Wilhelm Conrad Röntgen, 8 Kasım 1895 günü laboratuvarında yaptığı çalışmada gözlemlediği verileri, 28 Aralık günü Würzburg Tıbbi Fizik Derneğine "Yeni bir ışın tipi; Preliminer bildiri" başlıklı ilk yazısıyla bildirdi. Yaptığı sunumda ne olduğu bilinmeyen bu ışına "X ışını" adı verildi. Daha sonra bu ışınlara, buluşun sahibine ithafen "Röntgen ışınları" denilmeye başlandı.
DÜNYADA BİR İLK GERÇEKLEŞTİ
Röntgen ışınlarının uygulama alanı, ilk olarak insan vücudu oldu ve vücudun çeşitli yerlerindeki yabancı maddeleri araştırmak, özellikle savaş döneminde büyük önem kazandı.
Röntgen tarafından X ışınlarının bulunuşu, Osmanlı döneminde 29 Ocak 1896 tarihli "La Semaine Medicale" adlı Fransızca bir tıp dergisinden duyuruldu. Tekniği dergiden öğrenen Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane (Gülhane Askerî Tıbbiyesi)'nin son sınıf öğrencisi Esad Feyzi Bey, X ışınlarını elde etmeyi başardı.
İlk denemede İstanbul Tıp Fakültesi profesörlerinden Akil Muhtar Özden de laboratuvarda bulunuyordu. Özden ilk deneme hakkındaki şaşkınlığını bir yazısında şu cümlelerle ifade etti:
"Bir fotoğraf camı, birkaç kat siyah kâğıtla örtülü olarak masanın üstüne kondu. Tüp yerleştirildi. Camın üstüne de ben elimi koydu. Nihayet zaman kâfi görüldü. Hemen koştuk, karanlık odaya tıkıldık. Resmi tab ettik. Türkiye'de X ışını ile ilk radyografi yapılmıştı. Elimin kemikleri fark ediliyordu. Benim o anda uzun boylu, sevimli yüzlü, zeki gözlü Esad Feyzi için hissettiğim sevgi ve hayranlığı tasvir edemem. Sonra başka ellerin de resimleri alındı."
Esad Feyzi, Rıfat Osman ile birlikte gerçekleştirdiği ilk denemelerin ardından uygulamayı yaygınlaştırmak amacıyla Yıldız Hamidiye Sultan İmparatorluk Hastanesi baş cerrahı Prof. Dr. Cemil Topuzlu'ya başvurdu. Cemil Topuzlu'ya verdikleri dilekçede şunlar yazılıydı:
"Yaralı Osmanlı Gazileri'nin yüce Yıldız Hastahanesi'nde tedavi altına alınacakları minnet ve şükranla okunduğundan Askeri Tıbbiye'nin fizik laboratuvarında bulunan ve az noksanı olan, bilinmeyen şualar cihazının adı geçen yüce hastahaneye nakli ile bedenin derinliklerinde yeri bilinmeyen mermi parçaları ile çeşitli durumlarda meydana gelen kemik kırıklarının mahiyetlerini tayin için adı geçen cihazın tarafımızdan kullanılmasına ve bu suretle X ışınları ameliyesi şerefinin medeniyet dünyasında Osmanlı Tıbbı'na verilmesine ve yaralıların uzun acılarından kurtarılmalarına lütfen zât-ı âli-i üstâdenelerinin tavassut buyurmasını arz ve istirham ederiz. Esad Feyzi, Rıfat Osman."
ESAD FEYZİ TIPTA BİR İLKİ BAŞARDI
Esad Feyzi, 1897 yılında Osmanlı-Yunan savaşı sırasında cepheden getirilen yaralı askerler üzerinde röntgen tekniğini uygulama önerisinde bulundu ve Prof. Dr. Cemil Topuzlu'nun desteğiyle, arkadaşı Dr. Rıfat Osman ile birlikte Yıldız Hastanesi'nde yaralılara tanı koymak amacıyla kullandı. Sultan Abdülhamid'in izinleri ile röntgen cihazını hastanenin cerrahi kliniğine kurarak, ilk radyografileri çekti. Yaralı erlerin vücutlarındaki kırık, çıkık ve mermi parçalarının radyografiyle tespit edilmesini sağlayan hekim grubu içinde yer alan Esad Feyzi, Osmanlı İmparatorluğu'nda X ışınını tıbbi ortamda kullanan ilk kişi oldu.
