Arama

Millî marşımız ilk kez tarih sahnesinde

Kurtuluş mücadelesinin en zor dönemlerinde, yeni bir devletin temelleri atıldığı günlerdi... Meclis, vatan toprağını düşmana karşı var gücüyle müdafaa eden bu ulusun vefakâr insanlarına, millî heyecanlarını diri tutacak bir marş yazılması için harekete geçti. Ve 98 yıl önce bugün, TBMM’de ilk kez okunan bir şiir, tüm milletvekilleri tarafından alkışlanarak, dört defa ayakta dinlendi. Böylece, İstiklâl Marşı millî marşımız; Mehmet Âkif ise, vatan şairimiz oldu.

Millî marşımız ilk kez tarih sahnesinde
Yayınlanma Tarihi: 1.03.2019 09:12:00 Güncelleme Tarihi: 01.03.2019 09:16

Millî Mücadele'nin en zorlu dönemleriydi. Bir yandan yurdun dört bir yanında vatan müdafaası yapılıyor, diğer taraftan yeni kurulacak olan devletin temelleri atılıyordu. Tüm imkânsızlıklara rağmen tek yürek olan bu millete, elde ettiği başarıları, vatan toprağının kutsallığını ve millî heyecanı hatırlatacak bir millî marşa ihtiyaç vardı.


MİLLÎ UYANIŞTA BİR MEHMET ÂKİF

Kurtuluş mücadelesinin binlerce neferinden biriydi Mehmet Âkif. Bir memleket kurulacaktı ve yıllar boyu savaşlarda ezilmiş, savaşlarda azalmış o memlekete, onun deyimiyle "Âsımlar" lâzımdı.

23 Nisan 1920'de açılan ilk mecliste, Burdur Milletvekili olarak yer aldı. Ancak görev yeri Ankara değil; Anadolu'ydu. Kısa sürede 11 şehir dolaştı. Camilerden insanlara seslendi ve millete hep aynı şeyi söyledi: "Fesattan uzak durun!"


Tam da o dönemlerde, 1921'de Maarif Vekâleti (Eğitim Bakanlığı), tüm ulusu bir arada tutacak Millî Marş için bir yarışma başlattı. 724 eserin katıldığı bu yarışmada, heyecan uyandıracak bir şiire ise rastlanılamadı.

İstiklâl duygusunu en iyi şekilde yansıtacak bir şiir aranıyordu ve bunu yazana karşılığında bir ödül verilecekti. Kalbinde vatan sevgisiyle dolu olan Âkif, bu şiiri yazmayı istiyor; fakat ödülü istemiyordu. Onu, dönemin Maarif Vekili Hamdullah Suphi ikna etti. Mehmet Âkif, o dönem yaşadığı Tacettin Dergâhı'nda, "ödülü almayacağı" şartıyla bir şiir yazdı.

MECLİS TARİHİ BİR GÜN İÇİN TOPLANIYOR

1 Mart 1921 günü TBMM, tarihi günlerinden birini yaşıyordu. Gazi Mustafa Kemal başkanlığında toplanan mecliste, açılış konuşması ardından İstiklâl Mücadelesinde gelinen nokta değerlendirildi.


Gazi'nin meclisi duygu ve heyecana boğan konuşması sonrası, sıra Karesi Mebusu Hasan Basri'nin önergesine geldi. İstiklâl Marşı'nın güftesi, Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey tarafından Meclis kürsüsünden okunacaktı.

Önergenin kabulü üzerine, kürsüye çağrılan Hamdullah Suphi, yaptığı konuşmada "İstiklâl mücadelesinin ruhunu terennüm edecek" bir marş için şairlere müracaat edildiğini ve gelen şiirlerden yedi tanesinin aranılan niteliklere haiz olduğunu anlattı. Fakat "fevkalâde kuvvetli bir şiir aramak lüzumundan dolayı" şahsen Mehmet Âkif'ten bir şiir yazmasını rica ettiğini belirtti.

