CHP her seçim öncesi muhafazakar seçmene yönelik göstermelik açılımlar yapmayı adet haline getirmiş bir parti.
Bu göstermelik açılımlar ilk defa 22 Temmuz 2007 seçimlerinde aldığı ağır yenilgiden sonra Baykal'ın çarşaf giyen kadınlara parti rozeti takması ile başlamıştı.
O tarihten bu yana aradan on yıl geçmiş olmasına rağmen CHP muhafazakar seçmenle barışmak konusunda bir arpa boyu yol kat edemedi.
Zira bu açılımlar sahici bir temele sahip olmaktan ziyade göstermelik atılan adımlardan müteşekkil.
Şurası açık ki Türkiye'de toplum spor olsun diye kutuplaşmadı. Bu kutuplaşmanın AK Parti iktidarı döneminde başladığı da koca bir masaldan ibaret.
Bu kutuplaşmanın temelinde Osmanlı'nın son döneminde başlayan modernleşme ve batılılaşmanın Cumhuriyet döneminde tepeden inmeci ceberrut bir batılılaşmaya dönüşmesinin toplumda yarattığı kırılma yatmakta.
Dolayısıyla Arapça ezan yasağından tutun da, başörtüsü yasağına kadar tarihi bagajı muhafazakar seçmene yönelik düşmanlıklarla dolu olan CHP'nin basit temenniler ve beylik açıklamalarla muhafazakarları ikna etmesi mümkün değil.
CHP'nin muhafazakar seçmenle sahici bir şekilde barışması için geçmişi ile yüzleşmesi, geçmişte takındığı anti demokratik tavırlar konusunda resmi olarak özür dilemesi ve en önemlisi de tabanını bu değişikliğe ikna etmesi gerekiyor.
Yani CHP İslamiyeti ve dindarları düşman olarak gören militan laiklikten vazgeçtiğini şüpheye mahal bırakmayacak bir biçimde açıklamalı.
Bunun için bu güne kadar her demokratikleşme adımının önünü tıkayan CHP bu tutumundan vazgeçtiğini somut adımlar ile göstermeli.
Bunun ise her seçim öncesi atılan yüzeysel birkaç adımdan öte CHP ideolojisinin temelini oluşturan dogmalar ve ön kabuller ile derin bir muhasebe ve yüzleştirme gerektirdiği ortada.
Yani CHP'nin CHP olmaktan çıkmadıkça muhafazakar seçmenle barışması imkansız. CHP olmaktan çıkması ise dayandığı kitlenin direnişi nedeniyle mümkün değil.
Bundan dolayı Muharrem İnce'nin 24 Haziran seçim sürecinde başörtüsü ile ilgili yaptığı açıklamanın muhafazakar seçmen tarafından tarafından ciddiye alınmaması kimseyi şaşırtmamalı.
Zira muhafazakar seçmen gayet iyi biliyor ki CHP'nin iktidar olduğu bir ortamda özgürlüklerinin kısıtlanması ile ilgili tartışmaların başlaması çok da uzun sürmeyecektir. Bu noktada uluslararası konjonktürde bugün hakim olan İslamofobik hava CHP'nin elini çok rahatlatacaktır. Bu konuyu da bir sonraki yazımızda irdeleyelim.