Tarihler 1938'i gösterdiğinde tüm dünyanın gözleri yaklaşmakta olan II. Dünya Savaşı tehlikesi üzerindeydi. Almanya'da, Nasyonal Sosyalist rejimin iktidara gelmesiyle artan silahlanma çalışmaları ve saldırgan tavırlar, tüm dünyayı II. Dünya Savaşı'nın içine çekecekti.
Almanya'nın atom bombası üzerine çalışmalar yaptığı bilinmekteydi. Bu durum hem Avrupa'da hem de ABD'deki bilim insanlarında ciddi endişeler yaratmıştı. İlk olarak Enrico Fermi duyduğu bu endişeyi ABD hükümetine yazdığı mektuplarla bildirse de çok fazla önemsenmemiştir.
Daha sonra, Albert Einstein gibi bilim dünyasında nüfuzu olan birkaç bilim insanı bir araya gelerek birtakım uyarıları sıraladıkları o mektubu ABD başkanı Franklin D. Roosevelt'e sunarlar. Mektupta atom bombasının getirebileceği tehlikeleri, bunun Adolf Hitler'in elinde ne kadar yıkıcı etkilere yol açabileceği ve Hitler'in atom bombasını kullanma konusunda hiçbir şekilde çekinmeyeceğini açıklanmıştır. Bu uyarıyı dikkate alan Roosevelt, bir araştırma ekibi kurulması için gerekli çalışmaları başlatır ve tarihte Manhattan Projesi olarak anılacak o projenin ilk adımı atılır.
Manhattan Projesi, II. Dünya Savaşı esnasında ABD hükümeti tarafından yürütülen son derece gizli bir bilim ve mühendislik programı olarak bilinir. Proje, nükleer enerjinin askeri amaçlar için kullanılmasını hedeflemekteydi. ABD hükümetinin asıl niyeti atom bombasının üretilmesinin ahlaki ve yıkıcılık boyutundan ziyade potansiyel olarak Nazi Almanya'sından daha evvel nükleer silah teknolojisine sahip olmak maksadıyla bu projeyi başlatmıştır. Bu projede, nükleer fisyonu kullanarak bir atom bombası üretmenin mümkün olup olmadığı araştırmaların temelini oluşturmuştur.
Proje, o dönemde dünyanın en önde gelen fizikçileri, mühendisleri ve diğer bilim insanlarının katılımıyla yürütüldü. Robert Oppenheimer, Enrico Fermi ve Edward Teller gibi isimlerdi. Albert Einstein ABD'nin atom bombası üretim sürecine doğrudan katkı yapmaktan çekinmiştir; ancak atom çekirdeğinden enerji üretimi konusunda çeşitli katkılar sağlamıştır.
Manhattan Projesi, adının kaynağı olan New York'un Manhattan bölgesinden ziyade birçok yerde yürütüldü, ancak en önemli araştırma ve geliştirme faaliyetleri Los Alamos, New Mexico'daki Los Alamos Ulusal Laboratuvarı'nda gerçekleştirildi.
Atom çağı için her şey hazır! Şimdi test zamanı!
16 Temmuz 1945 tarihinde, New Mexico'da bulunan Alamogordo Test Bölgesi'nde "Trinity" adı verilen bir atom bombası denemesi gerçekleştirildi. 700 metre yarıçapta bir alanda gerçekleşen testte, bombanın patlatıldığı çöldeki kumlar patlamanın ortaya çıkardığı yoğun ısının etkiyle cama dönüşmüştür. Bu deneme, tarihteki ilk nükleer patlamaydı ve bombanın kullanıma hazır olduğunu kanıtladı. Manhattan Projesi, 1945 yılında atom bombası geliştirilmesiyle sonuçlandı.
Bu deney sonrasında ortaya çıkan durumu şu hislerle anlatır Oppenheimer "Dünya'nın artık aynı yer olmayacağını biliyorduk. Bazılarımız güldü, bazılarımız ağladı. Birçoğumuz sessizdik. Benim aklıma Hint yazılarından Bhadavad-Gita'dan bir satır geldi. Vişnu, Prens'i görevini yapmaya ikna etmeye çalışırken, onu etkilemek için çok kollu formuna girer ve şöyle der: 'Ben şimdi Ölüm oldum, dünyaların yok edicisiyim.' Sanıyorum hepimiz bunu düşündük. Öyle veya böyle."
Çanlar Japonya için çalıyor!
Japonya, Pasifik denizindeki çıkarları için ABD üssü olan Pearl Harbor'ı bombardımana tutar. Bu saldırı sonrasında ABD askeri üssü yoğun bir zayiat verir. Üsse yapılan bu saldırı sonrası atom bombasını kullanmak için gerekli meşru sebebi olduğuna hükmeden ABD, atom bombasını kullanmak için fırsat bulur.
Enola Gay ve "The Little Boy" tarih sahnesinde
6 Ağustos 1945'te Enola Gay isimli savaş uçağının taşıdığı "The Little Boy" adı verilen bir atom bombası, Hiroşima'ya atıldı.
Yaklaşık 80 bin sivil insanın hayatını feci şekilde kaybetmesine sebep olan bombanın yıkıcı etkisi ilk defa bütün dünyanın gözleri önüne serilmiş oldu. Bombanın patlamasıyla on binlerce insan buhar olur. ABD'nin Hiroşima'yı seçme sebeplerinden en önemlisi o bölgede hiçbir ABD askerinin bulunmamasıydı.
Şimdi sırada büyük kardeş "Fat Man"
İlk bombanın atılmasının üzerinden yalnızca 3 gün geçmesine rağmen ne Japonya geri adım atıyor ne de ABD ikinci bir atom bombasını atmaktan imtina ediyordu. 9 Ağustos 1945'te "Fat Man" adı verilen bir atom bombası da Nagazaki'ye atıldı. Bu bombanın etkisiyle yaklaşık 50.000 ila 85.000 kişi öldü. Bu bombalar, Japonya'nın teslim olmasına ve II. Dünya Savaşı'nın sona ermesine yol açtı. Atom bombalarının Japonya'ya faturası olmuştur. Yaklaşık olarak 150.000-200.000 kişinin öldüğü, on binlerce insanın da sakat kalmasıyla çok ağır bir bedel öder.
Manhattan Projesi, nükleer silah teknolojisi ve nükleer enerji araştırmalarında büyük bir ilerleme kaynağı oldu. Özellikle nükleer enerjiden elektrik üretimi bu ilerleme sonucudur. Ancak, aynı zamanda nükleer silahların yıkıcı gücü ve nükleer enerjinin potansiyel riskleri konusunda da endişeleri artırdı.
Bu proje, nükleer çağın başlamasına ve dünya çapında nükleer silahların kontrolü ve yayılmasının tartışılmasına neden oldu.
Daha sonra Soğuk Savaş olarak anılacak dönemin başlangıcı atom bombası kullanımı sonucudur. Bu kadar güçlü bir kitle imha aracının tüm dünyada korku yaratması, bu gücün kullanımını da kontrol altına sağlanmıştır. O günden bu güne, dünyadaki hiçbir savaşta atom bombası kullanılmamıştır.