Devlete savaş açmış olan bu grup daha önceki iki darbe denemesinde başarısız olmuştu. 7 Şubat 2012 tarihinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a yönelik operasyon bunların ilkiydi. O tarihte devlette daha etkin olmalarına rağmen daha kısıtlı bir operasyon tercih edip yalnızca MİT Müsteşarını hukuku araçsallaştırarak ele geçirmek oradan da mümkünse dönemin Başbakan'ı Erdoğan'ı devirmek planlanmıştı.
Erdoğan ve Fidan'ın manevralarıyla atlatılan bu süreç hükümet ile FETÖ örgütü arasındaki ilişkiyi başka bir boyuta taşıdı. Bunun üzerine örgüt ikinci ve daha büyük adımını 17-25 Aralık (2013) tarihlerinde attı. Bu kez doğrudan Erdoğan'a ve yakın çevresine yönelik bir operasyon başlattı. Yine hukuku ve toplumsal kaosu araçsallaştırarak Erdoğan'ı devirmeye yöneldi. Fakat alınan sert tedbirler sayesinde bu çaba da başarısızlığa uğratıldı. O zamana kadar görülmemiş bir darbe denemesi olan bu operasyon aslında kitle iletişim araçları kullanılarak hukuki bir süreçmiş gibi yürütülmesi darbe imajını ortadan kaldırmaya yönelikti. Bu nedenle de çok kimse bu olaya darbe dememeyi tercih etti.
Bundan sonra hükümet ve devlet karşı tedbirler aldı. İçişleri ve Adalet bakanlıkları bünyesinde çeşitli operasyonlar gerçekleştirildi ve bu alanlar en azından kısmen daha güvenli hale getirildi. Ordudaki bu askerler Ağustos'taki YAŞ'ı örgütsel varoluşlarının sonu olarak gördü.
"ASKER İÇERİSİNDE UYUYAN HÜCRELERİMİZ VAR!"
FETÖ 15 Temmuz'da teşebbüs ettiği darbe girişiminin hazırlıklarına aylar öncesinden Kasım 2015'te başladı. FETÖ Çatı iddianamesinde örgütün ülke imamları toplantısına katılan ve gizli tanık olarak 26 Kasım 2015 günü savcılığa ifade veren üst düzey bir FETÖ üyesi toplantıya başkanlık eden FETÖ yöneticisinin kendilerine "Ümitsizliğe düşmeyin, asker içerisinde uyuyan hücrelerimiz var. Zamanı ve yeri geldiğinde harekete geçecekler" ifadelerini kullandığını belirtir.
FETÖ'nün yargı ve emniyetteki unsurları aracılığıyla giriştiği 17-25 Aralık darbe teşebbüsü sonrası siyasi iktidar örgüt ile kapsamlı bir mücadeleye başlattı. 17-25 Aralık 2013 sonrası yargı ve emniyette hızlı bir şekilde FETÖ ile mücadeleye girişildi ancak TSK'nın geçmişten getirdiği sivil denetime kapalılık ve yüksek otonomi içeren kurumsal yapısı nedeniyle, orduda bu konuya dair ciddi bir adım atılamadı. 1 Kasım seçimlerinden AK Parti iktidarının güçlenerek çıkması üzerine kendisine karşı yürütülen mücadelenin devam edeceğini anlayan FETÖ, son çare olarak askeri güçlerini devreye sokarak hükümeti devirme kararı aldı.
2016 Ağustos ayında yapılacak YAŞ toplantısında FETÖ ile ilişkisi olan askeri personelin tasfiye edilmesi yönündeki hazırlıklar, örgütü hazırlandığı darbeyi gerçekleştirmeye itti. Nitekim Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, 19 Temmuz 2016 tarihinde savcılığa verdiği ifadede "Bu yıl (2016) yapılacak Ağustos Şurasında Silahlı Kuvvetler içerisindeki bu yapının (FETÖ) alacağı ağır darbenin hazırlıkları yapılmaktaydı" demişti.