Âkif'in çok asil bir endişe ile tereddüt gösterdiğini ifade eden Hamdullah Suphi, "katılmama sebebi" için uygun bir çözüm bulunacağını bir mektupla yazdığını anlattı. Hamdullah Suphi, bunun üzerine Âkif'in kendilerine çok nefis bir şiir gönderdiğini söyledi ve bu şiirle birlikte, altı şiiri daha milletvekillerinin görüşlerine sunacağını ifade etti.

İSTİKLÂL MARŞI TBMM'DE İLK KEZ OKUNUYOR

Hamdullah Suphi, Âkif'in kelimeleri bir inci misali dizdiği mısraları okumaya başladı. "Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" dizesinin ardından milletvekillerinden şiddetli alkışlar yükselmeye başladı. Hamdullah Suphi, her mısraında alkışlar eşliğinde, İstiklâl Marşı'nın on kıtasını da okudu.


Bu İstiklâl şiirinin yarattığı heyecan, mecliste büyük bir duygu sağanağı oluşturdu. O sırada Âkif ise, mahcubiyetinden başını kollarının arasına almış ve âdeta sıranın üzerine çökmüştü.

Alkış ve gözyaşları eşliğinde marşın okunması biterken, Nafia (Bayındırlık) Vekili İsmail Fazıl Paşa, şiir bitince haykırarak tekrar okunmasını istedi. Büyük bir coşku yaratan bu İstiklâl şiiri, milletvekilleri tarafından dört defa ayakta dinlendi.

O güne tanıklık ederek şiiri okuyan Hamdullah Suphi, daha sonra hatıralarında o günü "Âkif'in ölmez eserini Büyük Millet Meclisi'nde ben okudum. Meclis tarafından büyük tezahüratla karşılandı. Alkışlandı; defalarca alkışlandı. Meclis manzumeyi ayakta dinlediği gibi Atatürk de ayağa kalkmış alkışlıyordu; herkes heyecan içinde idi" sözleriyle anlatmıştı.

MARŞA GÖLGE DÜŞÜRMEYE ÇALIŞTILAR

Mehmet Âkif'in İstiklâl Marşı'nın TBMM'de okunmasından 11 gün sonra (12 Mart 1921'de) Millî Marş kabulünün müzakerelerine başlandı.

Meclis Başkanı Dr. Adnan Adıvar'ın kürsüye çağırdığı Maarif Vekili Hamdullah Suphi, Millî Marş ile ilgili konuşmasını yaptı. Müzakereler sırasında, İstiklâl Marşı'nın TBMM'de ilk defa okunmasının heyecanını gölgeleyebilecek tartışmalar yaşandı.

Bazı milletvekilleri "ısmarlama" şiir olduğu iddiası ve edebî başarısının ölçülmesi amacıyla, Millî Marş'ın seçiminin daha önce bunun için oluşturulan Maarif Encümeni tarafından yapılmasını önererek, bu doğrultuda önergeler verdiler.


ÂKİF'İN MISRALARI MİLLÎ MARŞIMIZ SEÇİLDİ

Yaşanan bu gelişmeler üzerine Hamdullah Suphi, bazı milletvekillerinin bu yöndeki taleplerine karşılık, kürsüden İstiklâl Marşı'nın mecliste ilk okunduğu esnada yaşanan heyecanı hatırlattı ve şu konuşmayı yaptı: "Halkın mümessili olan sizlerin huzurunda okunan şiirlerin heyet-i âlîyeniz üzerindeki tesirine bendeniz şahit oldum. Eğer halka tesirini anlamak için kalbimizden başka miyarınız varsa, o başkadır. Eğer, halka tesirini kendimiz anlayacak olursak, halkın kalbini de anlamış oluruz. Şimdi arkadaşlar bendeniz diyeceğim ki, bir encümen-i edebîye havale edersek bir fayda mutasavver olabilir; eğer encümen kararını verip bitirecek ise. Fakat zannediyorum meclisinizin verdiği karar ve ısrar ettiği nokta, kendisi bu işi halletmektir."

Önerge ve görüşmelerin ardından Hamdullah Suphi'nin "her marşın ayrı ayrı oya koyulması" teklifi kabul edildi. Daha sonra, Meclis Başkanı tarafından yapılan oylamada, büyük çoğunluğu elde eden Mehmet Âkif'in şiiri, "Millî Marş" olarak kabul edildi.

Fikriyat

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN