Uzaktan eğitim, her ne kadar özellikle son yıllarda dünyanın gündeminde idiyse de bizim gündemimizi meşgul etmeye salgından sonra başladı.
Salgın başlar başlamaz, okullar tatil edildi ve eğitim-öğretim mecburen sanal ortamda tamamladı. Bu arada iki önemi gelişme oldu. İlki, tüm eğitim kurumları, uzaktan eğitimin büyük bir imkân olduğunu gördü. İkincisi, YÖK, derslerin %40'nın uzaktan verilmesine izin vererek salgın geçtikten sonra bile üniversitelere böyle bir imkânın kapısını araladı. 240 AKTS'nin %40'ı 96 AKTS yapıyor ve bu da üç yarı yıla tekabül ediyor ki bence oldukça önemli bir oran.
Üniversiteler bir şekilde dönemi tamamladılar ve araya koskocaman yaz girdi. Güz döneminde ne olacağı belli değildi ve uzmanlar okulların açılmama ihtimalinin kuvvetli olduğunu söylüyorlardı. Yaklaşık dört aylık bir döne hazırlık için yeterli idi. Buna rağmen üniversiteler açılmaya ve ders programları ilan edilmeye başlayınca bazı üniversitelerin uzaktan eğitimi anlamadıklarını ve YÖK'ün sağladığı imkânların önemini kavramadıklarını gördük. En ufak bir değişiklik yapmadan örgün eğitim için hazırlanan ders programını sanal ortama uzaktan eğitimi hiç öğrenmediklerini ve öğrenmek için çaba sarf etmediklerini gösteriyor.
Uzaktan eğitim nedir?
Uzaktan eğitimi diğer eğitimlerden ayıran üç önemli özellik var. İlki, öğrenci ve öğreticilerin farklı mekanlarda olmaları. İkincisi, farklı mekânlardakilerin iletişimini sağlayacak teknolojik araç ve gereçlerin kullanılması ve üçüncüsü, sürecin sorunsuz bir şekilde işlemesi için yöneticilerin destek olması gerekir. Yani materyal üretimi, derslerin planlanması, tasarlanması ve sunulmasında idare ön plana çıkıp rol almalı, sadece eğitim üyelerine bırakılmamalı.
Sürecin aşamaları
Uzaktan eğitimde yapılacak ilk iş, hangi derslerin uzaktan verilmeye müsait olduğunu tespit etmek. Kuram ve uygulamadan oluşan derslerin kuram saatlerini uzaktan eğitime göre belirlemek.
Daha sonra uzaktan eğitimin nasıl verileceğine karar vermek gerekiyor. Eş zamanlı ve zamansız olarak iki farklı yöntem var. Eş zamanlı uygulamada hem öğreticinin hem de öğrencinin aynı anda sanal ortamda olması gerekir. Bu sistemde çalışmak için bir desteğe ihtiyacı olan öğrencilerin başarılı olma ihtimali yüksektir.
Eş zamansızda ise öğretici ve öğrencinin aynı anda bir sanal platformda bir arada bulunması gerekmez. Hazırlanan video ve PDF gibi eğitim materyalleri muhtelif iletişim araçları ile öğrencilere sunulur. Bu sistemin avantajı, öğrencinin kendisi için en uygun zamanda, öğrenmeye en hazır olduğu anda içeriğe ulaşması ve istediğinde iletişimde bulunmasıdır. Öğrenci öğrenme sürecini, kendi planlamak ve gerçekleştirmek zorunda. Bu sistemde kendi kendini motive edebilen ve sorumluluğunu idrak eden öğrenciler başarılı olur.
Eş zamanlı uzaktan eğitim
Muhatabımız lisans öğrencisi olduğu için eş zamanlı uzaktan eğitimin daha iyi olacağını düşündük diyelim. Yapacağımız ilk iş, uzmanların yardımıyla uzaktan verilecek dersleri belirledikten sonra, dersleri değerlendirip kazanımlarını uzaktan eğitime göre yeniden tasarlamak. Bunu yaparken de kullanılacak teknolojik araçları, öğrencilerle iletişimi en sağlıklı şekilde yapılandırmak gerekiyor.
Uzaktan eğitim verilecek derslerin tasarımında etkileşimli içerik geliştirmek, öğrenciye düşünme imkânı sunan örnekler vermek, sorularla öğrencilerin hem kendi içlerinde hem de birbirleriyle tartışmaya zemin hazırlamak önemlidir. Bunun için sunumlar hazırlamak ve dersten önce ve sonra düzenli ders notları vermek gerekir. Yüz yüze eğitimde kullanılan materyallerin uzaktan eğitimde olduğu gibi kullanılamayacağı unutulmamalıdır. Uzaktan eğitim materyali her zaman daha ayrıntılı olmalıdır
Ve en önemli aşamalardan biri de ölçme-değerlendirmeye yönelik hem geçerliği hem güvenliği dikkate alan kurgular yapmak, araçlar geliştirmek.
Süre ne kadar olmalı?
Bu konuda kesin bir şey söylemek güç. Öğrenciye, derse ve ortamlara göre değişebilir. Bununla birlikte dikkat edilmesi gereken iki husus var. İlki, öğrencilerin ekran başında en fazla kalabilecekleri süreyi hesap etmek gerekir. Bir günde 45 dakikalık 9 ders saatini ekran başında bir dönem boyunca takip edemeyeceğini düşünmeli, bir öğrencinin ekran başında kalabileceği en fazla süreyi uzman görüşü alınarak belirlemek ve sınırlamak gerekir. Yapılan araştırmalara göre günde 25-20 dakikalık 5 ders saatinin üstüne çıkıldığında öğrenciler çok zorlanıyor, dikkat dağılmaya başlıyor, ekran yorgunluğu artıyor, motivasyon düşüyor ve öğrenme azalıyor.
İkinci husus sürenin dersin anlaşılmasına yetecek kadar olması. Uzmanlar konusuna göre değişmekle beraber 15-25 dakikanın bir konunun anlatılmasına yeterli olduğunu düşünüyor. Eğer konu yetişmiyorsa konular bölünüp bu sürede anlatılacak şekilde tasarlanmalı.
Size işi uzaktan eğitim olan bir uzmandan dinlediklerimi özetledim. Keşke kimi üniversite yöneticileri de uzmanların bazı konuları kendilerinden daha iyi bilebileceğine ihtimal verip sorsa. Çünkü bu yapılan eğitim uzaktan öğretime çok uzak.
Son sözü adını bilmediğimiz şairimiz söylesin:
Çok tel kırılır nâ-ehline mızrab-ı tasarruf verilince