FETÖ'NÜN TSK'DAKİ UNSURLARI DEŞİFRE OLMAYA BAŞLAMIŞTI
Darbeci Arif Kalkan, Ağustos şurasında 3.000 civarında FETÖ'cü subayın ihraç edileceğinin ve Fetullah Gülen'in Ağustos Yüksek Askeri Şurasının yapılmasını istemediği için darbe talimatı verdiğinin kendisine aktarıldığını söyledi.
2016 yılına gelindiğinde FETÖ,TSK'daki unsurlarının deşifre olmaya başladığını fark etti. Nitekim 2016 yılı Nisan ayında İzmir'de başlayan askeri casuslukta kumpas davası bunun en önemli örneklerinden.
15 Temmuz gecesi uygulanan darbe planı tüm Türkiye'yi ele geçiremeyeceği için sadece önemli adreslere ve ulaşımı felç etmeye odaklandı. Eğer tüm ülkeyi ele geçirip her sokağa asker dikemiyorsanız ülkenin en önemli merkezlerine odaklanırsınız.
DARBE HAZIRLIĞININ BAŞLANGIÇ TARİHİ
Darbe hazırlık faaliyetlerinin başlangıç tarihini AK Parti'nin tek başına iktidar olduğu ve dört yıllık seçimsiz bir döneme işaret eden 1 Kasım 2015 tarihinde yapılan genel seçimleri takip eden günler olarak tespit edilir. Darbeye hazırlık toplantılarının yapıldığı Ankara Konutkent'te bulunan üç katlı villa, AK Parti'nin yeniden tek başına iktidara geldiği 1 Kasım 2015 seçimlerinden sekiz gün sonra Empati Danışmanlık Şirketi tarafından 9 Kasım 2015 günü kiralandı.
Daha önce bir takım ön hazırlıklar yapıldığı bilinse de bu tarih darbe hazırlığına fiilen başlandığı tarih olarak kabul edebilir.
Darbe hazırlık faaliyetlerinde öne çıkan isimler, 16 Temmuz sabahında Akıncı Üssü'nde askerlerle birlikte gözaltına alınan Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş'tir. Bu isimlerin 15 Temmuz gecesinde vuku bulan olayların planlanması ve TSK içerisine sızmış örgüt elemanlarıyla iletişim kurulması amacıyla örgütün yöneticisi Fetullah Gülen tarafından görevlendirildi.
DARBEYİ PLANLAMAK İÇİN PEK ÇOK KEZ YURTDIŞINA ÇIKTI
Darbeyi planlama niyeti ile organize edilen toplantılar Adil Öksüz tarafından 27 Aralık 2015 tarihinde başlatıldı. Öksüz bu tarihte yapılan toplantıdan sonra 31 Aralık 2015 tarihinde İngiltere'ye gitti. Aynı dönemde diğer sivil yönetici olan Kemal Batmaz da İngiltere'de bulunmaktaydı. 14 Mart 2016 tarihinde Adil Öksüz Ankara'ya gelip birtakım toplantılar düzenleyerek 17 Mart 2016 tarihinde ABD'ye gitti. Öksüz bu tarihten kısa bir süre sonra 21 Mart 2016 tarihinde ABD'den Türkiye'ye döndü.
Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek ve Nurettin Oruç ile birlikte 17-21 Mart 2016 tarihlerinde ABD'de örgüt lideri Gülen'le toplantılar yaptı. 21 Mart 2016 tarihinde, FETÖ lideri Fetullah Gülen alışılmışın dışında bir şekilde yeşil cübbe giydi ve bu yolla herkul.org adlı internet sitesi üzerinden diğer örgüt mensuplarına dolaylı bir şekilde mesaj gönderdi.
Daha sonra Adil Öksüz 5 Mayıs 2016, 27 Mayıs 2016 ve 4 Haziran 2016 tarihlerinde Ankara'da Fetullah Gülen'in talimatları doğrultusunda darbeye katılan askerlerle hazırlık toplantıları yaptı.