SULTAN ABDÜLHAMİD TARAFINDAN ÖDÜLLENDİRİLDİ
Çekilen el radyogramı, dönemin hükümdarı Sultan Abdülhamid'e sunuldu. Her alanda teknolojiye ve gelişmelere açık oluşu ile tanınan Abdülhamid, bu gelişmelerden çok memnun oldu ve 15 sikke altın vererek bu iki hekimi ödüllendirdi.
Kızılhaç organizasyonu grup başkanı Dr. Hermann Kuttner, hastaneyi ziyareti sırasında gördüğü bu uygulamadan etkilendi ve 1898'de dönemin Alman İmparatoru Kaiser Wilhelm'e verdiği raporun ardından Yıldız Hamidiye Etfal Hastanesi'ne modern bir röntgen cihazı hediye edildi.
X IŞINLARINI DERS PROGRAMINA DÂHİL ETTİ
1897 senesinde yüzbaşı rütbesiyle Tıbbiye'den mezun olan Esad Feyzi, burada ilm-i hikmet-i tabiye, ilm'ül-arz ve ilm'ül-maadin derslerini vermeye başladı. Röntgen ışınlarını tanıttı ve konuyu Tıbbiye'nin ders programına dâhil etti. Baş Cerrah Cemil Topuzlu'ya ricada bulunarak cerrahi bölümünde, "Röntgen Şu'a'atı il Muayene Şubesi" adında bir birimin açılmasını sağladı.
TÜRK TIP LİTERATÜRÜNE KATKISI
Kitabın içeriğinde elektrik bilgisi, çekim tüpleri ve çekimin nasıl yapılacağı, filmin banyosu, X ışınlarının tıptaki çeşitli uygulamaları, çizimler ve kitabın sonunda birisi kendi sağ eline ait olan 12 röntgen filminin fotoğrafları bulunuyordu. Önsözü yazan Cemil Topuzlu'ya göre bu kitap, röntgen konusunda ülkemizde yazılan ilk klinik radyoloji eseriydi, ancak basılamadığı için uluslararası literatüre geçemedi.
Bu eserin son kısmında, X ışınlarının uygulama alanları şu şekilde sıralanmıştı:
- "Kurşun ve top parçalarının bedendeki yerlerinin tayininde
- Özellikle çocuklarda rastlandığı üzere yemek borusuna kaçan yabancı cisimlerin yerlerinin tayininde
- Vücudun herhangi bir bölgesine batan ve kırılan iğne, tığ gibi cisimlerin yerlerinin tayininde
- Kırık, burkulma ve eklem çıkıkları tedavisinde
- Kemik hastalıklarının (kemik zarı iltihabı, kemik iltihabı, ilik iltihabı, kemik tüberkülozu, kas tüberkülozu, kemik sertleşmesi gibi) tanısında
- El ve ayak çarpıklıklarının incelenmesinde
- Böbrek ve mesane taşlarının teşhisinde
- Uterus'taki fetus'un doğum öncesi ya da doğum zamanındaki durumu ve pozisyonunun tespitinde
- Adli tıp sahasında
- Gerçek elmasın sahte elmastan tefrikinde
- Posta aracılığıyla gönderilenlerin incelenmesinde kullanılabilir."
DOKTOR ESAD FEYZİ'NİN YAŞAMI KISA SÜRDÜ
1897 Türk-Yunan harbinde, radyografi ve radyoskopi uygulamalarını, gözlem ve istatistiklerini yayın haline getiremeyen Esad Feyzi, yaptığı uygulamalarla ilk olmasına rağmen dünya tıp literatürüne geçemedi. Ancak 1899'da klinik radyoloji uygulamalarını ve Yıldız Hastanesi'ndeki çalışmalarını kapsayan uzunca bir makale hazırladı. X ışınları konusunda ülkemizde ilk olan "Röntgen Şu'â'âtının suret-i istihsali, havassı, mahiyeti, tatbikat-ı tıb-biyesi" adlı makalesi, Nevsal-i Afiyet'te yayımlandı.
FİKRİYAT