Hani o kara tahtalar önünde beyaz yakalıklarla giydiğimiz siyah önlüklerimiz... Daha öncekilerin ilk mektep yıllarına ait anlattıkları; "Âmin Alayları", "Bed-i Besmele" törenleri...
Hemen hemen hepimizin yaşadığı duygular ve mazimiz...
Bugün de bunlardan ilhamla canlandırılmaya çalışılan geleneklerimiz...
🔸 İsmail Kara Hoca'nın Ahmet Hamdi Tanpınar' ın Huzur'undan aktardığı şekliyle: "Mazi ile alakamızı yeni baştan kurmamız lazım (...) Maziyi ihmal edersek hayatımızda ecnebi bir cisim gibi bizi rahatsız eder (...) Dün doğmadık. (...) Uçsuz bucaksız Asya'nın o kadar zenginliği içinde, dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz halde çırılçıplak yaşıyoruz. Coğrafya, kültür, her şey bizden yeni bir terkip bekliyor; biz misyonlarımızın farkında değiliz."
🔸 İşte biz de buradan hareketle, geçmiş zenginliklerimizi "İcâzetten Diplomaya" Koleksiyonumuzda var olan fotoğraf ve belgelerle, yakın tarihimizin meşhur şahsiyeti asker ve tıp doktoru, siyasetçi Ordinaryüs Profesör Tevfik Sağlam'ın ilk mektepe gidiş merasimini hatıratından aktararak sizlerle paylaşıyoruz...
"1888 yılı martının 14'üncü günü, henüz beş yaşımı bitirmeden, mektebe başladım. Bu babamın defterinde "Oğlum Ali Tevfik'in Bed-i (1) Besmelesi" diye kayıtlıdır. O tarihlerde bir çocuğun mektebe başlaması aile, mektep ve hattâ mahalle için bir hâdise idi. Çocuk okuma çağına gelince ailece hangi mektebe verileceği kararlaştırılır, mektep hocası ile görüşülür, evde ve mektepte hazırlıklar başlar. Çocuğa yeni elbise diktirilir. Minderi (2), cüz kesesi (3) hazırlanır, elif be cüzü (4) alınır. Günü gelince çocuk Amin Alayı ile mektebe götürülür.
O gün mektep için bir tören günüdür. Çocuklar mektepte toplanır, kapı önünde ikişer ikişer dizilir. Önde ilâhiciler, arkada âminciler olmak üzere "Amin Alayı" kurulur.
Alayın önünde mektep hocası, yanında kalfa olduğu halde çocuğun evine gidilir. Kapı önünde dûa edilir ve hazır bekleyen çocuk bir ata veya bir faytona bindirilir. Çocuğun minderi bir rahle üstünde bevvabın (5) başına oturtulur. Böylece teşekkül eden alay, mektebe doğru yola çıkar.
Çocukların güzel seslilerinden ve ilâhi okumaya alıştırılmış olanlarından seçilmiş ilâhiciler, ilâhiler okumaya başlarlar. İki ilâhi arasında bir duraklama olur.
Kalfa arkadan gelen çocuklara "âminn" diye kumanda verir, çocuklar hep bir ağızdan "âminn" diye bağırırlardı. İlâhiler arasında en meşhurlarından biri "Şol cennetin ırmakları akar Allah deyu deyu" idi ki, pek ahenkli bir ilâhi idi. Böylece mektebe varılır. Hoca ve çocuklar yerlerini alır.
Mektebe başlayan çocuk hocanın önüne gider, elini öptükten sonra minder üzerine diz çöker. Hoca elif be cüzünü açar, ilk önce baş taraftaki "Rabbi yessir velâtüassir Rabbi demmim bil hayr" (6) dûasını heceleterek çocuğa okutur.
Başlayış dersi sona ermiştir, çocuk tekrar hocasının elini öper tören de bu şekilde sona erer.
Sözlük:
- bedi: Kelâmın lafız ve anlamını sanat ve konu yapan bilim.
- minder: Mektepte çocukların/talebelerin, kendilerine ait üzerinde oturacakları içi pamuk-yün doldurulmuş kumaş kaplı yer oturağı.
- cüz kesesi: Kumaştan yapılmış, süslü, çok defa altın sırma işlemeli, boyundan asmalı kitap-defter çantası
- elif be cüzü: Okuma yazma öğrenmek için alfabe kitabı.
- bevvab: Mektebin genel hizmetlerini gören kapısı, müstahdemi.
- "Rabbi yessir velâtüassir Rabbi demmim bil hayr": "Allah'ım kolaylaştır, güçleştirme, Allah'ım hayırlısı ile bitirt."
Enver Beşinci
Koleksiyoner
Alıntılanan kaynak:
https://www.icazettendiplomaya.com/makaledetay/17/amin-alaylari-bedi-besmele
VAV TV'ye konuk olan Enver Beşinci'nin videolarını izlemek için tıklayın.