Baz istasyonu ve HGS kayıtlarına göre Adil Öksüz tam 12 defa Akıncı Üssü ve Kazan ilçesi çevresine seyahat gerçekleştirdi. Bu bilgiler hem darbe hazırlıklarının 2015 yılı sonlarında başladığını teyit edilir.
Adil Öksüz 15 Haziran'dan sonra pek çok kez yurt dışına giderek darbeyi organize etmeye çalıştı. Adil Öksüz darbe hazırlık toplantılarını başka kişiler tarafından kiralanan evlerde yaptı.
DARBE TOPLANTILARINDA ALINAN KARARLAR
6, 7, 8 ve 9 Temmuz 2016 tarihlerinde Ankara Konutkent'te bulunan villada darbe teşebbüsü planının son aşamaları kararlaştırıldı ve bir değerlendirme toplantısı yapıldı. Bu toplantıya katılan asker kişiler ler önem arz eder. TSK'nın çeşitli birimlerine sızarak faaliyet göstermekte olan örgüt mensupları darbe hazırlıklarına iştirak etti. Bu kişilerden bazıları Akıncı ve Çatı iddianamelerinde Kurmay Yarbay Turgay Sökmen, Kurmay Albay Bilal Akyüz, Kurmay Yarbay Mustafa Barış Avıalan, Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, Kurmay Albay Murat Koçyiğit'ti. Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık ve Birol Kurubaş'ın parmak izleri villada tespit edildi ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan'ın ofisinde villayı kiralayan Empati Danışmanlık Şirketi antetli bir not kağıdı bulundu.
Bu toplantılarda alınan kararlardan önemli olanlar Darbe Çatı iddianamesinde gizli tanık ifadesine göre şöyle sıralanır:
- 15 Temmuz darbe gecesi ilk yapılacak işin Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli timlerce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın alınarak bir yerde muhafaza edilmesi (Huber Köşkünden alınarak Hava yolu ile İstanbul'da kısa bir süre bekletip, yine hava yolu ile denize açılacak bir gemiye indirilerek muhafaza edilmesi)
- Başbakan Binali Yıldırım'ın Ankara ilinden yine Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli timlerce alınarak Akıncılar Hava Üssü'ne getirilerek burada muhafaza edilmesi
- İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın, Ankara ilinden yine Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli timlerce alınarak Akıncılar Hava Üssü'ne getirilerek burada muhafaza edilmesi
- MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın MİT Müsteşarlığından Özel Kuvvetler timi tarafından alınarak Akıncı Üssü'ne getirilerek burada muhafaza altına alınması
- Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz'in konutundan jandarma birimlerince alınarak Akıncılar Hava Üssü'nde muhafaza edilmesi
- TEM Dairesi Başkanı Turgut Arslan'ın konutundan jandarma timlerince alınarak Akıncı Üssü'ne getirilerek muhafaza edilmesi
- Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'in konutundan jandarma timlerince alınarak Akıncı Üssü'ne getirilerek muhafaza edilmesi
- Özel Harekât Daire Başkanının konutundan jandarma timlerince alınarak Akıncı Üssü'ne getirilerek muhafaza edilmesi
- Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın ikna edilmeden bu darbenin kesinlikle başarılı olamayacağı konuşuldu, özellikle Adil Öksüz'ün, Genelkurmay Başkanının ikna edilmesinde herhangi bir sıkıntı çıkmayacağı yönündeki düşüncesi orada bulunanlar üzerinde hâkim görüş oldu
- Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi'nin FETÖ üyesi olmadığı ancak darbe girişimini destekleyebileceği görüşünün orada bulunanlar tarafından benimsendi
- Çakırsöğüt'te bulunan komando tugayının Ankara iline hava yolu getirilerek Ankara ilinin genel güvenliğinin sağlanması için ihtiyaç olan kuvvetlere takviye verilmesi
9 Temmuz 2016 tarihinde Adil Öksüz'ün başkanlığını yaptığı toplantılara, Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığında Müşterek Hava Harekât Merkezi başkanı olarak görev yapan Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş de katıldı. Toplantının ertesi günü 10 Temmuz 2016 tarihinde Gökhan Şahin Sönmezateş MUHAYM Başkanlığına İstihbarat Yüzbaşı Ali Pehlivan'ı çağırdı ve kendisi ile çeşitli konularda konuştu.
