Türkiye ülke içinde FETÖ ile mücadelede bütün eksikliklere rağmen büyük mesafe kat etti. 15 Temmuz öncesi ile kıyaslandığında FETÖ, kendisini çok iyi gizleyen derin kriptolar dışında devletten söküldü atıldı. Toplumda FETÖ ile mücadele konusunda geniş bir mutabakat oluştu. Buna rağmen bazı siyasetçilerin ucuz günlük hesaplar ile hala FETÖ ile taktik işbirliği yaptığı ortada. Bazı siyasetçilerin 'kontrollü darbe', 'tiyatro' vs. gibi FETÖ'nün söylemlerini dillendirerek bu söylemlere meşruiyet kazandırmaya çalıştıkları ayan beyan ortada. Dolayısıyla ülke içinde FETÖ ile mücadele hala bitmiş değil.
Diğer taraftan bizi bekleyen esas tehlike FETÖ diasporasının yurtdışında Türkiye'yi hedef alan faaliyetleridir. Türkiye maalesef uluslararası güçler tarafından kaşınan sorunlar neticesinde kendi içinden çıkan ve yine bu güçler tarafından Türkiye'ye karşı kullanılan birden fazla diaspora ile mücadele etmek zorunda kalan bir ülke. Bu güçler tarafından kışkırtılan Ermeni milliyetçiliği sonucu ortaya çıkan Ermeni diasporası, kürt meselesinin kaşınması sonucu ortaya çıkan PKK diasporası, Alevi meselesinin provoke edilmesi sonucu ana akım Alevilikten ve İslamiyet'ten kopartılarak sekülerleştirilen radikal Alevi diasporası gibi toplulukların Batılı güçler tarafından çeşitli mekanizmalarla desteklendiği ayan beyan ortada. Son dönemde bunlara, Sünni İslam'ın manipüle edilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin içerden teslim alınması amacıyla projelendirilen ve 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri başarısız kalınca yurtdışına kaçan FETÖ diasporası da eklendi.
Diğer diasporalara nazaran birkaç ülke ya da kıtada değil de neredeyse tüm dünya çapında (160 ülke) örgütlendirilen bu sapkın terör örgütünün Türkiye'ye verdiği ve vereceği zararlar hepimizi düşündürmeli. Örgütlendiği ülkelerin tamamında basın, akademi, Think-Tankler, STK'lar ve bürokrasi gibi kamuoyu ve devlet politikalarına yön veren kurumları hedef alan FETÖ'nün özellikle Türkiye ile sorun yaşayan ve FETÖ'yü Türkiye'ye karşı kullanmak isteyen ülkelerde kök saldığı ortada. Diğer taraftan Türkiye ile sorun yaşamayan Afrika, Orta Asya ve Balkanlar gibi bölgelerde ise arkasındaki malum istihbarat örgütünün desteği ile çok uzun vadeli sessiz ve derinden bir sızma harekâtı gerçekleştirdiği görülmekte.
Türk halkından ve Türk devletinden yediği büyük darbeden dolayı Türkiye'ye karşı kin, nefret ve intikam hisleri ile dolu olan FETÖ Türkiye'den tamamıyla sökülüp atılsa bile daha çok uzunca bir dönem Türkiye'yi yurtdışında meşgul edecek bir diasporaya dönüşmüş durumdadır. Dolayısıyla Türkiye bu gerçeği dikkate alarak FETÖ ile bulundukları ülkelerin siyasi ve kültürel şartlarını ve bu ülkelerin Türkiye ile olan ilişkilerini dikkate alan ülke bazlı bir mücadele stratejisi geliştirmek zorundadır.