindiğini dile getirdi. Akia, şöyle devam etti:
"Ben konuya farklı bir açıdan bakmak istedim. Mülteciler çok korkunç sorunlar yaşıyorlar ama bizim filmde anlatmak istediğimiz, başka bir ülkeye gittikleri zaman da sorunlarının bitmediğini göstermek. Kimsenin düşünmediği şey, bu insanların bir de çocukları var. Çocuklar ne yapacaklar, nereye gidecekler. Ben en çok bundan etkilendim. Mesela, benim hikayemde Japonya'dan Myanmar'a dönseler bile çocuklar için problem bitmiyor. Benim tüm istediğim çocukların mutlu olması."
Myanmar'da filmin çekim sürecinde de birçok sıkıntıya tanık olduklarını dile getiren Akia, "Ama biz özellikle bu çocukların neler yaşadıklarına ve nelere şahit olduklarına odaklandık. Tabii ki halihazırda Myanmar'da yaşananlar da çok üzücü." diye konuştu.
"FİLMİ İLGİNÇ KILAN, OYUNCULARIN GERÇEK MÜLTECİ OLMASI"
Ödüllü yönetmen, filmi en ilginç hale getiren unsurun ise profesyonel oyuncular yerine gerçek bir mülteci Myanmarlı anne ve 2 çocuğunun rol alması olduğunu söyledi.
"Bu insanlar zaten bu sorunları yaşamış insanlar ve rol yapmalarına gerek kalmıyor. Gerçeği oynuyorlardı" diye konuşan Akia, sadece baba rolünün bir profesyonel oyuncu tarafından icra edildiğini dile getirdi. Fujimoto, "Eğer bu film değerliyse bunu değerli kılan bu olmalı" ifadelerini kullandı.
Akia, filmin bazıları tarafından belgesel olarak nitelendirilse de bunun doğru bir tanımlama olmayacağını, sadece insanların kendi gerçekliklerini doğal şekilde oynadıklarını belirtti.
"KAPLANOĞLU'NUN 'BAL' FİLMİ BENİM KUTSAL KİTABIM"
Festivalde "Buğday" filmiyle büyük ödülü kazanan yönetmen Semih Kaplanoğlu ile ilişkisine de değinen Akia, şunları söyledi:
"Kaplanoğlu'nun 'Bal' filmi benim kutsal kitabım. Niye sevdiğimi sorarsanız, Kaplanoğlu bir hikaye anlatmıyor, orada çocuğun gerçekten yaşadıklarını bizim hissetmemizi sağlıyor. Benim anne babam yok, maalesef onlarsız büyüdüm. Ben Yusuf oldum o filmde. Kendimi Yusuf gibi hissettim. Filmin içine girdim ve oradaki insan ben oldum. Zaten o filmde böyle bir şok yaşadıktan sonra, kendi filmimde de onu yapmaya çalıştım."
"PASSAGE OF LİFE"IN KONUSU
"Passage of Life", 2010 yılının başlarında yaşanan gerçek bir olaya dayanıyor. Filmin çekimine, 2014'te Japon ve Myanmarlı bir yapım ekibi tarafından başlandı. Film, Tokyo'da yaşayan bir Myanmarlı ailenin yaşadıklarını anlatıyor. Aile, Myanmar'da 1988'de yaşanan ve "8888 Protestosu" olarak adlandırılan olayların ardından, birçok aile gibi vizesiz bir şekilde ülkelerinden ayrılarak Japonya'ya göç ediyor.
Film ayrıca, çevresindeki büyük değişimle çatışan, iki kimlikli 7 yaşındaki bir erkek çocuğunun iç mücadelesini de gözler önüne seriyor.