CUMHURBAŞKANININ KALDIĞI OTELİ FOTOĞRAFLADILAR
Ali Pehlivan'ın itiraflarına göre Gökhan Şahin Sönmezateş'in anlattığı hususlar içerisinde Hz. Musa ve Hz. Hızır hikâyesi gibi dini referanslar içeren hikâyeler ile birlikte darbenin planlanması için önemli olan bilgiler de mevcut. Bu bilgileri paylaşırken Ali Pehlivan'dan dinlediklerini başkasına anlatmamak üzere yemin etmesini istedi. Buna müteakip Gökhan Şahin Sönmezateş "coğrafi analiz sistemi" adlı bir program açtıktan sonra bu program üzerinden TÜRKSAT binası, İstanbul'da bulunan Kalender Orduevi, Cumhurbaşkanlığı Köşkü gibi kurumların resmini ekranda gösterdi. Koordinatları tespit edilen yerlerin fotoğrafları bir zarf içerisinde Gökhan Şahin Sönmezateş teslim aldı.
12 Temmuz 2016 tarihinde, ülkenin çeşitli yerlerinde askeri uçaklar kullanılarak birtakım hazırlıklar yapıldı. Diyarbakır'da 8. Ana Üs Komutanı olan Tuğgeneral Deniz Kartepe ve diğer pilotlar Ceyhan Karakurt ve Yarbay Ahmet Özdemir iki adet F-16 uçağıyla beraber Dalaman Havalimanı'na uçuş gerçekleştirmiştir. Havaalanına inmeden önce de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otelin etrafında uçuş yaparak fotoğraf çekti.
13 Temmuz 2016 tarihinde darbenin asker yöneticileri arasında olan Gökhan Şahin Sönmezateş uçuşa "yakıt alma bahanesi" ile Dalaman güzergahını ekletti.
14 Temmuz 2016 tarihinde Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında pilot olarak görev yapan Ahmet Pala ile İlker Hazinedar F-16 uçağı ile Bandırma Üssü'ne gitmişler ve burada yine F-16 uçağına "gelişmiş hedefleme podu olan sniper cihazı" taktı.
15 Temmuz 2016 tarihinde Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında Cuma günü yapılan bayrak töreni, "havanın sıcak olması" gibi bir bahane ile 14.00'de yaptırıldı. Bu şekilde mesai erken bitirildi ve darbeye teşebbüs faaliyetlerine katılması uygun görülmeyen kişiler evlerine gönderildi. Daha sonra Akıncı Üssü'ne darbeyi destekleyen asker ve sivil kişilerin geldi. Bu kişiler Akıncı iddianamesinde belirtildiği üzere "Yurtta Sulh" denilen bir parola ile içeri alınmış ve saat 15.00'da darbe hazırlık toplantılarına katıldı.
Darbe hazırlık sürecinin doğrudan FETÖ mensubu sivil ve askerler tarafından yapıldığına dair bu bilgiler hem tanık hem de sanık ifadelerine dayanır. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca dinlenen "Şapka" ve "Kuzgun" isimleri ile anılan iki gizli tanık, FETÖ üyelerince Ankara'ya çağrıldıklarını, Konutkent'teki villada yapılan darbe hazırlıklarına katıldıklarını, Adil Öksüz'ün yönettiği bu toplantılarda darbe planlamalarının yapıldığını, Öksüz'ün sık sık yan odada Fetullah Gülen ile görüştüğünü ve yurt dışına gidip –Gülen'i kastederek– "büyüğümüzle görüşüp geleceğim" dediğini belirtir.
Derlenmiştir.
SETA-İddianamelerde 15 Temmuz Darbe Girişimi ve FETÖ
SETA-Darbenin Harekât Planı ve Cuntacı Terörle Mücadele