Yüzyılın şarkısı yahut Akif’le ahitleşme
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, birkaç gün önce, Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen programda "Türkiye Yüzyılı" vizyonunu açıkladı. Aynı gün ilk kez Yücel Arzen tarafından hazırlanan "Türkiye Yüzyılı Şarkısı" da çalındı. Ben bu şarkıyı dinleyince çok tanıdık geldi ve tekrar dinleyince İstiklal Marşı'nda dile getirilen düşüncelerin özeti olduğunu fark ettim.
Önce ilk aklıma gelen düşünceyi söyleyeyim, sonra da neden öyle düşündüğümü açıklayayım.
Şarkıyı dinlediğimde aklıma gelen ilk şey, bu şarkının İstiklal Marşı'nın yazıldığı 1922'den bir asır sonra, içinde bulunmuş olduğumuz durumun İstiklal Marşı ile sağlamasını yapmak ve adeta sözleşmeyi yenilemek için yazıldığı oldu. Bu şarkıyı hazırlayanın, sanki Mehmet Akif'in karşısında imişcesine işaret ettiği yolda yürüyeceğimize dair söz verir gibi hissederek yazdığını düşündüm.
Hatırlarsınız, İstiklal Marşı "Korkma" diyerek başlar. Şarkı ise âdeta Mehmet Akif'in selamını alarak "Korkmuyoruz" diyerek başlıyor. "Gecenin karanlığı" ise şafakları işaret ediyor. Gecenin karanlığından korkmamak al sancağın her şafak dalgalandığını görmek anlamına gelmekte. "Hiç korkmadık korkmuyoruz" denilerek ilk dizede dile getirilen düşünce pekiştiriliyor ve verilen söze sadık kalınacağı bir kez daha ikrar edilmiş oluyor. "Nazlı hilal bize cesaret veriyor" denilerek ifade edilen bu güvenin kaynağı ise göklerde parlayan milletimizin yıldızı hilaldir. Sebebi ise göklerdeki hilalin ve yıldızların daima bize yol göstermesidir. Özellikle yolumuzu şaşırdığımızda hilal ve yıldızlara bakarak doğru yolu buluruz. "Kaybolsak buluruz yönümüz Hakk'ın yolu" derken de bu hususa işaret edilmekte. Yolumuz istiklâl yoludur ve istiklal "Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklâl." Dizesinde veciz bir şekilde ifade edildiği gibi milletimin hakkıdır.
Şarkının nakarat bendi "O yıldız gökte bizim için parlıyor" diyerek başlıyor. Bu dize "O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak" dizesine olan inancın ikrarı ve tekrarından başka bir şey değil.
Nakarat dörtlükte tekrarlanan "Yarın değil hemen şimdi" ise "Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın/Kim bilir, belki yarın... Belki yarından da yakın" dizelerinin günümüze uyarlanmış hâlidir. Mehmet Akif bu dizeleri yazdığında henüz Cumhuriyet kurulmamıştı ve zafer tamamlanmamıştı. Bize ümitsiz olmamamızı hatırlatıyordu. Üzerinden bir asır geçti ve artık yarını bekleyecek ne vaktimiz kaldı ne de sabrımız. O yüzden hemen şimdi denilmekte.
"Vursun davullar sevdamızı deli deli" dizesi bir sevinci ve mutluluğu ifade ediyor. Adeta bir düğün günü veya bayrammış gibi bir hava resmediliyor. "Derdimin dermanı, çaresi çok belli" dizesi bize çarenin İstiklal Marşı olduğunu doğrudan söylemekte. Sadece bizim değil tüm dünyanın da buna ihtiyacı olduğu ise "Türkiye Yüzyılı insanlığın müjdesi" denilerek ifade edilmiş olmakta.
"Doğ doğ doğ ey güneş…" dizesi "Doğacaktır" denilen güneşin artık doğma zamanının geldiğini haykırıyor. Üzerimize bulutları dağıtacak ışıkların dökülmesi şiirsel bir ifade ve karamsarlık ve ümitsizliğin doğan güneş ile yani yüzyılın Türkiye'si ile dağılacağını müjdeliyor. Dünyadaki zulüm ancak Türkiye'nin güçlenmesi ile bitebilir. Güçlü Türkiye söz sahibi olduğunda mazlum milletler şarkı söyleyebilecek kadar mutlu ve müreffeh olabilecekledir. Dünyanın Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu, dolayısıyla gayretin sadece milletimiz için değil insanlık için de olduğunu göstermekte.
Şarkı içinde geçen rap ile söylenen kısımda ise doğrudan Mehmet Akif'in adı geçer. Kanadı kırık bir kuş, zayıf halimize işaret ediyor. Yüzyıl boyunca susmak ise kırılan kanadın iyileşmesi için geçen süre. Ancak kendimize gelebiliyoruz. X, y ve z kuşağı denilerek hedefinden ve gayesinden uzaklaştırılan Türk gencine kim olduğu hatırlatılıyor. "Kim bana zincir vuracakmış/Ya da bana kim haddini bildirecekmiş" sözleri ise "Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!/Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım" dizelerine verilen cevap. "Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar" dizesine ise "Beni bende boğmak isteyenler / Beni kendine gömmek isteyenler" dizeleriyle karşılık verilmiş. "Ne dedi Akif hayat yok sana istiklâlin yoksa" Türk'ün bağımsızlığına düşkünlüğüne bir kez daha vurgu yapılmakta. "Ha saçıma saklıma karışanlar / Dinime dilime uzananlar" ile başlayanlar ise geçen asır boyunca çekilen toplumsal bir sıkıntıyı dile getiriyor.
Gördüğünüz gibi şarkı başından sonuna İstiklal Marşı'nın gölgesinde ve ruhuyla yazılmış. İstiklal Marşı şiiri alıp yukarı çekmiş. Yücel Arzen'i tebrik ederiz.
Son olarak yüzyıl ile ilgili kısa bir açıklama yapmak isterim. Yüzyıl başlayalı 20 sene geçmiş diyerek tahfif edenler olduğunu gördüm. Burada kastedilen İstiklal Marşı'nın yazıldığı tarihten bu yana geçen zaman dilimidir. Gregoryen takvimine esas alanlar için yüzyıl yirmi sene önce başlamış olabilir. Ancak bizim için yüzyıl Türkiye'ye göredir. Yüzyıl sözüne değil, Türkiye Yüzyılı ifadesine dikkatinizi çekerim.
İsmail Güleç
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Karacaoğlan’ı ne kadar tanıyoruz? (29.10.2022)
- Bâkî’nin külliyatı şimdi tamam oldu (25.10.2022)
- Gerçek üniversite için üç ölçüt (22.10.2022)
- Hikmet, ilim ve marifet olmadan üniversite olmaz (18.10.2022)
- Akademi-Medrese Çalıştayı (15.10.2022)
- Adı yaman kendi güzel bir şehir (11.10.2022)
- Huzûr-ı Nebî’de can vermek (06.10.2022)
- Can özünden besmele çekmek (02.10.2022)